Almanya’da yaşayan Salih Zeki-Kıymet Sali çiftinin 15 yıl çocukları olmadı. Yıllar sonra doğan Mazlum Sali ismini koydukları çocukları, otizm belirtileri gösterdi. Mazlum’un eğitimi için Sali ailesi gitmedik hastane, eğitim merkezi bırakmadı. Çareyi en son Türkiye’de bulan aile, Kocaeli Başiskele’de bulunan Atlantis Özel Eğitim Merkezi’ne başvurdu. Almanya’daki eğitimle Atlantis’te aldığı eğitim arasında çok fark olduğunu belirten baba Salih Zeki, “Çocuğumun derslere severek katıldığını görüyorum. Çocuğum sınıfın kapısında öğretmenini bekliyor, bu Almanya’da göremediğim bir şeydi” diye konuştu.

“Almanya’daki okullar çocuğu çok zorluyordu”

Almanya’daki okullarda gördüğü eğitimle çocuğunun zorlandığını dile getiren Salih Zeki Sali, Atlantis sayesinde çocuğunun iletişim seviyesinin ilerlediğini belirtti. Mazlum’un içine kapanık bir yapısının olduğunu belirten Salih Zeki Sali, “Kreşte, çocuğum kendi yaşıtlarıyla pek iletişim kuramıyordu, içe kapanık bir yapısı vardı. Sosyal alanlarda zorlanıyor, sosyalleşmekte güçlük çekiyordu. Geçen yıl bu durum Atlantis sayesinde bir tık ortadan kalktı. Almanya’daki okullar çocuğu çok zorluyordu. Atlantis’te ise farklı bir şey oldu; çocuğumun derslere severek katıldığını görüyorum, dersten mutlu bir şekilde ayrılıyor ve bu beni çok mutlu ediyor. Şu an çocuğum sınıfın kapısında öğretmenini bekliyor, bu Almanya’da göremediğim bir şeydi. Mazlum, şu anda benimle çok iyi iletişim kurabiliyor, dışarıda öğretmenlerine ‘merhaba’ diyebiliyor ve iletişim kurmada büyük bir ilerleme kaydetti. Artık birlikte müzik gibi birçok aktiviteyi yapabiliyoruz, bu beni çok duygulandırıyor. Anlatması zor, yaşanması gereken bir şey bu. Çocuğumun gelişimi sayesinde çok mutluyum, şu anda iletişimde çok büyük bir ilerleme var ve bunu Atlantis’e borçluyum” dedi.

“Çocuklarımız neden bir Einstein olmasın ki?”

Çocuğu için 15 yıl beklediğini ve çok yakından ilgilendiğini belirten Salih Zeki Sali, “Bir fidanı nasıl yetiştirirsin? Özen gösterirsin, meyvesini toplarsınız. Ben çocuğumun her gelişim noktasını takip ediyorum ve bu takip sürecini herkese öneriyorum. A Otizm spektrumu Einstein’de de vardı. Çocuklarımız neden bir Einstein olmasın ki? Aynı şekilde birçok başarılı bilim insanı var. Bu çocuklara doğru bir eğitim verildiğinde, her engelin aşılabileceğine inanıyorum. Dört duvar arasında hiçbir şey olmaz. Ben onu 15 yıl bekledim. O benim her şeyim. Babalık anlatılmaz, hissedilir. Her bir gelişim noktasını yakından gözlemliyorum. Her gün çocuğumun ne yaptığına dair notlar alıyorum, gelişimini izliyorum. Öğretmenlerden aldığım geri bildirimleri dikkate alarak çalışıyorum. Burada denver testleri gibi gelişim testleri yapılıyor, bu testlerde çocuğun nerede zorlandığını görebiliyorum. Çocuğumun suyla ilgili bir problemi varsa, ben de onun üzerine gidip çalışıyorum. Buradaki öğretmenlere ve kurumlara çok güveniyorum ve onlarla bir ekip gibi çalışıyoruz. Otizmin bir hastalık olmadığını belirtmek isterim; otizmi araştıran ve anlayan biri olarak, bunu bir hastalık değil, bir farklılık olarak görüyorum. Almanya’da birçok derneğe katıldım, Amerika’dan gelen uzmanlarla da konuşma fırsatım oldu. Bu nedenle kendimi tecrübeli bir baba olarak görüyorum” diye konuştu.

“Eğitimle her şeyi başarabiliriz”

Otizmin bir hastalık olmadığının altını çizen baba Zeki, “Otizmi anlayarak yaklaşmak çok önemli. Einstein, Messi, Mozart gibi birçok başarılı insanın otizm spektrumunda olduğu belirtiliyor. Neden bizim çocuklarımız da böyle başarılı olmasın? Çocuklarımıza doğru eğitimle her şeyi başarabileceğimizi düşünüyorum. Ailelere de mesajım budur. Otizm bir hastalık değil, davranış bozukluğu. Bunun tedavisi de eğitimdir. Eğitimle her şeyi başarabiliriz” ifadelerine yer verdi.

Kaynak: İHA