Zonguldak Nostalji'den "1930 yılı Öncesi Zonguldak..." paylaşımında şu bilgiler verildi;
"1930 Öncesi Zonguldak...
1930 öncesi, iki tren hattının bulunduğu, toz duman içerisinde, trenlerle limana nakli yapılan kömürlerin döke saçıla taşındığı bir tarla görünümündeydi Gazipaşa Caddesi (caddeye Gazipaşa ismi 1932 yılında verildi). Caddeden geçen trenlerin vagonlarından yere dökülen kömürleri toplayan, bekleme yaptığı noktalarda ellerinde hazır bulunan testere ağızlarıyla vagonlar arasında kalan kömür kalıntılarını kazıyıp tenekelere doldurup satan bir iş kolu da vardı Gazipaşa Caddesi'nde…
Toplanan kömürleri alım-satım yapan, bugünkü vergi dairesi’nin karşısında asıl işi lokantacılık olan bir de iş yeri vardı, adı Aşçı Hacı Baba. O zamanlarda lokanta ismi kullanılmazdı, yemek yapan işyerlerine aşçı denilirdi. Aşcı Hacı Baba hamallara yemek veren bir iş yeri sahibiydi. İnsan gücünün ön planda olduğu o yıllarda bütün taşıma işlerin çoğunluğunu Yabanovalı hamallar yapardı ve genelde bütün hamallar aşçı Hacı Baba’da yemek yerlerdi. Hacı Baba ikinci iş olarak kömürcülük yapar tenekelerle toplanan kömürleri deposunda biriktirir ve lokantacılıktan ayrı kömür alım satım işiyle de uğraşırdı...
1900 başlarında iskele, ahşaptan yapılmış kullanışsız, büyük teknelerin yanaşmasına müsait olmayan bir yapıya sahipti ve bu haliyle 1932 yılında yerine yapılan beton iskele yapılıncaya kadar Zonguldak’a hizmet verdi. Beton iskele iki kat inşa edildi ve üst katına vinç monte edilerek şehrin malzeme ihtiyacını karşılamak üzere denizyoluyla gelen çektirme ve teknelerin yükleme ve boşaltma ihtiyacını yıllarca karşıladı.
İskelenin çevresi 1930’lu yıllara kadar iç içe düzensiz, park ve bahçelerin henüz yapılmadığı bir bölgeydi. İskelenin hemen yanında 1890’lı yıllardan 1930’lu yıllara kadar “Taşıma Bürosu” olarak kullanılan bina, onun hemen yanında “Sahil Sıhhiye” binası ve o yılların en iyi oteli olan “İhsaniye Oteli” bulunmaktaydı.
1920’li yıllarda Zonguldak’ta üç tane varlıklı aile vardı, bunlardan ikisi yabancı uyruklu bir tanesi Türk, O da Numan Ağa idi...
Numan Ağa, Zonguldak’ta bulunan iki otelden birinin sahibiydi. Bu otellerden birisi şimdiki yeni cami ile Gazipaşa caddesi’nin birleştiği noktadaydı, eski bir binaydı. Adı “İstanbul Oteli”. Diğeri de Numan Ağa’nın oteliydi ki, o günkü koşullara göre lüks sayılan bir oteldi. Yeri de şimdiki İsmet İnönü Heykelinin bulunduğu alandaydı, tabi o zaman kordon boyu yok, park yok, taşlık kumluk bir sahildi orası, iskeleyle bugünkü vilayet binası arasındaki alanda bulunan bu otelin adı “İhsaniye Oteli” idi.
Henüz il olmadan önce Zonguldak'ta ilk yönetim binası Yeniçarşı’daydı 1923'den sonra aynı bina vilayet binası olarak hizmet verdi, vilayet binası Yenicami’nin yanında Amele birliği hastanesinin yolu üzerinde bulunuyordu bu bina daha sonra yıkıldı ve 1930’dan sonra günümüzdeki vilayet binasından önce yıkılan yeni yerine geçildi."