ABD’nin Atlas Okyanusu ve Akdeniz’de ticaret yapmaya çalıştığı 1700’lü yılların sonlarında Osmanlı donanması denizlere hakimdi. O dönemlerde beylerbeyi olan Cezayirli Hasan Paşa bu denizlerde ABD donamasına kök söktürüyordu.
En nihayetinde ABD 1795 yılında Osmanlı devleti ile anlaşma yapmayı kabul etti. Yapılan Trablus anlaşmasına göre; Cezayir’de ki esirlerin iadesi, atlas Okyanusu ve Akdeniz’de ki ABD gemilerine dokunulmamasının bedeli olarak 642 bin Osmanlı altını vermeyi kabul etti.
Bu anlaşma 1818 yılına kadar devam etti.
Trablus Anlaşması’nın bir özelliği ise Osmanlıca imzalanmış olmasıdır ve ABD’nin yabancı bir dilde yaptığı ilk anlaşmadır.
Ve bu anlaşma ile ilk defa ABD bir devlete vergi ödemeyi kabul etti.
ABD'nin Osmanlıya haraç verdiği anlaşmanın adıdır; Trablus
Ecdadımızla ne kadar gurur duysak azdır.
Bu uygulama, ecdadımızın geçmişte dünya denizlerine hâkimiyetine yalnızca küçük bir örnektir.
Bu tarihi gerçeği Zonguldak Liman Başkanı Ali Görkem’in 1 Temmuz Denizcilik ve Kapotaj Bayramı nedeniyle düzenlenen törendeki konuşmasından öğrendim.
İnanın o anlattıkça ban gururla dinledim.
Ecdadımla bir kez daha gurur duydum.
Böyle bir ajdadın torunlarıyız biz
Ve bugün
Evet 1 Temmuz Denizcilik ve Kapotaj Bayramı’nın 93. Yıldönümü.
Ve 1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe giren kabotaj kanunu ile bağımsızlığımız ve denizlerimizde ki hükümranlık haklarımız perçinlenmemiştir.
Asya ile Avrupa arasında köprü vazifesi gören, Karadeniz, Ege ve Akdeniz gibi stratejik öneme sahip denizlerle çevrili olan bir ülkeye sahibiz Bu denizleri birleştiren iki önemli su yoluna ve bir iç denize sahip olmamız nedeniyle, tarih boyunca bunların çevresinde yaşamış çeşitli uygarlıkları barındıran, stratejik konumu gereği günümüz dünyasında önemi daha da artan bir ülke konumundayız.
Denizlerdeki hakimiyetimiz nedeniyle Doğu Akdeniz’de bugün dünyaya meydan okuyoruz.
Denizlerde hakim olamayan bir millet tarih sayfasından silinmeye mahkumdur. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
Bugün kendi üretimimiz olan Milli Savaş Gemisi (Mil Gem) başta olmak üzere geliştirdiğimiz deniz ve hava ve kara silah sistemleri ile birlikte bugün Doğu Akdeniz’de enerji yataklarından hakkımız olanı alacağız.
Yaklaşık olarak 20-25 trilyon dolar değerinde bir enerji kaynağından söz edilen bir Akdeniz’de, Türkiye olarak bu kaynaktan payımıza düşeni alacağız, almalıyız da.
Bunun için deniz gücü şart ve bu güce sahip olduğumuz içinde dosta gücen düşmanlarımıza korku veriyoruz.
Aynen dün olduğu gibi
Dün ABD Osmanlı’ya vergi (Haraç) vermek zorunda kaldı
Bugün de ABD Doğu Akdeniz’de bize dişini geçiremiyor, uzaktan ancak havlıyor.
G 20 zirvesinde Trump’un tutumu Türkiye’nin taviz vermeyen politikasının ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.
Zonguldak olarak ise ilk limancılık faaliyetlerimiz 1896 yılında başlamıştır.
Şu an itibariyle TTK Zonguldak limanı, Eren Enerji Limanı ve kurulum aşamasında olan Filyos Liman projesi ile Karadeniz’de ki ticaret hacmini her geçen gün büyüten Zonguldak denizlerde de üstünlüğü eline geçirecek. Zonguldak Karadeniz’de ticaret hacmi gelişen nadide şehirlerden biridir.
Peki konuyu nereye getirmek istiyorum
Özetlersek denizcilik sektöründe gerek sosyal, gerekse ekonomik olarak gelişmelere hazırlıklı olmalıyız.
Zonguldak olarak sadece kömür sektörü olarak değil denizcilik sektöründe de önde bir il olma yolunda emin adımlarla gidiyoruz.
Eren Enerji Limanı’na bugün dünyanın değişik ülkelerinden çok sayıda her biri binlerce tonluk tanker gemileri gelmektedir.
Aynı şekilde Filyos Projesi devreye girdiği zaman, Türkiye’ni Ortadoğu’ya açılan kapısı olacak. Ülkemizin çok önemli ihracat ve ithalatları bu limandan gerçekleştirilecek.
Bu üstünlükleri göz önünde bulundurduğumuzda Zonguldak halkının sektörde hak ettiği yer ve tecrübe açıkça görülüyor.
Zonguldak gücüne güç katacak
Bana ne kadar iyimsersin diyorlar
Ben buna iyimserlik demiyorum
Geleceği görmek diyorum
Evet bugünkü şartlar benim dediklerimi uzak gibi gösteriyor ama inanın yakın zamanda bunlar tek tek gerçekleşecek
Ve bende bu gerçekleri yazarak tarihte yerimi almış olacağım