14 Ekim Bartın TTK Amasra'da ki grizu faciasının yıldönümünde Zonguldak'ta Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM basın açıklaması düzenledi.
Madenci hanım da düzenlenen basın açıklamasına çok sayıda sendika başkanı ve yöneticisi katıldı.
ESM Başkanı Özgür Erkal, yaptığı açıklamada Amasra maden katliamını unutmadık larıno, facianın hesabının sorulacağını söyledi .
Bunun bir iş kazası değil cinayet olduğunu ifade eden Özgür Erkan şunları kaydetti;
AMASRA’DAKİ MADEN KATLİAMINI UNUTMUYORUZ!
Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) Başkanı Özgür Erkal yaptığı
Yaşanan madencilerin fıtratı olarak addedilen alelade bir ölümden ziyade göz göre göre gelen bir iş cinayetidir.
Geçtiğimiz yıl 14 Ekim’de Amasra'da bulunan Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait
işletmede 43 madenci göz göre göre gelen bir kaza sonucu yaşamlarını yitirmişti. Aradan bir yıl
geçti, malesef işçileri, emekçileri iş cinayetlerine mahkum eden düzen yerli yerinde duruyor. İSGverilerine göre 2023 yılının sadece ilk 8 ayında 1.253 işçi iş kazalarında yaşamını yitirmiştir.
Sermaye düzeni ve temsilcileri bizlere her yıl yaşanan binlerce iş kazasının ve bunlara bağlıolarak gerçekleşen ölüm ve yaralanmaların birer kader olduğuna inandırmak için elinden geleni
yapmaktadır. Oysaki hepimizin bildiği gibi iş cinayetlerinin neredeyse tamamına yakınıönlenebilir sebeplerden kaynaklanmaktadır.
Geçtiğimiz yıl Amasra’da yaşadığımız maden faciası da sonrasında ortaya çıkan gerçeklere
baktığımızda alınabilecek önlemlerle 43 madenciyi kaybetmemizin önüne rahatlıkla geçilebilirdi.
Hem kazaya ilişkin Meclis araştırma raporu hem de bilirkişi raporları bunu kanıtlamaktadır. Son
olarak dava dosyasına eklenen bilirkişi raporunda TTK Genel Müdürlüğü % 100 kusurlu
bulunurken; kazanın meydana geldiği maden ocağında havalandırmanın iyileştirilmesi için
gerekli yatırım ve iyileştirilme projelerinin hayata geçirilmediği, kazanın meydana gelmesinde
yetersiz ve etkisiz havalandırma sisteminin önemli rol oynadığına dikkat çekilmiştir. Rapor
ayrıca kaza ile ilgili sorumluluğun kişilere mal edilemeyeceğini açıkça ifade etmektedir.Madencilik barındırdığı tehlikeler nedeniyle bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim gerektiren en tehlikeli iş koludur. Kömür madenlerinde grizu ve göçük en bilinen, en çok can yakan tehlikelerdir. Etkisi ve riskibilinen tehlike kaynaklarına karşı proaktif önlem almak hem yasal hem de vicdani birzorunluluktur. Bu tür sonuçları bilinen olaylar kaza değil olsa olsa cinayettir.
Yeraltı maden işletmeciliğinin olmazsa olmaz koşulu iyi havalandırma planı ve yeryüzüne
ulaşmayı sağlayacak en az iki bağımsız yolun var olmasıdır.
Yeraltında havalandırma ölçümlerinin not edildiği havalandırma defteri bulunur. Ocak havasısensörlerle izlendiği gibi seyyar ölçü aletleri ile de ölçülür ve deftere kaydedilir. Bu yasal
zorunluluktur. Ocak havası iyi ve yeterli bir havalandırma ile temizlenebilir. Görünen o ki var
olan havalandırmanın ocak içindeki metan gazını temizlemeye yetecek düzeyde olmamıştır.
ATİM'de ocak havasının derinlere indirilmesi ve havalandırmasının iyileştirilmesi için gerekliyatırım ve iyileştirme projelerinin hayata geçirilemediği açıktır.
TBMM Araştırma Komisyonu raporunda vantilatörün modernizasyonuyla ilgili sürecin 2018
yılında başladığı belirtilmiş, birinci ihalenin en uygun teklifin yaklaşık maliyetin % 64 üzerindeolması nedeniyle, 25 Ocak 2021’deki ikinci ihalenin ise teknik şartnamede değişiklik yapılacağı
gerekçesiyle 31 Mayıs 2021’de iptal edildiği vurgulanmıştır. Üçüncü ihale ise ihaleyi alan
firmanın pandemi ve ekonomik sorunlar nedeniyle temin süresinde yaşanan sıkıntıları gerekçe
göstermesi ile süre uzatımı talep etmesi nedeniyle akamete uğramıştır.
TTK Genel Müdürlüğü’nün kamuoyuna yansıyan resmi yazışmaları da bilirkişi raporunda
belirtilen hususları kanıtlıyor. Amasra İşletmesi’nden, 2018 yılı Temmuz ayında 50 yıl önce
kurulmuş
olan aspiratör sistemlerinin kapasitesinin mevcut havalandırma ihtiyacını
karşılayamadığı ve değiştirilmesi gerekliliği Genel Müdürlüğe iletilmesine ve 2020 yılındatalebin tekrarlanmasına rağmen aradan geçen 4 yılda bu konuda tek bir adım atılmamıştır.
Genel Müdürlüğün aklına aspiratörleri değiştirmek ancak kazadan sonra gelmiştir ki bunu
yapmalarının sebebi de insan hayatını düşünmeleri değil sorumluluklarını ortadan kaldırmak
istemeleridir.
Bunları göz önüne aldığımızda buna maden kazası demek gerçeği ters yüz etmek olacaktır.
Yaşanan madencilerin fıtratı olarak addedilen alelade bir ölümden ziyade göz göre göre gelen bir iş cinayetidir. Sorumlusu da TTK Genel Müdürlüğü’dür!
Saraylarında günde 15 milyon lira harcayanların, tasarrufun T’sini bilmeyenlerin işçi sağlığı ve
güvenliğinden yaptıkları tasarrufun sonucu 43 madenci canımızın ölümüdür!
Bu nedenledir ki;
● İşçi sağlığı ve iş güvenliğini gereksiz maliyet olarak gören, taşeronlaşma eliyle kuralsız
ve güvencesiz çalışma ortamı yaratan, kar hırsıyla çalışanları ölüme mahkum eden
politikalardan derhal vazgeçilmedir. Madencilik alanında kuralsızlığı derinleştiren
özelleştirme politikalarına son verilmelidir. Emekçilerin çalışırken ölmediği, meslek
hastalıklarına yakalanmadığı, kurallı, örgütlü, güvenceli, sağlıklı bir çalışma hayatı
kurulmalıdır.
● Yaşanan bu katliam tüm yönleriyle araştırılmalı, gerçek sorumlular mutlaka
cezalandırılmalıdır. Görevi kendilerine verilen işleri yapmak olan birkaç vardiya amiri
günah keçisi ilan edilmemeli, facia en üst yönetim kademesinden başlanarak tüm
boyutlarıyla bağımsız bir komisyon tarafından dikkatle incelenmelidir.
● TTK gibi kamu kurumları her türlü siyasi baskıdan uzak madencilik bilimi ve işletme
kurallarına göre yönetilmelidir. Siyasetin bürokrasiye müdahalesi sonucu oluşturulan
kadrolaşma ve bu kadroların liyakatsizliğinin bedeli geçmişte olduğu gibi ocakta çalışan
birkaç maden mühendisine yüklenmemelidir.
● Kazayla ilgili tüm verilerin şeffaf olarak paylaşılması, kazanın gerçek nedeninin
belirlenmesi açısından önem taşımaktadır. Gerçek nedenin belirlenmesi bu tip kazaların
gelecekte tekrar yaşanmaması açısından önemlidir.
Yaşanan katliamlar ‘fıtrat, kader planı’ denilerek geçiştirilmekte katliamların gerçek sorumluları
cezasız kalmaktadır. Yıllardır yaşanan her iş cinayetinin üstünün kapatılması, sorumluların açığa
çıkarılmaması hepimize yeni katliamlar, yeni acılar olarak dönmektedir.
Madencilik bilim ve teknolojisi, bu gibi grizu patlamalarını önleyecek bilgi birikimine ve
deneyimine sahiptir. Bu nedenle bu tip kazalar önlenebilir niteliktedir. Bugün ortaya çıkan
belgelerden de anlaşıldığı üzere kaza bağıra bağıra gelmiş ve yönetim aldığı kararların
arkasında durmamış ve bu elim olay meydana gelmiştir.
İş cinayetleri ile aramızdan koparılan tüm işçileri, emekçileri saygı ile anıyor, yeni Amasraların,
Somaların, Ermeneklerin yaşanmaması adına emek düşmanı sisteme karşı mücadelemizikaranlıkla sürdüreceğimizin altını bir kez daha çiziyoruz"