Saat on bir buçukta Zonguldak treninin ardından gelen on iki de Çatalağzı tarafına geçen tren sesini duyduğunuzda öğle vakti gelmiştir artık. Saat ikide Ankara’ya giden motorlu tren geçtiğinde, herkes saat kaç olduğunu bilir özellikle kısa olan kış günlerinde, günün bitmek üzeri olduğunu ve işleri tamamlamak gerektiğini anlardı. Velhasıl, tren vakitleri ezan gibi günün zaman dilimlerini hatırlatırdı Kilimlilere...
Şehrin tam orta yerindeki siyah toprak renkli futbol sahası ise şehrin kalbiydi (Şimdi kapalı spor salonu olan yer). Akşam üstleri futbol maçları olurdu çoğu kez ya da Kilimlispor’un antremanları. Sahanın boş kaldığı pek nadir olurdu. Bir de iddialı futbol maçları olurdu ara sıra. O dönemin önemli futbolcuları Halil Güngördü, Uğur gibi isimler ve ismini bilmediğimiz pek çok önemli futbolcu futbolun endüstriyel bir anlam içermediği (futbolun borsada değil, arsada-toprakta oynandığı) yıllarda, kıyasıya maçlar yapardı. Bizim için ise, o zamanlar en önemli ödül, dışarı kaçan topları koşarak yakalamak ve hayran olduğumuz futbolculara geri vermekti.
Hayranı olduğumuz büyüklerin oynadığı maçların ardından bizlerde, büyük sahanın istasyon tarafındaki çınar ağaçlarının olduğu yerde, ağaçları ve taşları ayarlayıp kaleleri yapar, büyüklerden gördüğümüz hareketleri taklit etmeye çalışarak maçlar yapardık.
Akşam üstleri futbol maçları başlamadan önce ise sahanın ortaokul-lise yada Ekonoma tarafındaki çınar ağaçlarının gölgesinde Asım dede bisikletlerini kiraya verirdi. Bisikletlerin çok değerli olduğu o zamanlar bizde Asım dedeye yardım etmeye çalışır, onun gözüne girmeye çalışırdık. Tek beklentimiz ise bisikletlere dokunabilmek,kiralama zamanı dolan bisikletleri yerlerine yerleştirmekti.Asım dedenin en gözde bisikletleri ise büyük ve küçük mavi olanlarıydı.Asım dedenin bisiklet kiralama süresi dolanlara sık sık “ büyük mavi yada küçük mavi ” seslenişleri hiç eksilmezdi.
Bizim için asıl ödül saati ise, akşam üstü bisikletleri Asım dedenin evinin altındaki deposuna kadar sürerek götürmekti. Bisikletlerle uzun zaman geçirme anları olan akşam üstleri, bizim için çok büyük bir beklentiydi. Hatta çoğu zaman arkadaşlarla kimin hangi bisikleti götüreceği konusunda önceden ayarlama yapar, bazen tartışmalar yaşardık.
Günümüzde çocukların kolay bir şekilde ulaştığı bisikletler, bizim için çocukluğumuzun masal kahramanlarıydı. Onlarla ilgili o kadar çok hayal kurardık ki Asım dedenin bisikletlerinin yanında olduğumuz zamanlar bizim en mutlu olduğumuz anlardı.
Aradan geçen onca yıllara rağmen, nerede mavi renkli bir bisiklet görsem, Asım dedenin o seslenişleri çınlar kulağımda… Büyük mavi,küçük mavi… Ve çocukluğumuzun eski Kilimlisi gelir aklıma ve hayallere dalar giderim.
Ali Nail Kılıç-2021
Zonguldak Nostalji