İnsanoğlu o kadar büyük iftira atmış ki hem de öyle böyle büyük bir iftira değil. Kaç asırlık bir iftira; neymiş efendim “Kediler nankörmüş”. Yalanınızı seveyim sizin, kendi nankörlüklerini görmeden bu şirin şeyleri kötülemişler. Dilimize pelesenk olan deyimle cevap vereyim ben o nankörlüğü kediye yükleyenlere; Kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş. Arkadaş bizim alıp veremediğimiz nedir bu kedilerle. Nankörlüğü yetmezmiş gibi iftira atan biri yapmışız kedicikleri. Bunlarla yetinmeyip bir de gözü aç olan insanlara tok evin aç kedisi deyip hata yapıp suçlu olanlara da süt dökmüş kediye dönmüş demişiz.
Kediler bence insanların yanına çoğu insandan daha çok yakışıyorlar. Bir kere şirinler, sadıklar daha ne olsun. En önemlisi sevildiğini bildiklerinde kendilerini size bırakır, insanlar gibi değil; sevgiye müthiş saygıları vardır. Kötü insanları da genelde kediler hisseder. Onlara ters bakar, tırnaklarını gösterir ve samimiyetsiz yaklaşımları çok iyi anlarlar. Seni koşulsuz şartsız beklerler, geç geldiğin zaman trip atmazlar; ayağına dolanıp ben yanındayım mesajı verirler sanki. Devamlı senin sevgi göstermeni, adım atmanı beklemez; pat atlar üzerine ben geldim der. Tüm hareketleri samimi ve içtendir, bunu insanlar için diyebiliyor muyuz ya da en azından kaçı için bu kadar emin bir şekilde bu cümleyi kurabiliriz. Koca bir MUAMMA…
İnsanlar nedense vefadan uzaktırlar, sadakat, bağlılık, sevgiye cevap verişleri bakımından genelde başarısızdırlar. İşleri düştüğünde yanınızdan ayrılmazlar ama işleri biter bitmez yol alıp giderler, ta ki tekrardan bir işi düşene kadar. Ne yazık ki, ben işim bitince gittim şimdi tekrar yanına gidiyorum falan demezler. Çünkü bazen yüzsüz olurlar bazen de ikiyüzlü ama nankör olan kedi değil mi? Hadi size soruyorum; hanginiz en sevdiğiniz, en yakınlarınızdan nankörlük görüp darbe yemedi? Ciddi ciddi soruyorum, var mı? İnsanlar birbirini çekemez; ama bizim üç kedimiz var ve aynı tastan yiyip içiyorlar. İnsanları bir araya çıkar ilişkileri getiriyor bazen de çıkar ilişkileri birbirleriyle kavga ettiriyor. Biz insanoğlu bu durumu bile kediciklerle anlatmışız. Kedi köpek gibi didişmeyin diye uyarmışız o insanları ama Tel Aviv Üniversitesinde 2008 yılında yapılan araştırmada 6 aylık kediler ve 1 yaşındaki köpekler aynı ortama konmuş ve beraber yaşadıkları gözlemlenmiştir; alın size bir iftira daha.
Sizlere bir tüyo vereyim: Kediler bir insanı seviyorsa emin olun o insan iyi biridir. Kediler insanlardan daha gözü açıktır ve saf-samimi sevgiyi hissederler. Çünkü kedilerde böyle sever onu seven insanları. Bir yerde okumuştum yabacı bir yazar zamanında şöyle demiş; “ Bir kedinin duygusal dürüstlüğü vardır. İnsan ise kendi duygularını saklar. Kedi ise bunu yapmaz”. Adam haklı değil mi? Ayrıca kedilerin edebiyata bile ilham vermişliği vardır ki hatta abartmıyorum; Kedi Valsi ( Chopin – Vals, Op.34, No.3 ) bile vardır. Edebiyatımızda öyle satırlarda yer almıştır ki hem de bir sürü yazara, şaire ilham vermiştirler. Sizlere kedili bir video ile veda etmek isterdim ama şartlar elvermiyor buna, ben de kedili bir şiirle veda edeyim diyorum; hadi görüşmek üzere.
“Uyuşamayız seninle yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi ben sokak kedisi;
Senin yiyeceğin kalaylı kapta;
Benimki aslan ağzında;
Sen aşk rüyaları görürsün, ben kemik “ Orhan Veli Kanık