Büro Emekleri Sendikası Zonguldak Şubesi tarafından SGK önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.
Sadaka değil haklarını isteklerini ifade eden büro emektar Sendikası şube Başkan Hayri Anıl Çetin, "Başta siyasal iktidar olmak üzere, bağlı bulunduğumuz Bakanlığa ve Kurum Başkanlığına bir kez daha sesleniyoruz.
Artık bıçak kemikte, dayanacak gücümüz kalmadı." dedi.
Hakkkarı olan ve gasp edilen haklarını1 saat içinde yapabilecekleri düzenleme ile yapmalarınım mümkün olduğunu çok iyi bildiklerini ifade eden BES Şube Başkanı Hayri Anıl Çetin, şunları söyledi:
"Bugün yine ülkenin dört bir yanında, SGK’ lerin önündeyiz. Bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Çünkü bizler biliyoruz ki
taşı delen suyun şiddeti değil, damlaların sürekliliğidir.
Ocak 2023’den geçerli, asgari ücrete yapılan yüzde 54,70'lik artış, EYT, kurumumuzdan hizmet alan milyonların yurtdışı borçlanması, askerlik borçlanması ve doğum borçlanması gibi iş ve işlemleri sebebi ile Aralık ayının sonunda SGK’ ler çok fazla insan ve iş yoğunluğuna maruz kalmıştır. Bu süreçte Biz SGK Emekçileri, başta 666 Sayılı KHK ile haksız ve hukuksuz bir şekilde gasp edilen ikramiye ve ek ödemeler ile mağdur edilmiştir. Yine Büro Emekçilerinin birçoğu 3600 ek gösterge düzenlemesinde mağdur edilmiştir. SGK gibi mevzuat ağırlıklı kurum olan Maliye Bakanlığının gelir ve gider birimlerinde oluşturulan uzmanlık kadrosunun Sosyal Güvenlik Uzmanlığı olarak bizlere verilmesi talepleri ile Aralık ayında eylemlerimize başladık ve devam ediyoruz.
Ülkemizde hepimizi derinden üzen 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen depremde, resmi rakamlara göre 50 binin üzerinde vatandaşımızı yitirdik. Buradan bir kez daha yitirdiğimiz canlarımıza Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifa ve geride kalan ve çok zor şartlarda hayat mücadelesini verenlere geçmiş olsun dileklerimizi bir kez daha iletiyor, dayanışma çağrısı yapıyor ve sorumluların bir an önce adalet önünde hesap vermesini istiyoruz.
2 Mart 2023 gecesi açıklanan, EYT sebebi ile 3 Mart tarihinden itibaren SGK’ ler yine insan seli olmuştur.
Biz SGK Emekçileri, 3 Mart tarihinden itibaren normal bir hayat yaşamıyoruz. Bu süreçte emekli maaşlarının en az 7.500 TL' ye yükseltildiği açıklaması ile bu durumun tüm emekli maaşlarına yansıtılmamış olması sonucu oluşan yoğunluk, SGK binalarını bayram öncesi insan seli ile doldurmuştur.
Biz SGK Emekçilerini çok üzen haberlerde bu süreçte kamuoyunda yer almış, morallerimizi bozmuş ve motivasyonumuzu etkilemiştir.
Kurumumuzun bağlı bulunduğu Bakanlığı temsil eden Bakan Bey, maaşlarımızın ortalama 20 bin civarında olduğunu söylemiştir. SGK’ de ortalama maaş bu rakamın çok altındadır ve 12.500 – 13.500 seviyesindedir.
Yine fazla çalışma karşılığı 1 saat karşılığı verilen 27 TL’nin % 100 artış ile 54 TL’ye çıkartıldığı 3 ay boyunca 100 saate kadar fazla mesai ödemesi yapılacağı belirtilmiştir. Biz SGK Emekçilerinden 08.30 – 17.30 arasında bu yoğun çalışmanın yanında 100 saat daha çalışmamız istenmektedir. Aylık çalışmanın 176 saat olduğu bir zamanda bunun üstüne kişilerin 100 saat Fazla çalışmasını talep etmek olsa olsa 1700’lü yılların kölelik düzenini savunmaktır.
Bu asla kabul edilir bir durum değildir. Özellikle Büyükşehirlerde işe gidiş ve gelişlerde yolda geçen sürede hesaba katıldığında ortaya çıkan Biz SGK Emekçilerinin trajedisi çok net görünmektedir. Bu Fazla mesai sadece hafta içi ile sınırlı değildir. Cumartesi ve Pazar günleri de SGK Emekçileri ailesinden, çocuklarından uzaktadır.
Biz sadaka değil, hakkımızı İstiyoruz.
Başta siyasal iktidar olmak üzere, bağlı bulunduğumuz Bakanlığa ve Kurum Başkanlığına bir kez daha sesleniyoruz.
Artık bıçak kemikte, dayanacak gücümüz kalmadı. Hakkımız olan ve gasp edilen haklarımızı 1 saat içinde yapabileceğiz düzenleme ile yapmanız mümkün, bunu çok iyi biliyoruz.
Ülkede yaşanan ekonomik kriz, seçim sürecinde uygulanan popülist politikalar SGK Emekçisine fazladan iş olarak dönmektedir. Nitelikli ve liyakatlı SGK Emekçisinin maaşları, sizin sayenizde asgari ücret ile eşitlenmiştir.
Artık dayanacak ne gücümüz ne de moralimiz kaldı. Eğer haklı ve meşru taleplerimizi duymazdan ve görmezden gelmeye devam ederseniz, üretimden gelen gücümüzü kullanmak seçeneğimiz önümüzdedir. Bugüne kadar yaptığımız birkaç saatlik iş bırakma ya da bir günlük iş bırakmanın ötesinde daha büyük eylemleri yapabilme pratiğine sahip olduğumuz bir gerçektir.
Biz emekçiler, kazanacağız!"
(Haber-Ercan Demir)