Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye Ulusal Ajansı desteğiyle hayata geçirilen "Kafkasya Hafızası" projesi kapsamında düzenlenen anma programı, 2. Dünya Savaşı sırasında Avusturya’nın Irschen köyüne sığınan ve ardından Drau Vadisi’nde hayatını kaybeden Kafkasyalı mültecilerin hatırasını yeniden canlandırdı. Yaklaşık 30 kişilik bir kafileyle yola çıkan Kafkas Vakfı, Budapeşte üzerinden Karintiya eyaletine ulaşarak, hafızalarda derin izler bırakan program gerçekleştirdi.
"80 yıl önce yaşanan katliamı unutmayacağız"
Programın açılış konuşmasını yapan Kafkas Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Arıhan, 28 Mayıs 1945’te yaşanan Drau Katliamı’nın unutulmaması gerektiğini vurgulayarak, "Bundan tam 80 yıl önce yaşanan katliamı unutmayacağız. Bundan sonra da her 28 Mayıs’ta nasıl ki 21 Mayıs anmaları yapıyorsak, 28 Mayıs Drau Katliamı anmaları da yapacağız ve yapmalıyız. Yolunuz Avusturya veya Almanya’ya düşerse muhakkak Irschen köyüne uğrayıp burada vefat eden insanlara dua okuyun" dedi.
Irschen Köyü Tarih Derneği Başkanı Jörg Hans Mandler ise Kafkas Vakfı kafilesinin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Sizleri bugün burada görmek bizler adına onur verici. Sizlerin dedeleri Kafkasyalılar bizim köyümüzde 3,5 hafta kaldı. Bu kadar gencin böyle bir olayla ilgili olup Türkiye’den gelmesi beni ve köyümüzü çok etkiledi" diye konuştu.
"Kurşuna dizildiler"
1945 yılında yaşanan trajedi sırasında köy nüfusunun bin 500 civarı olduğunu söyleyen Mandler, "O tarihlerde benim araştırdığım kadarıyla, 7 bin ila 8 bin Kafkasyalı buraya gelmiş. Bu sayı küçük bir köy olan Irschen için çok yüktü. Mayıs ayında burada çeşitli otlar çıkar. Onların da bu otları yiyerek, karınlarını doyurdukları söyleniyor. Farklı kıyafetleri ve kültürleri oldukları için burada köylüler ile iletişim kurmaktan korkmuş ve kaçınmışlar. Zamanla birbirlerine alışınca, köylüler de o insanların iyi olduğunu anlayınca destek sağlamaya başlamış. Başlangıçta zor olan süreç, sonrasında güzel bir birliktelik ile devam etti. Mülteciler tutuklandıktan sonra Rusların kontrolündeki bir bölgeye götürülüp şehrine teslim edildiler ve orada kurşuna dizildiler. Buradaki mülteciler de yöneticisiz kaldıkları için ezildiler. 28 Mayıs’tan sonra asıl trajedi başladı. Bu korumasız mülteci grup işkence gördü. Drau vadisinde sadece Kafkasyalılar değil, diğer Rus mahkumu 35 bin mülteci daha vardı. Mülteciler hayvan vagonlarına ve trenlere bindirildiler" şeklinde konuştu.
"Hafıza ancak onu diri tutarsak anlam kazanır"
Avusturya Çerkes Derneği Başkanı Yusuf Atik de, "Bugün Drau Vadisi’nde bulunmak, yalnızca tarihi bir mekana yapılan bir ziyaret değildi; aynı zamanda hafızaya, insanlık vicdanına ve sürgün edilmiş binlerce insanın hatırasına verilen bir selam niteliğindeydi. 28 Mayıs 1945’te bu vadide yaşanan büyük trajedinin üzerinden tam 80 yıl geçti. Fakat acısı, bugün hala hissediliyor. Kafkas Vakfı’nın Avrupa Birliği projesi kapsamında düzenlediği bu ziyaret, sadece geçmişi anmak için değil, aynı zamanda geleceğe daha bilinçli adımlar atmak için de büyük önem taşıyor. Çünkü hafıza ancak onu diri tutarsak anlam kazanır. Drava Vadisi’nde yitirilenlerin hatırasını yaşatmak, sadece Çerkesler için değil, tüm insanlık için bir sorumluluktur" ifadelerini kullandı.
"Bir hayalim gerçek oldu"
Programa katılan Kafkas Vakfı Kurucular Kurulu Başkanı Mehdi Nüzhet Çetinbaş ise köye yaptığı ziyaretten hem şaşırdığını hem de etkilendiğini belirterek, "Bu topraklara atalarımızın izini bulmak için geldik. Buraya gelmeyi 14-15 yaşlarından itibaren hayal ederdim. Bir hayalim gerçek oldu. Sizler çok şanslısınız. Kafkas Vakfı olarak bize bu imkanı sağlayan Ulusal Ajans’a çok teşekkür ediyoruz" dedi.