Lozan Antlaşmasının 100. Yıldönümü dolayısı ile İsmet Paşa Parkı önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Emperyalizme karşı verilen Kurtuluş Savaşımızın zafer belgesi, Cumhuriyetimizin tapu senedi Lozan Antlaşmasının 100. yıldönümünü kutluyoruz diyen ve Basında Sansürün Kaldırılışının 115. yıldönümü hakkında açıklama yapan Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkan Yardımcısı ve İl Sekreteri Naciye Asilkazancı yaptığı açıklamada şunları söyledi;
“Bugün emperyalizme karşı verdiğimiz Kurtuluş Savaşımızın zafer belgesi, Cumhuriyetimizin tapu senedi Lozan Antlaşmasının 100. yıldönümünü kutluyoruz. Bugün tarihi bir gün. 780 bin km karelik ülke topraklarımızın, Türkiye Cumhuriyetine ait olduğunu egemen devletlere kabul ettirdiğimiz bir gün. Lozan Barış Antlaşmasıyla,
Emperyalist güçlerin aralarında pay etmeye yer edindiği vatanımızın sınırları zaferle çizildi.
Kapitalistyonlar kaldırıldı. Ekonomimiz millileştirildi. İç/dış borçlarımızı ve kaynaklarımızı denetleyen Düyun-i Umumiye belasından kurtulduk. İktisadi bağımsızlaşmanın önü açıldı.
Yunanistan’da kalan Türk azınlığının hakları güvence altına alındı. Kıyılarımıza yakın adaların gayri askeri statüsü teyit edildi.
Lozan, topraklarımızı karış karış bölen, yoksul halkımızın tüm varlığını yabancı güçlerin insafına terk eden, saltanatın tahtını ve tacını korumak adına halkı kendi yurdunda esire dönüştüren, Sevr Anlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan diplomatik zaferin adıdır.
Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi ‘Lozan Barış Anlaşması, Türk ulusuna yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Anlaşması’yla tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastin yıkılışını anlatan bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri bulunmayan bir siyasi utku eseridir.‘
Lozan saltanat sevdalılarına, emperyalizme, mandaya karşı mücadelemizin zafer ile taşlandırdığımızın belgesidir. Lozan, dünya üzerinde saygın bir ülke olarak geri almamızın teminatıdır. Lozanı hafife alan, subjektif ve maksatlı söylemlerin nesnesi haline getiren, hatta king ile yaklaşanlar, İnönü’ye, onun üzerinden Atatürk’e cumhuriyetin kurucu kadrolarına ve değerlerine düşmanlık  etmektedir. Özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın tapu senedi olan Lozan’a giden süreci inşa eden ve antlaşmayı hayata geçiren başta önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve 2’nci Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız İsmet İnönü ile milli mücadele kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz. Kurucu değerlerimiz ve kurucu kadrolarımızın hedef ve idealleri, geçmiş yüzyılda olduğu gibi önümüzdeki yüzyıllarda da vazgeçilmez yol göstericimiz olmaya devam edecektir. Biz, CHP olarak, Kanun Teklifimizi Meclis Başkanlığımıza sunduk. Lozan Antlaşmasının imzalandığı 24 Temmuz resmi bayram olarak kutlanmalıdır.  Değerli Basın Mensupları,
Bugün aynı zamanda basında sansürün kaldırılışının 115. yıldönümü. 24 Temmuz’un basın için bayram olmaktan çoktan çıktığı günleri yaşıyoruz. Ne yazık ki, basında sansürün kaldırıldığı, 1908 istibdat koşullarından çok daha kötü koşullarla karşı karşıyayız. Gazetecilerin, basın emekçilerinin dövüldüğü, tehdit edildiği, hapse atıldığı, basın kurumlarının kapatıldığı; ekranların karartıldığı, erişim engelinin fikir suçlarının ve sansürün soruşturmaların olağanlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 2002 yılında 100. sıradayken bugün 165. Sıraya kadar gerileyen ülkemizde, basının durumu demokrasimizin de içler acısı durumunu gözler önüne sermektedir. İktidar, geldiği günden beri Türkiye’de halkın haber alma hakkını yazılı, görsel ve sosyal medya üzerinden sistemli olarak gasp ederek, toplumu dizayn etmeye çalışmaktadır. Gazeteci adı altında satın aldığı yandaşlarıyla, adaletsizliği, haksızlığı, yolsuzluğu ve yoksulluğu görünmez kılmaktadır.

Unutmayalım ki, Çin’den sonra dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olan Türkiye’de bu sorun sadece gazetecilerin değil, tüm toplumun sorunudur.  Biz, CHP olarak Özgür medyayı ve dolayısıyla halkın haber alma hakkını gasp edenlere, basın emekçilerinin sendikal haklarını en alt seviyelere indirenlere korku, sansür ve hapis üçgeninde basını tehdit edenlere karşı, kalemini satmayan, gazeteciliğin meslek ilkelerine ve etiğine sahip çıkan saygın ve özgür gazetecilerin yanında olacağız.” dedi.

(Haber: Neriman Dengiz)