14 Ekim'in Amasra faciasının yıl dönümü ve buradaki kazanın bir nedeninin de işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından yetersizlik olduğunu belirten Mehmet Torun, "Amasra'yı mutlaka işçi sağlığı, iş güvenliği açısından da kadroların yeterli derecede donatılmasının doğru olacağını düşünüyorum" dedi.
Amasra'da 600 milyon tonluk rezervin yaklaşık yüzde 98'inin özel firmaya verilerek kalan yüzde 2'lik bir rezervde ise kamu kurumunun çalışmaya zorlandığını belirten Mehmet Torun şunları söyledi
MADENCİLİK SEKTÖRÜNDEKİ DARALMA DEVAM EDİYOR
Siyasi iktidarın ekonomi politikalarına bir bütün olarak baktığımızda kamu kurumlarının küçültüldüğünü, elden çıkartıldığını, işte zarar etmesi gerekçesiyle kapatıldığını görüyoruz. Bu yeni başlayan bir uygulama da değil. Aslında 1990'larda başlayan madencilik sektöründeki daralma bugün ne yazık ki Türkiye Taşkömürü Kurumu için söylemiyorum. Türkiye Kömür İşletmeleri için, MTA için, Etibank için de bu geçerli.
Kamu açısından söylüyorum. Bu sonuçta genel yapıya da yansıyor. Genel yapı da madencilik de daralıyor.
İŞÇİ ALIMLARININ ZAMANLAMASINIM DAHA ÇOK SEÇİM AREFESİNDE OLMASI DİKKAT ÇEKİYOR
Bunun yanında tabii işçi alımlarına baktığımızda daha çok seçimlerin arifesinde bu hareketliliği görüyoruz ki bunu da çok doğru bulduğumuz söylenemez. Çünkü biz siyasi özelliklerden bağımsız bir uygulama yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle demokratik bir yapıyla TTK'nın ve diğer kamu kurumlarının işletilmesinin yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu alana baktığımızda da ne yazık ki bu da bir günlük bir tanıma operasyonudur. Ve inanın 6-7 ay sonra biz yine bu işçi açıklarından bahsedeceğiz.
AMASRA'DA %98 REZERV ÖZEL SEKTÖRE, VERİLDİ %2 REZERVDE İSE TTK ÇALIŞMAK ZORUNDA BIRAKILDI. TTK KENDİ EVİNDE SIĞINTI DURUMUNA DÜŞÜRÜLDÜ
14 Ekim biliyorsunuz Amasra faciasının yıl dönümü. 14 Ekim'de de bunun mutlaka dile getirilmesi gerekiyor. Buradaki kazanın bir nedeni de işçi sağlığı iş güvenliği açısından yetersizliktir. Oradaki verilen raporlar ve bilirkişi raporlarından aldığımız intiba buydu. Dolayısıyla bunu da unutmadan, Amasra'yı da unutmadan mutlaka işçi sağlığı, iş güvenliği açısından da kadroların yeterli derecede donatılmasının doğru olacağını düşünüyorum.
Amasra'da yapılan bir facia aslında. Şöyle bir facia. Kamu kurumu orada kendi evinde bir sığıntı durumuna düşürüldü. 600 milyon tonluk rezervi yaklaşık yüzde 98'i dediğiniz firmaya verilerek yüzde 2'lik bir rezervde kamu kurumu çalışmaya zorlandı.
Derinleri de ilginçtir ki; eksi 400 kotunun altında yani denizler 400 metre aşağıdaki kotun altında o firmaya verilince kurum; akrebin kendini zehirlemesi gibi ne yazık ki. Yaralanarak bir yerde kendini sokmak durumunda kaldı. Aslında bu cinayetin ve küçük bir alanda TTK'nın çalışmaya zorlanmasıdır. Bunu şöyle söyleyeyim. Kaza nedeni neden havalandırmadır Niye havalandırma yapılamadı? 250 kotuna kadar bir kuyu var orada. 32 metre işte kare kesitli, 250'den aşağı, 400'den altını çalışamayacağı için aradaki kotu, günü kurtarmak için çalışmak zorunda bırakılan kurum dediğimiz daha dar eğimli yollarla oraya müdahale etmek durumunda kaldı. Ve sonuçta yeterli bir havalandırma yapılamadı. Bu bilirkişi raporlarında açık. Diyor ki; kaza olan yerde bu havalandırma ile çalışmak mümkün değildir diye raporu var. Bu neden oluyor? Biraz önce bahsettiğimiz uzun vadeli yatırımların yapılmamasından.
KAMU KURUMLARINDA YANDAŞ VE EHİL OLMAYANLAR ATANIYOR
Artık kamu kurumları liyakatli, becerikli ellerle yönetilmiyor. Ne yazık ki atamalar tamamen yandaş kişiler üzerinden yapılan, işin ehli olmayan kişiler üzerinde yapılan bir uygulama, vuna son verilmeli. Aksi halde özellikle yeraltı işletmeciliği yaptığımız yerlerde bu iş cinayetlerini önlemek mümkün olmaz. Gelecekte başka acılar yaşamamak için de işi ehillerine vermek gerekir. Onlar üzerinden de denetimin sıklaştırıldığı, işçi sağlığı, iş güvenliği önlemlerinin alındığı bir yapının acil kurulması lazım.