Yamanoğlu, "Yahudilik ve Hristiyanlık dinlerini araştırdım ama ikisine de ısınamadım. Ben de İslam'ı araştırmaya başladım. İlk başta çok korkuyordum. Araştırmaya devam ettim, araştırdıkça İslam’a aşık oldum" dedi.
Yazar Julia Sena Yamanoğlu, 13. Kocaeli Kitap Fuarı’nda İslam’a yolculuk hikayesini "İki Dünya Arasında" adlı söyleşi ile okurlarına anlattı. 2000 yılında Polonya’nın Sczecin şehrinde ateist bir ailenin tek çocuğu olarak dünyaya gelen Julia Sena Yamanoğlu, İslam’ı seçmesiyle birlikte Türkiye’ye yerleşti. İslam’a yolculuk hikayesini paylaşan Yamanoğlu, "Polonya’da doğdum. 4 sene önce Türkiye’ye geldim. 13 yaşına kadar ailemle birlikteydik. Ailemden çok sevgi görmedim. Annem ve babam boşandığında tek kaldım. Çünkü annem yurt dışına gitti. Babam ise iş adamı olduğu için sık sık şehir dışına çıkıyordu. Çocukluğumda çok yalnız kaldım. Kimseyle arkadaşlık kuramadım. Her gece gökyüzünü izliyor, huzur buluyordum. Yahudilik ve Hristiyanlık dinlerini araştırdım ama ikisine de ısınamadım. Ben de İslam’ı araştırmaya başladım. İlk başta çok korkuyordum. Araştırmaya devam ettim, araştırdıkça İslam’a aşık oldum. Gökyüzünü izledim, o gece gökyüzü çok güzeldi. Sanki yıldızlar bağırıyordu, ‘Müslüman ol’ diye. 18 yaşıma kadar babama Müslüman olduğumu söyleyemedim. Bir gece haber izlerken babama Müslüman olduğumu söyledim. Kavga ettik ve ben de evden ayrıldım" dedi.
"Eşim kulağıma ezan okudu ve Sena ismini aldım"
Müslüman olduktan sonra "Meryem" ismini kullanmaya başladığını ifade eden Yamanoğlu, "Eşimle tanıştım. Eşim bana kulağıma ezan okunup okunmadığını sordu, bilmiyordum. Kulağıma ezan okudu ve Sena ismini aldım. O gün bugün Sena ismini kullanıyorum" dedi.
Julia Sena Yamanoğlu, "Avrupa’da İslam’a fobi arttı. Haberlerde görüyoruz. Saldırılar oluyor kıyafetlerden dolayı. Gençlerimiz ateist oluyor. Bir yerde ne kadar acı varsa onun nimeti daha fazladır. Elbet İslam ve Müslümanlık hak ettiği yeri bulacaktır" diye konuştu.