Başlığı; uzun yıllar önce büyük bölümü İstanbul’da çekilen ve başrolünde ünlü İskoç oyuncu Sean Connery’in oynadığı meşhur James Bond filmlerinden biri olan FROM RUSSİA WİTH LOVE ( Rusya’dan sevgilerle) dan aldım. Bunca önemli siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlar arasında “futbol” belki de sıralamaya bile girmemeli ama 2018 Dünya Kupası bildiğiniz gibi Rusya’da oynanıyor. Nice berbat takımın sahalarda boy gösterdiği bu şampiyonada TÜRK milli takımının olmaması ayrı bir tartışma konusu.
Bu yazımda biraz futbol biraz siyaset biraz da ekonomik konuları işleyip ortaya karışık bir derleme yapacağım.
Maçların bazılarını izledim. Yapacak daha önemli bir işim yoksa, maç izliyorum! Uzun yıllar amatör kümede kulüp başkanlığı yapmış biri olarak “ futboldan biraz anlarım”. İyi oyuncuyu; taç atışından, sahaya ayak basışından anlarım. “Adam olacak çocuk ..okundan belli olur” diye meşhur bir sözümüz vardır. O söz boş yere söylenmemiş, mutlaka arkasında büyük deneyimler vardır.
Dünya kupasında dikkat ettiğim en önemli durum, ülke takımlarının teknik direktörleri “ bulundukları mevkiin önemini, gücünü ve kadrolarındaki cevherleri yeterince anlamamışlar”. Bir gol atan takım hemen o skoru korumaya yatıyor. Oysa futbolcular “hocaları “ rahat bıraksa ikinci hatta üçüncü golü arayacaklar ama aynı ülkemizde olduğu gibi “ skoru koruyalım, mevcudu muhafaza edelim, aman defans yapalım, aman durumu idare edelim” hocaları dolu Rusya ! Elindeki etkili silahı yedek kulübesinde oturtup başı sıkışınca sahaya süren adamların milyonlarca euro maaş aldığını düşünürsek ben ve benim gibilerin bu Dünya’dan epey alacağımız olduğunu düşünüyorum. Zayıf ülke kadrolarını bir noktada anlayabiliriz ama ya Dünyanın göz bebeği takımlara ne demeli? Nerede ALMANYA, İspanya, Portekiz, Arjantin? Büyüklük lafla değil İCRAATLA olur diyelim ve topu ülke siyasetine ve ekonomisine atalım.
Seçimler bitti . Artık bahaneler ve mazeretler yok. Halk o seçimler öncesi sıkça söz edilen gelişmeleri görmek istiyor.
Fazla abartmaya gerek yok. İşsiz evlatlarımız iş bulacak. Evde üniversite mezunu evladı olan her baba gibi bende o büyük ve gelişen ülkemde evladıma “ eğitimine uygun bir iş bekliyorum” . öncelik “ sığınmacılar değil benim evladım olmalı” …. Eğer onlara bir öncelik verilecekse, ülkelerinin yeniden imarı için ülkelerine hemen dönme avantajı kendilerini bekliyor. Artık Suriye de, Irak’ta ve diğer ülkelerde savaş bitti. Ufak tefek çatışmalar Dünyanın her yerinde var. O bahane edilmemeli !
Enflasyon yeniden hortlama eğilimine girmiş gözüküyor. İktisat fakültelerinde “üretim ekonomisi” üzerinde çok ehemmiyetle durulurdu şimdi hangi konular veriliyor bilmiyorum ama ÜRETİM EKONOMİSİNE bir an önce geçmeliyiz. Bu işin şakası yok !