Oğuzhan Turhan konuşmasında ;
"Değerli Zonguldaklı hemşerilerimiz bugün kurtuluş sevdamızın ve bağımsızlık tutkumuzun simgelerinden birinin yıl dönümü..
Zonguldak'ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yıl dönümünde içten duygularımızla kutluyoruz. Biz, tarihin her döneminde, cennet vatanımızı korumak için istiklalini kanıyla, canıyla ve ruhuyla söke söke almış bir ataların torunlarıyız.
Biz karşımıza dikilen güçlü devletlere rağmen, üzerimize çökmeye çalışan kabuslara ‘dur’ demiş büyük bir milletiz. Biz her seferinde, toprağına göz dikenlere karşı durmuş, demokrasi uğruna bedeller ödemiş büyük bir milletiz. Şanlı tarihimiz değerlerimizi, bağımsızlığımızı ve geleceğimizi çalmaya kalkanlara verdiğimiz büyük derslerle doludur. 21 Haziran 1921 'de Zonguldak'ımızın esaretten kurtuluşuyla bu derslerden birini verdik. Şüphesiz en değerli hazine vatan toprağıdır. Vatanımıza beslenen düşmanca niyetlere karşı her zaman tek yürek ve tek yumruk olmayı başarabilen ulusumuz, Anadolu'da Atatürk'ün önderliğinde ulusal kurtuluş ve bağımsızlık hareketini başlatmış, uzun süren mücadeleler vermiştir. Müdafai hukuk cemiyetlerine bağlı güçlerin direnişi sonucunda ülkemiz için son derece önemi olan Zonguldak'ımız, 21 Haziran 1921'de düşman işgalinden kurtulmuştur.
Cumhuriyet dönemine kadar Osmanlı idaresinde olan Zonguldak'ımız, 8 Kasım 1829 tarihinde taş kömürünün bulunmasıyla ülkemiz için büyük önem kazandı. Taş kömürü, zamanın en değerli madeni olduğu için yabancı sermayenin de ilgi odağı hâline geldi. Yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin 1 Nisan 1924 tarihinde kurduğu ilk il olan Zonguldak tam bir cumhuriyet kentidir. Cumhuriyetin ilk yıllarında o zor günlerde büyük bir yatırım ilimize yapılmıştır. Zonguldak, kömür madenleriyle enerji ve ısı, Çates Elektrik Santraliyle ışık vererek, Erdemir ve Karabük Demir Çelik Fabrikalarıyla demir çelik üreterek Anadolu'nun imar edilmesinde, demir yollarının Anadolu'yu kucaklamasında önemli bir görevi yerine getirmiştir. Zonguldak ülkemizin tüm illerine kara yolu, hava yolu, demir yolu ve deniz yolu ulaşımı olan ender illerimizdendir. Cumhuriyetimizin büyük hizmetleri ilimizde ardı ardına hayata geçmiştir. Taş kömürü üretimiyle birlikte, 1925 yılında Türk Antrasit Fabrikası, 1948 yılında Çatalağzı Termik Santrali, Filyos Ateş Tuğla Fabrikası, 1968 yılında Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları ve Çaycuma SEKA Kâğıt Fabrikası kuruldu. Zonguldak, bu tabloyla kömür üretiminin yanı sıra sanayi kimliğini de kazandı. Zonguldak'ın derin toprakları altındaki madenler ne kadar kıymetliyse bizim nazarımızda da Zonguldak o kadar kıymetli bir vilayetimizdir. Her bir metrekaresi alın teri, şehit kanı ve mücadele olan ilimiz, Atatürk'ün de dediği gibi taşı toprağıyla kıymetli bir ilimizdir.
Özellikle, çok uzun yıllardan beri, yeryüzünün metrelerce altında zor şartlara karşı büyük çaba sarf ederek ülkemizin kalkınması adına yapılan işte önemli bir yere sahip olan madenci kardeşlerimizin emeği göz ardı edilemez. Siyasi iktidar tarafından değeri bilinmeyen zenginliklerimiz olan Karadeniz Ereğli'nin Elpek bezi, eliği ve Osmanlı Çileği; Devrek'in el emeği göz nuru bastonu ve mis kokulu gevrek simidi ; Alaplı'nın Fındığı, Çaycuma'nın manda yoğurdu; Gökçebey'in tavuğu, kestane balı; Karadeniz'in Efes'i Filyos kalesi, doğa harikası mağaraları, denizi ve taş kömürüyle özdeşleşmiş ilimizin yemyeşil doğasıyla vazgeçilemez olduğu bir gerçektir. Zafer Partisi olarak bizler de ilimizin hiç bir değerimiz den vazgeçmeden ilimizin ve bölgemizin 21. Yüzyıldaki Zaferi için sürdürülebilir planlı kalkınmasını sağlamak ve tanıtılması için çalışmalarımızı bütün hızıyla sürdürüyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere millî mücadelede şehit ve gazi olan tüm askerlerimizi, taş kömürünü bularak ülkemizin ve ilimizin kalkınmasında önemli katkıları bulunan Uzun Mehmet'i ve taş kömürünü alın terleriyle canları pahasına çıkarırken şehit düşen bütün madencilerimizi rahmetle ve minnetle anıyoruz. Selâm, saygı, sevgi ve dua ile"
(Haber-Ercan Demir)