Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bir dizi programa katılmak için geldiği Kastamonu’da, Kastamonu Valiliğini ziyaret etti. Ziyarette Vali Meftun Dallı’dan kentteki çalışmalarla ilgili bilgi alan Bakan Tunç, daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulunarak sorularına yanıtladı. Bir basın mensubunun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yargıtay’ın Gezi Davası ile ilgili aldığı kararı eleştirmesi ile ilgili sorduğu soruyu yanıtlayan Bakan Tunç, yargının bağımsız olduğunu belirterek Kılıçdaroğlu’na sözleri için tepki gösterdi.
“Ana muhalefet partisi genel başkanının Gezi Davası ile ilgili karara ‘utanç verici’ diye yaptığı nitelendirme onun açısından utanç verici”
Gezi olaylarında ağaçlar bahane edilerek ülkenin kaosa sürüklenmeye çalışıldığını ifade eden Bakan Tunç, “Ana muhalefet partisi genel başkanının Gezi Davası ile ilgili karara ‘utanç verici’ diye yaptığı nitelendirme onun açısından utanç verici. 2013 yılında Türkiye’nin en parlak döneminde, enflasyonun yüzde 5’e düştüğü, faizlerin yüzde 5’e düştüğü, dünya projelerinin artık ihalelerinin, açılışlarının gerçekleştiği, dünyanın en büyük havalimanının temelinin atıldığı bir dönemde, İMF ile defteri kapattığımız, nükleer santral ihalesini gerçekleştirdiğimiz, enerji ve ekonomide bağımsızlığımızı ilan ettiğimiz parlak dönemde sokakları ateşe vermek isteyen, Türkiye’nin bu kutlu yürüyüşünü durdurmak isteyen bir kesim, Taksim’deki iki ağacı bahane ederek İstanbul’u ataşe vermeye çalıştılar. İstanbul’da yaktıkları ateşin bütün Türkiye’yi yakacağını zannettiler. Ama Cumhurbaşkanımızın liderliği sayesinde bunu başaramadılar. Sokakları, dükkanları, kamu binalarını, kamu araçlarını, basın araçlarını ateşe verdiler. O günleri hep beraber hatırlayalım. Atatürk Kültür Merkezinde teröristlerin, terör başlarının posterlerinin asıldığı o dönemi hatırlayalım. Bir kaos oluşturmak ve hükümete karşı bir ayaklanma girişimiydi. Orada insanlar öldü, polislerimiz şehit oldu. Dolayısıyla onlarca insanın vefat ettiği, şehit olduğu, kamu araçlarının, özel araçlarına, vatandaşlarımızın malına zarar verdiği bu olayları bir direniş, sempatik bir gösteri gibi göstermek hiçbir hukuk devletinde kabul edilemez. Bu şiddet olayıdır, demokratik hukuk devleti şiddete müsaade etmez. Hukukta şiddetin yeri yoktur, şiddet yaşam alanının düşmanıdır. Dolayısıyla ne oldu, hukuk devleti buna el koydu, yargılama süreçlerinde dün itibariyle Yargıtay 3. Ceza Dairesi karar verdi. Yargıtay’ın bu kararında beraat edenler var, cezası onanlar var” dedi.
“Gezi olaylarının suç olmadığını söylemek, ona karar vermek Kılıçdaroğlu’nun görevi değil”
Muhalefetin eleştirilerinin çifte standartlı olduğuna vurgu yapan Tunç, “Bakıyoruz, beraat edenlerle ilgili memnuniyetimizi belirtiyorlar, aynı siyasetçiler mahkumiyet alanlar için de ‘kınıyoruz’ diyorlar. Böyle bir çifte standart olabilir mi? O da mahkeme karar, o da aynı mahkemenin verdiği karar. Burada yargı bağımsız. Anayasamızın 9. maddesi açık, herkes okusun, ‘yargı yetkisi tarafsız, bağımsız mahkemelerce kullanılır’ deniliyor. Anayasamızın 138. maddesi açık, hiçbir organ, merci ya da kişi mahkemelere talimat veremez, mahkemelerin kararını eleştirebilir ama mahkemelere emir ve talimat verir şekilde yaftalayamaz, karalayamaz. Bağımsız yargı kararını vermiştir, süreç içerisinde tüm deliller değerlendirilmiştir ve bu karara varılmıştır. Yargı kararına saygı duymak gerekir. O beyanlar, özellikle Gezi olaylarının suç olmadığını söylemek, ona karar vermek Kılıçdaroğlu’nun görevi değil. Onun suç olup olmadığına karar verecek olan bağımsız yargıdır. Bağımsız yargı da karar vermiştir. Verilmiş bu karara ‘talimatla Gezi Direnişini suç yaptılar’ şeklindeki nitelendirmede bulunmak bir ana muhalefet partisi genel başkanına yakışmaz. Yargı kararlarını eleştirelim ama saygı duyalım” diye konuştu.