Sorsan hemen hemen herkes Zonguldak’dan şikayetçi. Bir fırsatını bulduklarında kaçacaklar. Zonguldak küçük şehirmiş. Sosyal olarak yapacak bir şey yokmuş. Konser yokmuş, opera yokmuş. Sinemaya doğru düzgün film gelmiyormuş, tiyatro yokmuş, Zonguldak’da ne yapılabilirmiş falan… Normalde herkes bir sosyal bir sosyal ama Zonguldak önlerini kesiyor. Sanki hepsi Buckingham Sarayında büyümüş. Zonguldak’dan bir kurtulsalar tamam. Onlardan mutlusu yok.
Çok kızıyorum böylelerine. Her şeyden şikayet edip duran, tembel ve negatif insanlar. Tek yaptığınız sosyal etkinlik bir restorana gidip yemek yemek olacak, geri kalan zamanda kıçınızı devirip yatacaksınız. Sonra da Zonguldak’a sallayacaksınız. Yok öyle yağma! İnsanın beyni sosyal olmadıktan sonra nerede olursa olsun, o insan asosyaldir.
Siz ne kadar sosyalsiniz? Beyniniz ne kadar sosyal?
Zonguldak küçük bir şehir tamam ama burası sonuçta bir Hakkari, Bayburt veya Kilis değil, oradakiler ne yapsın? Hiç yaşamasınlar o zaman değil mi?
Bence bir insanın bir şehirde sosyal olabilmesi için 3 şeye ihtiyacı var.
1 – O şehirde para kazanabilmeli.
2 – O şehirde iyi bir arkadaş ortamı olmalı.
3 – O şehirde deniz olmalı.
Bu üçüne sahipseniz, bence sosyal olmamanız için hiçbir sebep yok. Bu üçüne sahip değilseniz nerede olursanız olun sosyal ve mutlu olamazsınız. Üçüncü maddeyi de benim kişisel tercihim olarak düşünürsek, aslında ilk iki madde genel olarak yeterli.
Beyniniz sosyal değilse, tembelseniz, paranız ve iyi bir arkadaş ortamınız yoksa, üzgünüm sosyal olamazsınız. Şikayet eden herkes tek suçu şehirde buluyor. Bu durumda herkesin parası olduğunu düşünebiliriz. O zaman mesele beyinde bitiyor.
Beynin sosyal olması ya da olmaması, işte bütün mesele bu!
Zonguldak’ın küçük şehir olmasının dezavanjtaları kadar avantajları da çok. Bunların başında ulaşım geliyor. Çok absürt bir yer olmadıkça her yerin, yürüme on beş dakika mesafede olması büyük avantaj. İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde işe gidip gelirken, ulaşım için harcayacağınız birkaç saati, burada sosyal etkinliklerinize ayırabilirsiniz.
İstanbul’da yaşadığımızı düşünelim. Benim gibi orta gelirli bir insansanız, zaten sosyal olmazsınız. Maaşınız zaruri ihtiyaçlarınıza, ev kirası, ulaşım ve beslenme giderlerinize ancak yetecektir. Yani az önce bahsettiğim üç maddeden birincisi iptal. Kadıköy’de oturamazsınız, Fenerbahçe maçlarına gidemezsiniz. Ayda bir Tarkan vb. konserine gidemezsiniz. Haftada bir Boğazda balık yiyemezsiniz. Haftada bir Taksim, Nevizade ve Beyoğlu taraflarında gidip yiyip içemezseniz. Burada verdiğim örnekler ve türevlerinden ayda bir olanı, senede bir, haftada bir olanı ayda bir, ya yapabilirsiniz ya yapamazsınız. Evden işe, işten eve yaşarsınız. Oldunuz mu asosyal? Artı bu olanaklara çevrenizde sahip olup bunlardan faydalanamadığınız için, çekeceğiniz acı ve eziklikte cabası.
Gelelim Zonguldak’a… İlla büyük bir şehirde sosyal bir şeyler yapmak istiyorsanız, Ankara ve İstanbul çok uzak değil. İki şehir de günü birlik gidiş geliş mesafesinde. Arkadaşlarınızla program yapıp birlikte gidip gelebilirsiniz. Özellikle Ankara’dan yazın Zonguldak’a gelip gidenleri düşünürsek; Ankara’dakiler Zonguldak’a gelebildiğine göre, Zonguldak’dakilerde Ankara’ya gidebilir.
Zonguldak’da yazın en az iki ay denizde yüzebilirsiniz. Bisiklete binebilirsiniz. Dans edebilirsiniz. Bir müzik aleti çalmayı öğrenebilirsiniz. Ormanda yürüyebilirsiniz. Denize karşı oturup kitap okuyabilir, ayran içebilirsiniz. Ata binebilirsiniz. Bir spor salonuna gidip spor yapabilirsiniz. Arkadaşlarınızla halı sahada futbol oynayabilirsiniz. Dalış kulübüne üye olup, Dalış yapabilirsiniz. Koşabilirsiniz. Paintball oynayabilirsiniz. İnsanlara yardım edebilirsiniz. Hayvanlara yardım edebilirsiniz. Bir hafta sonu bir yerlere gidip fidan dikebilirsiniz. Yaşlıları ziyarete gidebilirsiniz. Balık tutabilirsiniz. Dağa çıkabilirsiniz. Bunlar birer sosyal aktivite örneğidir. Buna benzer birçok şey yapabilirsiniz. Bunlardan birkaç tanesini yapıp eve gitmeye vakit bulamayan, evini otel gibi kullanıp yatmadan yatmaya giden arkadaşlarım var benim.
Uzun lafın kısası, sosyal olmak için beyninizden başka bir engeliniz yok. Kendinizle yüzleşin. Tembelliği ve bahane üretmeyi bırakıp hareketi geçin, kıçınızı kaldırın ve bir şeyler yapın.
Bu kadar Zonguldak’ı övdük durduk. Zonguldaklı olduğumu düşünüp de böyle yazdığımı düşünenler varsa, bilmelerini isterim ki Zonguldaklı değilim.
Herkese sosyal hayatlar dileğiyle…
Sevdiğim söz: “Değişeceğim. Değişecek kadar güçlü olduğumu öğrendim.” – The Godfather filminden
Konu hakkındaki düşünceleriniz aşağıdaki e-mail yazabilirsiniz. Diğer görüş ve önerileriniz içinde yazabilirsiniz.
e-mail: [email protected]