Zonguldaklılar 1 Mayıs Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü kutlamalarına ilgi göstermedi.
13. Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Zonguldak mitinginin hemen ardından Madenci Anıtında 1 Mayıs Uluslararası Birlik Nücadeleme Dayanışma Günü kutlamaları start aldı.
Ancak miting sonrası kalabalıklar alandan ayrılınca sasece sendikalar ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri kutlamalara eşlik etti.
Az sayıda ki Sendikacı ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri fevkani köprüsü'nden meydanlara yürüyerek alanda toplandı.
Zonguldak Demokrasi Platformu adına TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Çağlar Öztürk ile KESK Dönem Sözcüsü ve Tarım Orkam-Sen Zonguldak Şube Başkanı Erkut Alacalı KESK Dönem Sözcüsü Erkut konuşma yaparak 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı kutladı.
ÇAĞLAR ÖZTÜRK: HİÇBİR ENGEL BİZİ ENGELLEYEMEZ... BİLİNSİN Kİ HER ENGEL BİZLERDE SERT BİR KARARLILIĞA YOL AÇAR
Zonguldak Demokrasi Platformu adına TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Çağlar Öztürk konuşmasında şunları ifade etti:
""Çok değerli emekçiler, emek ve emekçi dostları, Meslek Odaları, Sivil toplum örgütleri, Siyasi partiler, değerli basın emekçileri; hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz.
Selâm olsun hepinize. Selâm olsun 1 Mayıs coşkusunu yüreğinde hissederek yaşayanlara.
Selâm olsun bugün dünyanın dört bir yanında alanları dolduran emekçilere,
Buradan bir selâmda, yüreği emekten, barıştan, demokrasiden ve kardeşlikten yana atan, bu uğurda esir düşenlere olsun..
Değerli dostlar
Öncelikle Kahramanmaraş merkezli depremde ölen yurttaşlarımızı, çalışırken ve emek mücadelesinde yitirdiğimiz emekçilerimizi, 1977 1 Mayısında, Taksimde toprağa düşen kardeşlerimizi saygıyla anıyorum.
Dostlar;
Bugün 1 Mayıs, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma günüdür. İşçi bayramımız kutlu olsun.
ÇÜRÜMÜŞ, KÖHNE DÜZENİ BİRLİKTE DEĞİŞTİRMEK İÇİN GEZİ RUHUYLA BU GÜN BURADA EMEĞİN BAŞKENTİNDE ve ÜLKENİN HER KÖŞESİNDE ALANLARDAYIZ!
Hayatımızı sürdürülebilir kılan, tüm ihtiyaçlarımızın yaratıcısı olan emeğin uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs İşçi Bayramı’na bu sene çok önemli bir tarihsel eşikte kutluyoruz.
• Milyonlarca yurttaşımızın hayatını alt üst eden depremin acısının tazeliğini koruduğu,
• Yıllardır artarak devam eden ekonomik krizin etkilerinin her geçen gün daha da arttığı,
• Sömürünün alabildiğine derinleştiği,
İktidar zorbalığının hayatımızın her alanını kâbusa çevirdiği koyu bir karanlığın içinden geçiyoruz.
20 yılı aşkın süredir ülkeyi yöneten ve yaşadığımız bu karanlığın tek sorumlusu olan siyasi iktidar ise,
• 14 Mayıs’ta yapılacak seçimler öncesinde tozpembe bir ülke tablosu varmış gibi davranıyor.
Tek adam rejimi altında parti organı gibi çalışan devlet kurumları, yandaş sermaye kesimlerinin kontrolündeki basın kuruluşları ve arsız bir çığırtkanlık içindeki iktidarın sosyal medya trolleri, sistematik bir çabayla gerçeklerin üzerini örtmeye çalışıyor.
Bizler;
• İliklerimize kadar hissettiğimiz yakıcı sorunlarımızı ve bunun altında yatan nedenleri yüksek sesle dile getirmek için alanlardayız..
• Emekçilerin, ezilenlerin, yoksulların sesini ve taleplerini hep bir ağızdan dile getirmek için; buradayız, alanlardayız.
Bu ülkenin emekçileri, aydınları, demokratları olarak; Sesimizi yükseltmek; ülkemizin geleceğine ve gelecek kuşaklara sorumluluğumuzun gereği olarak, Bize dayatılan bu baskı ve sömürü düzenine karşı;
• Emekçilerin hakları için,
• Adalet için,
• Özgürlükler için,
• Demokrasi için,
• Barış için
• ..Ve tbiiki eşitlik için, alanlardayız
• Ülkemize karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek,
• Geleceğe olan umudumuzu birlikte büyütmek için buradayız.
• Yeni bir başlangıç ve umutlu bir gelecek için buradayız.
Bugün; 1 Mayıs işçi bayramı, tüm dünyada, ülkenin dört bir yanında ve bu meydanda coşkuyla umut ve heyecanla kutlanıyor.
• Umudumuzu, kararlılığımızı ve mücadele azmimizi kırmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
• Devletin tüm organlarını toplumsal muhalefeti baskı altında tutmak için kullanıyorlar.
Birbiri ardına açılan siyasi davalarla,…
• Kamuoyunda öne çıkan kişiler, gazeteciler, yurtseverler, siyasetçiler ve emekten yana aydınlar tutuklanmakta..
• Muhalif medya cezalandırılmakta ve sarsürlenmektedir.
Hukuksuz mahkümiyetler verilerek,
• Toplum; baskı ve şiddet cenderesine sıkıştırılarak tehdit altında tutulmak istenmektedir.
• Bizleri; baskı, şiddet ve tehditlerle boyun eğdirmeye çalışanlar, bilsinler ki,
…Asla teslim olmayacağız.
Saygıdeğer emekçiler, emeğin dostları, değerli katılımcılar,
Tek adam rejimi lime lime dökülüyor…
Her geçen gün daha da derinleşen ekonomik kriz,
• Hayatlarımızı sürdürülemez hale getirdi.
İktidarın uyguladığı ekonomi politikalarının sonucu olarak,
• Başta temel gıda maddeleri,
İçme suyu,
• Elektrik, doğalgaz ve akaryakıt olmak üzere, her ürüne art arda zamlar geliyor. Bu ürünler erişilemez fiyatlara yükselmiş durumda
Milyonlarca yoksul..,
• Et ürünlerine ulaşamıyor.
• Ucuz ekmek alabilmek için saatlerce kuyruklarda bekliyor.
• Artan tarımsal maliyetler ve nakliye bedelleri nedeniyle mevsim sebzeleri bile alınamaz oldu.
İnsanlar…
• Ev kirası,
• Ulaşım masrafları ve…
• Faturalar nedeniyle… ay sonunu getiremez oldu.
• Milyonlarca kişi geçimini sağlayabilmek için borç batağına sürüklenmiş,… adeta bankalar için çalışır hale getirildi.
• Ülkede; asgari ücret, temel ücret haline getirildi.
• Soframızdaki ekmek her geçen gün küçülüyor.
Yıllardır…
• Emeğimizle, alın terimizle; insanca çalışma, insanca yaşama mücadelesi veriyoruz.
• Ancak, durumumuz her gün biraz daha kötüleşiyor.
Sömürünün çarkları…
• Milyonlarca işçinin, emekçinin canıyla, kanıyla döndürülmeye çalışılıyor.
• Güvenceli-kadrolu çalışma hakkı yok sayılıyor,
• Güvencesiz istihdama mahkûm olmamız bekleniyor.
Tek adam rejimi; yoksulluğu, halkın yaşam tarzı haline getirdi,.. buna razı olmamız isteniyor.
…Razı olmayacağız
Anayasa ile güvence altına alınan çalışma hakkımız ortadan kaldırıldı. Geçen sürede…
• On binlerce kamu emekçisi hukuksuzca ihraç edildi.
• Sendikalı oldukları için binlerce işçi işten çıkartıldı, çıkartılmaya devam ediliyor..
• ..Ve bunlara sessiz kalmamız isteniyor.
… Sessiz kalmayacağız
İktidar sahipleri, kendilerini ve çevrelerini zenginleştirmek için;
• Ülkemizin bütün zenginliklerini tükettiler.
• Genç cumhuriyetin kalkınması için, tüm halkın özverisiyle kurulmuş, bütün kamu kurumlarını ve işletmelerini yok pahasına özelleştirdiler.
• Enerjiden tarıma, madenlerden sanayiye kadar, her alanda paha biçilemez tesislerimiz halkın elinden birer birer koparıldı.
• Özelleştirmeler, devlet ihaleleri ve ödeme garantili projeler eliyle, bir avuç iktidar yandaşının servetine servet katıldı.
“Varlık Fonu” aracılığıyla tüm kamusal varlıklarımıza el koyan tek adam rejimi, birbiri ardına çıkardığı yasa ve yönetmeliklerle;
• Ormanlarımızdan kıyılarımıza,
• Madenlerimizden zeytinliklerimize kadar tüm doğal zenginliklerimizi de yağmalamak istiyor.
Tek adam rejimi talanı ve yağmacılığı devletin yönetim tarzı haline getirdi…
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında…
• Devlet tümüyle parti devleti olarak düzenlenmiş,
• Kamu kurumları parti organı gibi çalışmaya başlamış,
• Liyakat yok sayılmış, parti üyeliği kamu kurumlarında yükselmenin temel koşulu haline getirilmiş durumdadır.
Bu çürümeye, tek adam rejiminin antidemokratik uygulamalarına, emek düşmanı politikalarına, ülkeyi yıkıma sürükleyen adımlarına karşı çıkan tüm kesimler, iktidar şiddetinin hedefi olmaktadır.
Tek adam rejiminin
• Yoksulluğu,
• Yağmacılığı
• …Ve hukuksuzluğu bu ülkenin kaderi haline getirmesine,..
…İzin vermeyeceğiz!
Değerli emekçiler, emek dostları;
• Emek ve emekçi düşmanı politikalara,
• Ülkenin tüm zenginliklerini yağmalayan anlayışa,
• Toplumsal muhalefeti sindirmeyi hedefleyen baskı ve şiddete,
• Dostlarımızı cezaevlerine gönderen adaletsizliğe,
• Bize bu dünyada cehennemi yaşatmak isteyen tek adam rejimine karşı, tüm halkımızı mücadele saflarına çağırıyoruz.
…Gelin, bu çürümüş, köhne düzeni hep birlikte değiştirelim.
Bu düzen, yaşamı ve gezegeni tehdit eden büyük bir felakete dönüşmüştür.
• Gölgesini satamayacağı ağacı kesen kapitalist barbarlığın yarattığı yıkımın faturasını milyonlarca insan canlarıyla,….
• Doğa ise geri dönüşü olmayan tahribatlarla ödüyor.
• Nükleer, termik, jeotermik santraller, siyanürlü maden işletmeleri, atmosfere, toprağa salınan zehirli gazlar, zehirli atıklar… ekolojik krizi derinleştiriyor, yeni pandemilere yol açıyor.
…Gelin bu sağlıksız düzeni birlikte değiştirelim.
Dostlar;
Emperyalist savaşlar her geçen gün daha geniş coğrafyalara yayılıyor. Savaşın alevleri işçi ve emekçileri yakıyor. Milyonlarca insan yerinden, yurdundan olup, göç etmek zorunda kalıyor, şehirler yakılıp yıkılıyor.
Savaş ve işgallerle…
• Ekmeğimizi küçültüyorlar,
• İşsizliğimizi büyütüyorlar,
• Talanların yolunu açıyorlar.
• İnkârcı ve imhacı siyasetle barış imkânını ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.
Kürt sorununu çözümsüz kılarak, ırk ve mezhepleler üzerinden siyaset yaparak, toplumsal gerginliklerden nemalanmak, rant elde etmek, kutuplaşma üzerinden iktidarlarını kalıcı kılmak istiyorlar.
Çok kıymetli emekçiler, yurtseverler;
Türkiye'de ve bütün dünyada emekçilerin üzerinde katmerlenen;
• Sömürünün,
• Savaşların,
• Yıkımların,
• Açlığın
• …Ve salgın hastalıkların temel nedeni emperyalizmdir.
Bu nedenle, başta ABD emperyalizmi ve NATO saldırganlığı olmak üzere; emperyalizmin yayılmacı ve emekçi düşmanı politikalarına karşı çıkıyoruz, çıkmaya da devam edeceğiz.
Bu işbirlikçi düzen; yurttaşların…
• Hakkını, hukukunu çiğniyor,
• Adaletsizliği büyütüyor.
• Seçme, seçilme hakkı yok sayılıyor,
• Belediyelere kayyumlar atanıyor,
• Vekiller cezaevlerine konuyor
• Cezaevleri tabutluğa ve işkence merkezlerine dönüştürülüyor,
• Kitlesel tutuklamalar hız kesmiyor,
• Bir kez daha parti kapatma davaları ile halk iradesine ipotek konmak isteniyor.
Dostlar;
Bu bozuk, emek düşmanı düzen;
Şovenizm, cinsiyetçilik, ırkçılık ve mezhepçilikten besleniyor. Sınıfsal eşitsizliklerin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitsizliği de derinleşiyor,
• Kadınların omuzlarına yıkılan hane içi iş ve bakım yükü artıyor.
• Kadına yönelik şiddet tırmanıyor.
• Kadınlar bir yandan işsizliğin, bir yandan esnek çalışma biçimlerinin ve güvencesizliğin hedefi haline geliyor.
Bu ateşten günlerde kadınların güçlendirilmesi gerekirken,..
• İstanbul Sözleşmesi iktidarın hedefi oluyor.
• İktidar sahipleri farklı cinsel yönelimleri hedef haline getiriyor, yaşam haklarını bile çok görüyorlar.
Üniversiteler iktidarın arka bahçesine dönüştürülürken gençler,..
• Barınamadıkları için okuyamama tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor
• On binlerce akademisyen, bilim insanı ve genç akın akın yurt dışına göç ediyor.
• İktidar; ülkenin aydınlık beyinlerini yurt dışına kaçırtarak karanlık bir geleceğin parke taşlarını döşemeye devam ediyor.
Saygıdeğer emekçiler, yüreği emekten yana atanlar;
14 Mayısta; ülkemiz için, halkımızın geleceği için, çok önemli bir seçim yapılacak. Bu seçim sadece bir Cumhurbaşkanlığı yada Milletvekili seçimi olmayacak..
Bu seçim, geleceğimizin oylandığı bir seçim olacak…
• Ya otoriter dinci, gerici tek adam düzenine, ya da demokratik bir düzene geçişin seçimi olacak.
• Ya; hak, hukuk, adalet için, bağımsız yargı için, eşit yurttaşlık için oy kullanacağız,.. Yada bize reva gördükleri gerici, ırkçı, faşist bir düzene razı olacağız.
• Ancak, inancımız o ki, bizler emeğimizi sömürten, haktan, hukuktan, adaletten, özgürlüklerden ve emekçilerden yana olmayan bu düzene,..
…Geçit vermeyeceğiz.
Değerli Zonguldak halkı,
2013 baharında, yazında bu ülkede bir direnişin öyküsü yazıldı.. Şanlı Gezi Parkı direnişi..
Gezi davasında verilen kararlarla, dostlarımıza ağır cezalar vererek gezi ruhunu bastırmak istediler.
Mahkemeler..
• iktidar sopası olarak görev yapıp, iktidar politikaları doğrultusunda kararlar verdiler.
Bugün burada ve her yerde hep birlikte daha gür sesle haykırıyoruz,
• Gezi bu ülkenin yüz akıdır, direniş sembolüdür.
• Gezi, geleceğimize sahip çıkma iradesidir.
• Bu karanlık gidecek, Gezi kalacak.
• Gezi’yi dün savunduk, bugün savunuyoruz, yarın da savunacağız.
• AKP ve yargısı, emekçilerin ve halklarımızın özgürlük mücadelesine engel olamayacak.
• Gezi her yerde, Gezi burada, Gezi bizleriz, Gezi milyonlardır. Gezi ruhunu hapsedemeyecekler!
• Ne Taksim yasağı, ne Gezi davasında verilen cezalar gidişlerini engellemeye yetmeyecek, GİDECEKLER…
Gezi Davası’nda mahkûm edilen arkadaşlarımızın nezdinde siyasi iktidarın cezalandırmak istediği..
• Tüm Gezi Direnişi ve..
• Direnişin parçası olmuş milyonlarca kişidir.
Gezi Direnişi, ..AKP’nin 21 yılda yarattığı
• Çürümüş,
• Köhne düzenin tam karşısında yer alan aydınlık bir Türkiye geleceğinin temsilcisidir
O yüzden;İtirazlarını ve taleplerini yükseltmek için sokağa çıkan tüm kesimler, tıpkı Gezide olduğu gibi,
• Sınırsız ..
• Orantısız bir baskı ve şiddetiyle bastırılıyor.
Onun için diyoruzki;
• Gezi Parkı direnişinde katledilen gencecik çocuklarımızın, gençlerimizin anısını yaşatmak için,
• Talimatla tutsak edilen dostlarımız için,
…Bu düzene geçit vermeyeceğiz.
Bu ülkenin gençlerinden korkup…
• Festivalleri yasaklayanlara,
• Üniversitelerde eğitime ara verenlere..
…Bizler oy vermeyeceğiz.
Bizler,
• Siyaseti cami avlularına taşıyanlara,
• Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Meclisinde, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında; çocukları siyasi ikballeri için kullananlara,
…Oy vermeyeceğiz.
• Halkını susturmak, sindirmek için halkın adaylarını gözaltına alanlara
…Oy vermeyeceğiz.
Bizler bu topraklarda doğduk, bu topraklarda büyüdük, serpildik. Bu topraklar bizim yurdumuzdur, başka yurdumuz yok..
• Topraklarımızda bize işgalci diyebilme cesareti gösterenlere, bizi yok sayanlara,
…Geçit vermeyeceğiz.
Demokrasilerin olmazsa olmaz koşuludur laiklik.
• Cumhuriyet demokrasi ile,
• Demokrasi ise laiklikle taçlandığında anlam kazanır.
CEO olmuş tarikat şehlerinden, şıhlarından fetfa alarak, toplumsal yaşamı;
• Gerici,yobaz tarikatlarla şekillendirmek isteyenlere,
• Ülkenin kaynaklarını bu tarikatlara ve yandaş vakıflara peşkeş çekenlere,
…Geçit vermeyeceğiz.
Bizler;
Bu ülkeyi yoktan var edenler, Cumhuriyeti kuranlar, ülkenin kalkınması için,
• 15 yılda 48 fabrika kurdular.
• AKP iktidarı 20 yılda hepsini yok pahasına satıp yandaşların servetine servet olarak ekledi.
• 15 yılda 48 fabrika kuranlara küfredip, 20 yılda hepsini satanlara …Oy vermeyeceğiz.
254 milyon dolarla asrın ihracatını yaptıklarını söyleyenler, 364 Milyon dolar asrın ithalâtını! gözden kaçırıyorlar.
• Ülkenin kaynaklarını emekçiden yana değil, bir avuç yerli ve yabancı finans kuruluşuna peşkeş çeken,.
• Neoliberalizmin savunucularına..
..Geçit vermeyeceğiz.
Bizler;
• Rant ve sömürü düzenine karşı emekten,
• Yağma düzenine karşı kamusallıktan,
• Emperyalizme karşı bağımsızlıktan yana olmayanlara
..Geçit vermeyeceğiz.
Biz,
• Domuz bağı ile Konca KURİŞ’i canice öldürenleri,
• Emniyet Müdürü Gaffar OKKAN ve beş Koruma Polisini alçakça pusuya düşürüp katledenleri
• Savcı Doğan ÖZ’ün katillerini TBMM’ne taşıyanlara…
... Oy vermeyeceğiz
Bizler;
• Urla’dan Diyarbakır’a kadar, seçilmiş Belediye Başkanlarını görevden alıp, yerine kendi yandaşlarını kayyum atayan siyasi anlayışa …
…Oy vermeyeceğiz.
Değerli dostlar;
• Bizim değil, sermayenin ve patronların yüzünü güldüren bu düzen böyle gitmez.
• Bu bozuk düzen, bizim düzenimiz değil. Bu sömürü düzeninin bize vereceği hiçbir şey yok!
Ülkede;
• Tek adam rejiminin sona ermesi,
• Demokrasi ihtiyacı
• …Ve köklü bir değişim talebi mutlu bir azınlık dışında tüm kesimlerin ortak talebidir.
Bizler;
• Emeğin,
• Eşitliğin,
• Özgürlüğün,
• Demokrasinin,
• Barışın,
• laikliğin hâkim olduğu,
• İşsiz kalınmadığı, çalışırken ölünmedği
• Hiç kimsenin yatağa aç girmediği bir dünya ve ülke istiyoruz.
Birleşerek yaratacağız.
Biz;
• Herkesin güvenceli ve insanca çalıştığı bir işinin olduğu,
• Ekonomik krizlerin, salgınların faturasının emekçilere yıkılmadığı bir gelecek istiyoruz.
Birleşerek gerçekleştireceğiz!
• Sendikal hak ve özgürlüklerin,
• Hak arama yollarının önünün açıldığı,
• Grevlerin yasaklanmadığı yeni bir çalışma yaşamı istiyoruz.
Birleşerek hayata geçireceğiz!
• Düşüncenin ve ifade özgürlüğünün cezalandırılmadığı,
• Savaşların olmadığı,
• Etnik ve mezhepsel ayrıştırmaların olmadığı, sorunların barış ve diyalogla çözüldüğü,
• Cezaevleri yerine okulların yapıldığı,
• İşkence ve kötü muamelenin yaşanmadığı bir ülke istiyoruz.
Birleşerek ve ortak mücadele ile inşa edeceğiz!
Bizler;
Siyasi suçlamalar, hukuksuz gözaltılar, adaletsiz yargılamalarla;
• Toplumsal muhalefetin bastırılmasına,
• Eşitlikten, özgürlükten, demokrasiden ve barıştan yana seslerin susturulmasına sessiz kalmayacağız, izin vermeyeceğiz .
Birlikte başaracağız
• Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu,
• Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı,
• Kimsenin cinsiyetinden, kimliğinden, inancından dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği bir ülke istiyoruz.
Birleşerek gerçekleştireceğiz!
Biz tüm sömürülenler, yoksullaşanlar, ezilenler olarak;
• Bu düzeni değiştirme,
• 84 milyonun insanca yaşayacağı bir ülkeyi inşa etme gücümüz var.
Birleşerek değiştireceğiz!
Biz emekçiler,emekten yana olanlar;
• Karanlığa karşı aydınlıktan,
• Savaşa karşı barıştan,
• Dinci gericiliğe karşı lâiklikten,
• Irkçılığa karşı eşit yurttaşlıktan,
• Linç kültürüne ve ötekileştirmeye karşı bir arada yaşamaktan,
• Faşizme karşı özgürlüklerden yana bir ülke için;
Birikimimizi ve tüm gücümüzü..
..Seferber edeceğiz..
Son olarak sizlere şunu söylemek istiyorum..
• Hiçbir engel bizi ezemez. Bilinsin ki her engel bizler de sert bir kararlılığa yol açar.
• Emek bizim,.. Gelecek bizim..
Konuşmama son verirken; hepinizi, Zonguldak Demokrasi Platformu ve şahsım adına sevgiyle ve dostlukla selâmlıyorum.
Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın emek, barış ve demokrasi mücadelemiz!"
ERKUT ALACALI: BİRLİK MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜMÜZ 1 MAYIS KUTLU OLSUN
KESK Dönem Sözcüsü ve Tarım Orman-Sen Zonguldak Şube Başkanı Erkut Alacalı yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Merhaba; Gelecek Güzel Günlerin Yapıcıları, Var edenler, Üretenler,
Merhaba Kamu Emekçileri, İşçiler, Kadınlar,
Tek Adam Rejiminin Korkulu Rüyası Gençler Merhaba,
Merhaba Emek, Barış ve Demokrasi Mücadelesinin Neferleri,
Buradan Bir Selam da Cezaevlerindeki Gezi Direnişçilerine Gönderelim!
Selam Olsun Faşizme, Gericiliğe Boyun Eğmeyenlere!
Selam Olsun Kentlerine, Doğasına, Ülkesine Sahip Çıkanlara!
Selam Olsun Depremde Dayanışma İlişkilerini Yaşatanlara, Acıyı Hafifletenlere!
Birlik, Mücadele Ve Dayanışma Günümüz 1 Mayıs Kutlu Olsun.
Kapitalizmin kar hırsı, iktidarın rant politikaları nedeniyle sonuçları çok çok ağır olan depremde
yaşamlarını yitirenleri saygı ile anıyoruz.
Doğal bir felaketin insan eliyle son birkaç yüzyılın en büyük trajedilerinden birine dönüşmesine neden
olanlar göstermelik açıklamalarla, birkaç tutuklamayla kendilerini işin içinden sıyıramayacaklar.
Her gün yaptıkları sahte açılış törenleriyle, doğalgaz aldatmacasıyla, savaş silahlarını sahneledikleri
gösterileriyle bizlere depremin acısını unutturamazlar. Bizim TOGG’lara karnımız tok! Hiçbir hamasi
nutuk kamusal hizmetlerin çöktüğü gerçeğini gizlemeye yetmez!
Yaşamını yitiren her bir canlının, denetimsizliğin, rant politikalarının yol açtığı yıkımların, 43 kişinin
yaşamını yitirdiği Amasra maden katliamında ‘’sanıkların psikolojisi iyi değil’’ diyerek mahkemeden ara
isteyen ve işçi yakınlarına ‘’siz zaten başınıza gelenleri haketmişsiniz’’ diyen zihniyete er ya da geç
hesabını soracağız!
TTK zarar ediyor diyerek maden sahaları özelleştiriliyor. Bu amaçla çalışan işçi sayısı azaltılıyor. 1-2 bin
işçi sözü değil en az norm kadro kadar işçi alınarak üretimin artırılması sağlanmalıdır. Emeğin Başkenti
Zonguldak uygulanan bu politikalarla Emekli Başkenti haline getiriliyor.
Dostlar, Emekçiler, Sevgili Kadınlar, Gençler,
Kapitalizmin yarattığı ekolojik yıkımın, patriyarkanın ağır sonuçları karşımıza deprem gibi afetlerde daha
fazla ölüm ve yıkım, daha fazla yerinden göç, mültecilik, daha fazla açlık olarak çıkıyor.
Zamlar, alım gücündeki erime hayatı yaşanılmaz kılıyor. Başta kadın emekçiler olmak üzere tüm
emekçilere gittikçe daha güvencesiz bir çalışma yaşamı dayatılıyor. Ülkemiz her alanda Güvencesizler
Cumhuriyeti haline geldi. Kadın işsizliği ve güvencesiz, kayıt dışı çalışma ortamlarında taciz, şiddet ve
mobbing her geçen gün artıyor.
Hiçbir dönemde olmadığı kadar yurt dışına beyin göçü yaşanıyor. İşçi cinayetlerinde adeta katliam
yaşanıyor. İşsizlik aldı başını gidiyor. Yaklaşık 3.5 milyon işsiz varken Devlet Memurları maaşları yarıya
yakın azaldığı için emekli olamıyor. Devlet Memurlarının emeklilikte aylık bağlama oranları
düzenlendiğinde ortalama 2 milyona yakın istihdam yaratılmış olacaktır.
Her şeye zam gelirken artmayan, yerinde sayan tek şey emekçilerin maaşlarıdır.
Bereket fışkıran topraklarımızda tarım, çiftçilik, besicilik adım adım bitirildi. Sanayiden sonra tarımda da
bu iktidar döneminde dış sermayeye bağımlı hale getirildik. Ciddi bir gıda krizi ile karşı karşıyayız.
Gerçekten de yiğidin kuru soğana muhtaç hale geldiği günlerden geçiyoruz.
Soframızda ekmek küçülüyor, eğitim ve sağlık gibi sosyal haklarımız da tek tek budanıyor. Kadınların evde
ücretsiz köle, iş yerinde ucuz emek gücü olması isteniyor.
Biz KESK olarak hiçbir zaman bize dayatılan seçenekleri kabul etmedik etmeyeceğiz. Her zaman emekten
yana, halktan yana bir seçenek için mücadele ettik ve edeceğiz. Irkçılığa ve gericiliğe karşı emekten,
halktan ve laiklikten yana tavır alacağız.
Sevgili Dostlar Değerli Zonguldaklılar, Bizden alınan vergiler savunma ve güvenlik adı altında silahlanmaya, teşvik-vergi affı olarak sermayeye,
patronlara harcanıyor.
Kendi bekalarını garantiye almayı hedefliyorlar. Rant ve sömürü düzeni devam etsin istiyorlar. Çıkarlarını
korumak için karanlık odaklar, militarist yapılar hep olsun istiyorlar. Aynı amacı güdenler seçime giderken
en faşizan, en gerici ittifak çatısı altında birleştiler.
Ortak noktaları inkâr ve güvenlikçi politikalar, kadın karşıtlığı, gericilik, barışa karşıtlık, demokrasinin
ortadan kaldırılışıdır.
Bunların bize reva gördüğü Kayyum düzenidir, ihraçlardır, adaletsizliktir, tekçiliktir, militarizmdir,
işkencedir, cezaevlerinde insanlık dışı uygulamalardır. Yargı eliyle siyasi gözaltı operasyonlarıdır.
Yoldaşlar, Dostlar, Emekçiler,
Sabrımız tükendi. Artık böyle gitmez dedik, gerçekten de gitmiyor. Eşitlik, özgürlük, adalet, barış,
demokrasi ve laiklik için artık yeter diyoruz!
Gün şikâyet etme günü değil.
Bu düzen ya değişecek ya değişecek!
Bu karanlığı işçi sınıfı, emekçiler, kadınlar, gençler, Aleviler, farklılıkları, cinsel yönelimleri ret edilenler,
kölelik şartlarında yaşayan göçmenler, sizler, bizler yırtıp atacağız. Bizleri karanlıktan çıkaracak olan işte
bu 1 Mayıs meydanlarında açığa çıkan iradedir.
Bizler;
• Emeğin sömürülmediği,
• %1’in değil %99’un mutlu yaşadığı,
• Sendikal hak ve özgürlüklerin, örgütlenmenin, hak arama yollarının açık olduğu,
• Grev hakkının engellenmediği, kullanıldığında da yasaklanmadığı,
• Herkesin güvenceli, kadrolu çalıştığı bir işinin ve insanca yaşamaya yetecek bir ücretinin olduğu,
• KHK ve fiili OHAL rejimine son verildiği,
• Ekonomik krizlerin, salgınların, depremlerin, afetlerin faturasının halklarımıza ve emekçilere
kesilmediği,
• Kimsenin kimliğinden, inancından, cinsiyetinden dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği,
• Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan
kaldırıldığı,
• Eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu,
• Düşünce ve ifade özgürlüğünün suç olarak görülmediği ve cezalandırılmadığı,
• Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan,
• Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir gelecek ve
ülke için mücadeleye devam edeceğiz.
Biliyoruz ki, böyle bir dünya ve ülke mümkündür.
Emekçiler olarak, işçi sınıfı olarak, kadınlar, gençler olarak özgürlük meşalesini yakıyoruz, yeni bir
başlangıç için aydınlığa koşuyoruz.
Kapitalist yıkıma, işsizliğe, yoksulluğa karşı birleşeceğiz, bu düzeni değiştireceğiz!
Yaşasın 1 Mayıs!"
(Haber-Ercan Demir)