Zonguldak'ın Alaplı ilçesinde Osmanlı zamanından kalma bir mezarın başlığında yazan yazı, oldukça ilginç ve ürpertici bir olayı anlatıyor. 
Facebook'ta Zonguldak'ın geçmişine ışık tutan Zonguldak Tarih isimli sayfanın editörü Hayati Yılmaz, bu kez de mezar başlığında yazan o ilginç yazıyı takipçileriyle paylaştı. 

İŞTE O YAZI

“Hayfa gerdeğe girdiği gece fetheyledi kabrinbeka. Acep dostlar ne hikmetidir bu hikmet. Gelenler göç edip gitmekte hasret. Ben dedim ol hükm-ü İlaha razıyım her emrine. Gün ezelden böyle takdir eylemiştir Zülcehal. Merhumun Ruhuna Fatiha.”

Günümüz Türkçesine göre anlamı şu ; Gerdeğe girdiği geçe ölü bulundu. Bu nasıl olabilir ? (Şüpheli) Allahın hükmüne karşı gelemem .Böyle taktir etmiş. Ruhuna Fatiha

Bu mezar 17 Nisan 1899 yılında vefat eden Yazıcızade Hüseyin Bey'e ait.

Alaplı,Teşkil-i Vilâyet Nizamnamesine göre Kastamonu Vilayeti, o yıllarda Bolu Sancağı Kazası durumundadır.

1851 Takvim-i Vekayi (Osmanlı Resmi Gazetesi) yayınına göre, Alaplı yöneticisi veya tam adı ile Osmanlı zamanında Kaza olan yerlerde yönetici Azası (Belediye Başkanı gibi) Yazıcızade Hüseyin Bey'dir . Namından da anlaşıldığı üzere Alaplı'nın köklü ve tanınmış ailelerindendir. O yıllarda Alaplı'da tek konağın sahibidir.

Yazıcızade Hüseyin Bey’in Osmanlı Sarayı ile iyi ilişkileri olduğu bilinse de , o dönemim vergi sistemine göre ‘Aşar vergisi’ ödemelerinde usulsüzlük yaptığı gerekçesi ile Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye tarafından mahkum edilir ve Abdülmecid tarafından başka bir yere sürülür. Yugoslavya'nın Priştine şehrine sürülen Yazıcızade Hüseyin Bey bir süre Gelibolu’da kaldıktan sonra Alaplı’ya geri döner. Yazıcızade artık yaşlanmıştır. İlginç bir şekilde Osmanlı Sarayı tarafından kendisine evlenmesi için bir cariye gönderilir. Alaplı’da düğün dernek kurulur. Fakat gerdek gecesi sabahında evinde ölü bulunur. O günkü şartlarda otopsi bu kadar gelişmediği için için ölüm nedenine bir anlam verilememiş ve mezar taşına bu cümleler yazılmıştır. Bu yazı aslında şüpheli ölüm kinayesi taşımaktadır. Kim bilir belki ileride araştırılması için bir not niteliği taşımaktadır.

Osmanlıda cariyeler genelde yabancı uyruklu kadınlardan oluşurdu. İnsan kaçakçıları tarafından kaçırılan çocuklar burada padişahın hareminde büyütülür ve aralarından gözde cariyeler yükselmeye başlardı.
Genelde Osmanlı sarayına alınan cariyeler, Anadolu’daki aza sıfatındaki kişilere eş olarak yollanmazdı. Fakat aynı zamanda cariyeler para karşılığı satılan kölelerdi. Yazıcızade Hüseyin’e yollanması ve akabinde ölmesi, halk tarafından şüphe uyandırmıştır. Belki kadın kendisi: Osmanlı sarayında gözde cariye olamayıp, Alaplı’da yaşlı bir adama yollanmasını hazmedemedi.

Alaplı’nın en ünlü ailesi eşrafından olan Yazıcızade Hüseyin gerdek gecesinde kalp krizi mi geçirdi yoksa Saray’dan gönderilen kadının suikastına mı kurban gitti ? Hiçbir zaman anlaşılamadı.

(Alaplı’nın bilinen eski yöneticinin mezarı bakımsızlık içindedir)

Hayati Yılmaz ile Zonguldak Tarih"

(Haber Merkezi)