Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu’na katılmak üzere Kocaeli’ne gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç önemli açıklamalarda bulundu. 

10. Yargı Paketi ile ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Yılmaz Tunç, "Yeni Yargı Reformu Strateji Belgemizin de ilk paketi olacak. Belirlediğimiz 264 hedef var. Bu hedefleri belli bir takvime bağlamış durumdayız. Uygulama takvimi gereğince, yasal düzenleme gerektiren hususları, teknik çalışmaları, taslakları biz milletvekillerimize arz edeceğiz. Uygulamadan kaynaklanan hususları zaten idari kararlarla gerçekleştirmenin gayreti içerisinde olmaya devam edeceğiz. Bu, reform belgemizin ilk paketi olacak, ceza adaleti ile ilgili. Ceza adaleti dediğimiz zaman, sadece infaz aşaması değil, soruşturma, kovuşturma ve sonrasında da infaz aşaması. Üçü de, birbirinden değerli aşamalar. Bu üç aşamanın da tek amacı ceza adaletini sağlamak, toplumu suçtan korumak, suçla mücadele etmek, toplumsal barış ve huzuru sağlamak. Soruşturma, kovuşturma, infaz aşamaları ile ilgili bazı düzenlemeler olacak. Teknik çalışma devam ediyor. Kanun yapma yetkisi milletvekillerimizin. Biz onların görüşlerine arz edeceğiz. Pakete ekleyebilecekleri, çıkartabilecekleri hususlar olabilir. Takdir tamamen meclisimizin. Özellikle kamuoyuna yansıyan bazı düzenlemeler var. Trafik suçları ile ilgili İçişleri Bakanlığı’mızın idari para cezalarındaki caydırıcılıkla ilgili bir çalışma var. Aynı zamanda, trafik suçlarında, toplumda çok büyük rahatsızlık oluşturan, TCK’da da düzenlenmesi gereken hususlar var. Trafikte yol kesme, maganda, şehir eşkıyası dediğimiz, önemli günlerde, kutlamalarda, düğünlerde silah kullanılması ve bunun tatsız olaylara sebep olması gibi bir çok husus pakette yer alacak. Bilişim suçlarının önlenmesi ve yargılama süreçlerinin hızlı şekilde sonuçlanmasıyla ilgili önemli düzenlemeler olacak. Denetimli serbestlik, tutuklama tedbirinden kaynaklanan bazı eleştirileri karşılayacak düzenlemeler de olacak. Kamuoyunda af olarak değerlendirilen husus bir kere yanlış anlaşılma. Burada her hangi bir af söz konusu değil. Böyle bir gündemimiz de bizim söz konusu değil. Özellikle Ceza İnfaz Kanunu’nda yapılacak olan düzenlemeler, cezaevindeki şartlar, hasta hükümlülerin şartları, onların alternatif infaz usullerinden yararlanabilmeleri, belli yaşın üstündeki hükümlüler ile ilgili bazı suçlar hariç tutulmak kaydıyla bunlar milletvekillerimizin takdirinde olan hususlar. 55 bin kişinin affedileceği değerlendirmesi doğru değil. Covid izni vardı, 2023’ün 31 Temmuz’unda bu sona ermişti. Covid zamanında üç yıl boyunca açık cezaevindeki hükümlüler izne gönderilmişti. Kapalıdaki hükümlülerde üç yıl erken açık cezaevine çıkarak, oradaki sağlık riskini ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeyi meclisimiz yapmıştı. 31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle kararları kesinleşenler ve cezaevinde bulunanlar bundan yararlanabildi. 31 Temmuz 2023 tarihinde kararı kesinleşmiş, cezaevinde bulunanlardan önce suçu işlediği halde yargılaması uzun sürdüğü için, kendisinden kaynaklanmayan bir sebeple bundan yararlanamadığını ifade eden vatandaşlarımız var. Bunların talebiyle ilgili değerlendirme söz konusu olabilecek. Bu meclisin takdirinde olan husus. Milletvekillerimiz elbette değerlendirecek. Biz çözüme yönelik taslağı onlara arz edeceğiz. Burada özellikle 4’te 4 dediğimiz, ikinci kez mükerrer olanların bir talebi söz konusu. Bir kişi suç işlediğinde şartlı salıvermesi ilk suçta 1/2, ikincide bazı suçlar hariç 3/2. Üçüncü suçta ise tamamı infaz edilir. Bazı vatandaşlarımızın basit üç suçu işleyen, ikinci kez mükerrer olanlarla ilgili 4 te 4 uygulamasının, yani cezasının tamamının cezaevinde çekilmesinin, şartlı salıvermeden yararlanmamasının mahsurlarının olduğu yönünde uygulamadan ve akademisyenlerden de görüşler almıştık. Cezaevindeki iyi hal şartlarının düzenlenmesi ve cezaevindeki düzeni sağlamaya yönelik, özellikle 4’te 4 infaz yerine, 4’te 3 gibi bir alternatif değerlendirmesi konusunda bir görüş var. Biz teknik taslak olarak hazırladık, milletvekillerimizin takdirlerine arz edeceğiz. Ne kadar kişi yararlanacak işin o tarafında değiliz. Bu düzenleme tamamen ceza adaleti sistemiyle ilgili husus. Kişi sayısı ile ilgili ölçtüğününüz zaman yanlış sonuca varırsınız" ifadelerini kullandı.
CHP kurultayı ile ilgili soruya da cevap veren Bakan Yılmaz Tunç, "CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’na ilişkin şikayetleri yine CHP’nin delegeleri yapmıştı. Hatay Büyükşehir Belediyesi eski başkanı başta olmak üzere bazı delegeler savcılıklara başvurdu. Önce Bursa sonra Ankara’da yetkili yangı yeri olarak soruşturma devam etti. Şikayetler oldu, sonra delegeler gelip ifadeler verdiler. Oradaki soruşturma devam ediyor. Bir şikayetin yargı tarafından değerlendirilmemesi söz konusu olamıyor. Bir takım ifadeler, iddia edilen konular varsa bunu tespit edecek olan Cumhuriyet Savcılığı’dır. Diğer yandan da Asliye Hukuk Mahkemesi’nde de yine CHP’li delegeler tarafından açılan kongre iptal davaları var. Tedbir kararı reddedilmişti. Henüz daha duruşma aşamaları başlamadı ama dün akşam, bazı sosyal medya mecralarında maalesef halkı yanıltıcı bilgiyi yayma suçunu teşkil edebilecek paylaşımlar oldu. Bunlar doğru değil. Hakim ve savcılar, yargı sürecini, ne yapacaklarını, sosyal medyadaki bu paylaşımları yapanlarla, paylaşacak durumda değiller. Yargı kendi mecrasında yürür. Kimin tutuklanacağı, ‘Şu serbest kalacak, şu tutuklanacak’ şeklinde kişilerin sosyal medyada paylaşım yapması, tamamen dezenformasyon amaçlıdır. Bu tür paylaşımlar doğru değildir, itibar edilmemesi gerekir ve bunların zararlı sonuçları olur. O paylaşımlar nedeniyle tedirgin olan insanlar olabilir, ekonomiye zarar verme durumu olabilir. Tüm bunlar doğru şeyler değil. Yargı süreçleri zaten kendi mecrasında işler. Önden bir takım açıklamalar yapmak doğru değil. Sosyal medya kullanıcılarının dezenformasyon teşkil edebilecek paylaşımlardan kaçınması gerekir" şeklinde konuştu.
TBMM Başkanvekilinin, Anayasa Mahkemesi kararının sonuç kısmını okumasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Zaten grup başkanvekilimiz, meclis başkanımız tarafından değerlendirildi. Meclisin çalışma düzeni bellidir. İç tüzüğündeki kurallar çerçevesinde meclis çalışmaları yürütülür. Bu kuralın dışına çıkarak, farklı çalışmalar içerisine girmek meclisin saygınlığına da gölge düşüren hususlardır. Anayasa Mahkemesi’nin, Yargıtay’ın kararı ortadadır. Yerel mahkemenin ve Yargıtay’ın vermiş olduğu sonrasında meclis tarafından okunmuştur. Yeniden yargılama söz konusu olmadığı için kesin hüküm devam etmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin kararının orada okunması sonuca etkili bir durum değildir. Özellikle Sırrı Süreyya Önder’in rahatsızlığı sebebiyle milletvekillerinin çoğunluğunun orada bulunmadığı, meclisin çalışmalarına ara verilecek ortamda böyle bir çaba içerine girilmesi çok şık olmamıştır. Zaten gerekli cevabı Numan Kurtulmuş bu konuda vermiştir" dedi.
Teknolojinin artması ve internet çağının bilişim suçlarını arttırdığına dikkat çeken Bakan Tunç, "Yargının belli bir iş yükünü, sosyal medyada, internette işlenen sadece hakaret, tehdit suçları değil, kişilik hakları, özel hayatın korunması önemli. İnternet yoluyla dolandırıcılık, yasa dışı bahis gibi hususlarda maalesef son zamanlarda artmaya devam ediyor. Bizim yargı paketimizde bilişim suçlarına yönelik önemli düzenlemeler olacak. Sosyal medya ile ilgili olarak, bir özgürlük alanı ama özgürlüğünde özellikle temel haklar bakımından baktığınız zaman, bunun sınırları vardır. Gerçek hayatta suç teşkil ediyorsa, bunun internette işlenmesi de aynı şekilde suçtur. Bizim bu hususta kanunumuz var" diye konuştu.

Kaynak: İHA