Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Enis Dizdaroğlu, Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullarda, işçilerin ve tüm emekçilerin dayanışmasını ve birlikte mücadelesini, sendikalar öncülüğünde en kısa zamanda örgütlemek mecburiyetinde olduklarını söyledi.
Dizdar’ın basın açıklaması şöyle;
“Türkiye’deki ekonomik kriz her geçen gün şiddetini artırarak işçileri, emekçileri ve geniş halk kitlelerini yoksullaştırıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) aracılığıyla sistemli hale getirilen bu yoksullaştırma politikalarına DİSK olarak hem meydanlarda, hem de hukuk alanında mücadelemiz devam ediyor. Ancak iktidar mahkeme kararlarına da uymuyor.
EKONOMİK KRİZ VE SAVAŞ TEHDİDİ
Başta ABD olmak üzere dünya genelinde ekonomik krizin ve Ortadoğu’da yükselen “savaş” seslerinin ülkemizi de etkilemesi kaçınılmazdır.
Dahası, 31 Mart 2024 mahalli seçimlerinden sonra iktidarın büyük ortağı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ikinci parti durumuna düşmesi ve erken seçim tartışmaları ile gelişmesi beklenen siyasal kriz, ülkemiz ve milletimiz adına belirsizlikleri daha da artıracaktır.
Hiç şüphe yok ki, emekçi şehri Zonguldak ve bizim bir parçamız olan Bartın ile Karabük başta olmak üzere bölge illerimiz de bu belirsizliğin bir parçasıdır.
KRİZİN FATURASI EMEKÇİLERE
Geçmiş krizlerde olduğu gibi bu ekonomik krizin de faturasını biz işçilere, emekçilere ve geniş halk kesimlerine ödetmek istiyorlar.
22 yıldır iktidarda olanlar, üretici kamu kurumlarını satanlar, özelleştirmeler ile refah seviyesinin yükseleceğini savunanlar, ithalat ile yandaş zenginler yaratıp her yıl dış borç rekorları kıranlar, her geçen gün işçilerden ve emekçilerden uzaklaşarak yoksullaştıranlar hala bizden “sabır” etmemizi istiyorlar.
TÜİK kanalıyla yoksullaştırdıkları yetmiyor, vergiler ve zamlarla bizden almaya devam ediyorlar.
İŞÇİLERİ, EMEKÇİLERİ BÖLÜYORLAR
Bu düzeni sürdürebilmek için işçileri, emekçileri ve halkı ayrıştırmanın yollarını arıyorlar.
Siyasal kimlik, din, inanç, etnik kimlik, cinsiyet farklılığı dahil her türlü farklılığı öne çıkartmaya çalışıyorlar. Çevre, doğa, hayvan severlik duygularından bile ayrıştırma malzemesi arıyorlar.
Bütün bunların yanında, işçilerin, emekçilerin tüm farklılıklarından arınarak “emek” ortak paydasında buluşarak mücadele ettikleri sendikaları da birbirine düşürmek ve yandaş sendikalar yaratmak istiyorlar.
Biz bunları her kriz döneminde yaşadık. İşçi ve emekçilerin mücadelesini örgütleyen DİSK’in kapatıldığı, mahkemelere taşındığı dönemlerde yandaş sendikalardan hükümetlere temsilcilerin alındığını gördük. 
DAYANIŞMA VE BİRLİKTE MÜCADELE
Bunun içindir ki, biz işçiler, emekçiler olarak her türlü bölme girişimlerine karşı daha hızlı davranmak ve emeğin başkentinde, emekçi bölgesinde işçi, memur, kamu çalışanı, özel sektör çalışanı demeden tüm sendikalar, emekçi örgütleri ve demokrasi güçleri ile dayanışmayı geliştirmek ve birlikte mücadeleyi örgütlemek mecburiyetindeyiz. Bölme girişimlerinde bulunanlara fırsat vermemeli, üst örgütlerimizi de bu doğrultuda yönlendirmeliyiz.
31 Mart mahalli seçimlerinden sonra çok sayıda belediye başkanının ve yöneticilerin değiştiği bir ortamda, aradan geçen zamana rağmen siyasal hırslarını aşamamış, kaybetmenin hırsı, kazanmanın şımarıklığı içinde belediye çalışanlarını birbirine düşürmek isteyenler olacaktır. 
Bunun için çeşitli bahaneler arayacaklardır. Farklı tarihlerde yapılan toplu iş sözleşmelerinden doğan ama yeni dönemde kapanacak olan farklılıkları suiistimal etmekten, siyaset ve yörecilik gibi her yolu deneyeceklerdir. Bilerek ya da bilmeyerek büyük oyunun parçası olanları teşhir etmeye ve karşı mücadeleye devam edeceğiz.
DİSK VE GENEL-İŞ OLARAK HER ZAMAN MÜCADELENİN MERKEZİNDEYİZ
Biz Genel-İş Sendikası olarak biliyoruz ki, bu girişimler yukarıda ifade ettiğimiz oyunun bir parçasıdır. Asıl amaç emekçilerin ortak mücadelesini gölgelemek, bizi yoksullaştıran bu düzeni devam ettirmektir. 
Biz DİSK ve Genel-İş olarak, her zaman sıkılı bir yumruk gibi bir arada olmaya ve bu mücadelenin merkezinde olmaya, her şart altında kendi doğrularımızın mücadelesini vermeye devam ediyoruz.
Belediyeler de bu ekonomik kriz ile mücadele ederken, yönetimin bir paydaşı olan biz çalışanlarla diyalog içinde olmalıdır ve olacaklardır.
Asıl olan, işçilerin, emekçilerin ve demokrasiden yana olanların dayanışmasıyla, bu bozuk düzene karşı birlikte mücadele etmektir.
Bu krizi biz işçiler, emekçiler çıkartmadık ve faturasını da biz ödemeyeceğiz.”

Kaynak: Bülten