Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Milletvekili Adayı Op. Dr. Eylem Ertuğ Ertuğrul 17 Nisan Köy Enstitüleri Gününü kutladı.
Köy Enstitüleri torunu olduğunu belirten CHP Milletvekili Adayı Eylem Ertuğrul kuruluşu, tarihi ve önemi hakkında görüşlerini paylaşarak köy okullarının CHP iktidarında açılacağı müjdesini verdi.
Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Milletvekili Adayı Op. Dr. Eylem Ertuğ Ertuğrul; "Bir Köy Enstitüsü öğretmeninin torunuyum. Bu öğretmenin yetiştirdiği ve yine öğretmenlik mesleğini seçen bir annenin oğluyum. Böyle bir ortamda Köy Enstitüleri’nin havasını soluyarak, varlık sebebini en derin şekilde hissederek yetiştim, büyüdüm ve çağdaş, vatansever, laik cumhuriyetimize yakışır bir birey olarak tahsil hayatımı tamamladım, doktor oldum. Mesleğimi yapmaya devam ettim ve yaşamımı bu ilkeler doğrultusunda sürdürerek ülkeme hizmet ediyorum.
Benim çocukluğumda ve gençliğimde Köy Enstitüsü var. 17 Nisan, Köy Enstitüleri Bayramı’dır. 17 Nisan, kıraç topraklarına Anadolu insanının makus talihini yenmek amacı ile atılan tohumların yeşerdiği ve çoğalarak tüm yurda yayıldığı tarihin başlangıcıdır. 17 bin köy çocuğunun yetiştirilerek yine o çocukların köylerini canlandırmaya, aydınlatmaya koşmaya başladığı gündür. 17 Nisan, Mustafa Kemal Atatürk'ün müreffeh bir ‘Türkiye için eğitim hayalinin’ hayata geçirildiği tarihtir.
"Bu okullar, Anadolu’da söndürülene kadar parladı"
‘Memleket evlâdı, her öğrenim aşamasında ekonomik hayatta verimli, etkili ve başarılı olacak surette donatılmalıdır.’, demişti Önder’imiz, 1924 yılındaki Öğretmenler Birliği Kongresi’nde. Tam da Köy Enstitüleri’ni tarif etmişti. Bir ulus, hem cahil hem özgür olamazdı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yolda ilerlemek üzere 17 Nisan 1940 tarihinde, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un çabaları ve Türk halkının katkılarıyla, kollektif bir ruhla, imeceye dayanılarak Anadolu`da 21 Köy Enstitüsü kuruldu ve bu okullarda üretime dayalı, eğitim yoluyla düşünen; araştıran, eleştiren; kendine güvenen; üretici, doğayı da toplumu da değiştirmeyi hedefleyen aydın öğretmen ordusu yaratıldı.
Bu okullar, Anadolu’da söndürülene kadar parladı; bulundukları çevreyi ve tüm ülkeyi aydınlatan yıldızlardı. Bu okullarda yetişen öğretmenler ülkenin her tarafındaki köylere, sırtlarında kitaplıkları ile vardılar. Yağmur damlalarının toprakla buluşup doğayı canlandırması gibi bir etki yarattılar. Ülkenin her tarafı aydınlanmaya başladı; ancak toplumumuzun cahil kalmasından beslenen, güçlerini bu cahilliğin sürdürülmesinden alan kesimler kısa sürede bu aydınlanmanın farkına vardılar ve karşı hamle ile altı yıl sonra bu okulların kapatılmasına sebep oldular.
Köy Enstitüleri’nde yetişen aydın öğretmenler hem eğitimin hem toplumun demokratikleşme savaşına da katkıda bulundular. Tam seksen üç yıldır eğitimci, yazar, sanatçı, bilim adamı olarak demokratikleşme savaşında yazarak ve düşünerek öncülük ettiler. Öğretmen örgütlenmesinde yol göstericiler oldular. Sadece öğretmen olmadılar; iyi bir üretici, terzi, yapı ustası, marangoz, elektrikçi oldular, sanatçı oldular.
Kapatılmasalardı bugün ülkemizin her açıdan nerelerde olabileceğini düşünüyor ve üzülüyorum. Bugün üretimden uzaklaştırılan, tüketim ekonomisi dayatılan ve bu sebeple hortlayan enflasyonun altında ezilen bir toplum olduk. Köylerde öğretmen kalmadı. Köylü üretemediğinden köyünü terk etti. Şehirlerde yoksul ve yardıma muhtaç insanların sayısı arttı. Geleceğimiz olan küçük çocuklarımız cemaat ve tarikatlara teslim edildi. Aydınlanma Türkiye’sinin çok gerisinde kaldık.
Köy okullarımızın yeniden açılacağı günlerin iktidarımız ile yakın olduğuna olan inancım ile Köy Enstitülerinin 83. kuruluş yıldönümünü kutluyorum, Bu ülkeye hizmet etmiş ve aramızdan ayrılmış öğretmenlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, hayatta olanlara şükranlarımı sunuyorum" dedi
Haber: Seda Fidan