Yıl 1991 günlerden 4 Ocak. Bence her şey o gün başladı. GMİS, maden işçisi, Zonguldak ve elbette TTK için kalemin kırıldığı gündür. Büyük madenci yürüyüşü yalnızca bir eylem değil devlete karşı bir başkaldırı olarak değerlendirildi ANKARA’da. Ne gelen iktidarlar ne de siyasi zihniyetler farklı bir yorum yaptılar. Güçlü bir maden sendikasının olmaması için ne gerekli idi? Üye sayısının azaltılması. Yıllar içinde azaltıldı mı? Evet azaltıldı. TTK gibi büyük KİTLERİN her zaman zararı SÜPVANSE edilmiştir. Zarar bahane edilerek TTK bölümlere ayrıldı. İşçi sayısının azalmasına göz yumuldu.
Ülkemizde bence en büyük ve en gereksiz KİT “ TRT “dir. Tek bir sağ siyasetçi TRT için tek bir olumsuz laf ediyor mu? Kapatalım, satalım, çalışan sayısını azaltalım diyeni duydunuz mu? Duyamazsınız zira onu borazan olarak kullanıyorlar. Peki; TTK neyi ifade ediyor. İster fosil yakıt deyin, ister sürekli zarar deyin, isterseniz çevre kirliliği deyin, KÖMÜR bu topraklarda ÜRETİM, BAĞIMSIZLIK, SANAYİ, İSTİHDAM ve bir KENTİN KADERİDİR.
Lafı uzatmaya gerek yok, TTK satılamaz. Böyle bir yükü kimse üzerine alamaz, almaz. Dünya da bazı ülkelerde kömür aynı bizdeki gibi masraflı bir iş koludur. Devlet desteğiyle yürür orada da işler. Gerçi bizim ÖZELLEŞTİRME yapmak için zarar değil KAR EDEN kurumları da gözden çıkardığımız çok olmuştur. TEKEL zarar mı ediyordu? Ya şeker fabrikaları ? Daha bilmediğimiz “ ticari sır” diye 10 yıl sonra öğreneceğimiz gizlice yapılan SATIŞLARA ne diyeceğiz?
Esnaf zarar etti mi, birleşin kardeşim diyen SİYASİ ZİHNİYET şimdi niye birleştiniz diye örgütlü olan her şeye düşman gibi davranıyor. Bu arada siyasi tercihlerimize bakarsak başımıza gelenler AZ BİLE, gökten METEOR yağsa bence tam TAZMİNAT ödemiş sayılmayız. Bu kafaya bu bere yada ŞAPKA, ne takarsan tak hemşehrim.
Her şeyi sat, adına özelleştirme demelerine bakmayın, açık seçik satıştır bu işler. Bak yüz yılın en büyük icraatı diye övündükleri ŞEHİR HASTANELERİ için Katarlı din kardeşlerinden fiyat alıyorlar diye büyük iddialar var. İşin en boktan tarafı o hastaneleri satsak bile yapılan sözleşme gereği yapıcı firmalara en az 15 yıl daha yıllık ödemelerini bizler ÇATIR ÇATIR yapacağız. Yoksa sayın firmaların İNGİLİZ mahkemelerine gidip bizi dava etme hakları var. Bu açık açık sözleşmelerde yazıyor. Niye İNGİLİZ mahkemeleri diye sorulduğunda sayın cumhurbaşkanın yanıtı benim kanımı dondurmuştu. Bakın siz hatırlamıyorsunuz bile …Sonra bunlar başımıza niye geliyor. Az bile geliyor arkadaş az bile …
Yıllar önce TTK yı değil TRT yi kapatın diye yazdım. Bir sürü işten dolayı başıma gelmeyen kalmadı, gerçi TÜRK ADALETİ sayesinde hiçbir davadan ceza almadan hepsinden beraat ettim ama ya zaman kaybım, yaşadığım travmalar, haklı olduğumu en yakınlarıma bile anlatamamanın verdiği yürek ağrısı. Toplum başına gelenleri hak ediyorsa önce toplumu uyarmak görevimiz. Yoksa bu yazıda diğerleri gibi arşivin tozlu ve ruhsuz sayfalarında kalacak.