İlişkilerde göz ardı edilen detaylardan biri,
Üstüne üstük en basiti olmasına rağmen umursanmayan tek şey;
Kişisel hijyen…
Ve bu hijyenin ilişkiler üzerindeki etkisi sanıldığından da fazla…
Hele hele, gözle görülmeyen, ancak varlığına her zaman duyusal olarak tanıklık
ettiğimiz bir hijyen türü var ki…
Düşman başına vermesin!
Ağız kokusu!
Evet, evet! Doğru okudunuz!
İlişkilerde, başlarda küçük bir rahatsızlık gibi algılansa da, zamanla ciddi
sorunlara yol açmakta.
Çiftlerin birbirine karşı olan sevgisini test ediyor adeta her hohlandığında…
Kalbi kırılır mı?
Moralini bozar mıyım?
Beni yanlış anlar mı? Diye düşünmekten çoğu insan bu durumu partneriyle
konuşamıyor…
Bu iletişimsizlik zamanla neyin önünü açıyor dersiniz?
Duygusal mesafenin ve ardından güvensizliğin…
Hal böyle olunca şu dönemde zar zor kurulan birliktelikler sarsılıyor…
Duygusal bağları zayıflatan etkenlerden biri olduğunu düşünürsek şayet,
Bu basit gibi görünen problem, bir evliliğin sonlanmasına neden olabilir mi
sizce?
Yargıtaya göre;
“Ağız ve vücut kokusu, başlı başına boşanma nedeni değildir.
Ancak kişi ağız kokusunu tedavi ettirmiyorsa ve bu durum evliliği çekilmez hale
getiriyorsa, uzman hekimlerinden oluşan bir sağlık kurulunun onayladığı raporla
boşanma gerekçesi sayılabilir.
Özellikle ağız kokusunun tedavi edilemez olduğu kanıtlanırsa, Yargıtay Hukuk
Genel Kuruluna göre önceki kararlarında olduğu gibi, bu durum geçerli bir
boşanma nedeni olarak değerlendirilebilir.”
Kısacası sevgili okurlar, ağzınızın koktuğunu bildiğiniz halde tedavisi için çaba
sarf etmiyorsanız, gözünüzün yaşına bakılmadan boşarlar sizi bilginiz olsun!
Hoş sadece de ağız kokusu olarak da bakmayın bu duruma…

Temizliğinize önem verin!
Çok sevdiğim bir sözle sonlandırayım istiyorum,
“Sabah duş alan işini,
Akşam duş alan eşini severmiş”
Sabah ve akşam duş alanlarla kesişsin yolunuz ne diyeyim (:
Haydi bakalım özellikle partneri yanında olanlar,
Yazı da bittiğine göre, doğru duşa!...