Şimdi sizlere çok uzun tutmadan sevdiğim bi hikayeyi yazmak
istiyorum.
Okuyun, okuyun ki çevrenizde neyiyle övünen çoksa ondan
uzak durmanız gerektiğini anlayın…

“Adamın biri eve geliyor ve karısının ağladığını görüyor.
Haliyle soruyor ne oldu diye?
Evde üzerini değiştirirken camın önündeki ağaca konan
kuşların onu görmüş olabileceğini ve çok utandığını Allah’ı
çok üzdüğünü, günaha girdiğini söylüyor…
Adam bu durur mu alıyor eline baltayı kesiyor ağacı…
Düşünüyor ne iffetli bir eşim var diye…

Gel zaman git zaman bir gün eve erken gitmek zorunda kalan
adam, namusuna-imanına-sevgisine ve saygısına emin olduğu
karısını, aşığının koynunda görüyor…

Atıp omzuna ceketini, vuruyor kendini yollara…
Dağlar, bayırlar aşıyor derken…
Bir ülkeye varıyor…
Kargaşa içerisinde bir ülke, bir olay var belli ki…
Soruyor yakınında olan insanlara ne bu kaos?
Diyorlar ki, kraliyetin hazinesi çalınmış…

Kral bulunana kadar herkesi sokakta tutuyor!
Etrafa göz gezdirirken birden bi adam görüyor bizimki, diyor
ki bu necidir?
Diyorlar, kraliyetin din adamıdır o!
Peki ya neden parmak uçlarında yürüyor?
İstemeyerek de olsa karıncayı incitebileceğinden korkar ondan
parmak ucunda yürür. Allah korkusu vardır!
Bizim ki durur mu basıyor çığlığı!
Hırsız bu adamdır diye!
Herkes şok tabi fakat yinede bir bildiği vardır bu yabancının
diye tutukluyorlar din adamını…
Onca sorgu derken din adamı itiraf ediyor elbet,
Fakat kralın kafasında koca bir soru işareti…
Soruyor bizimkine sen bunu nasıl anladın?

-Ey kral! Sevap kazanmak iddiasıyla davranışlarında Allah
korkusunu abartanlar, abartılarını başka suçlarını örtmek için
yaparlar!”
Libya Halk Edebiyatından kıssadan hissedir…

***

Şimdi bi kahve yapın kendinize, tazeleyin çayınızı yahut
doldurun kadehinizi ve düşünün…
Etrafınızda neyi abartan insanlar var…
Koşarak uzaklaşın…

Bedenen de, ruhen de…
Emin olun çok daha iyi olacaksınız…