Yazıma İstanbul Valisi Davut Gül'den çarpıcı Zonguldak sözleri ile başlamak istiyorum.
İstanbul Atatürk Havaalanı'nda düzenlenen Zonguldak Tanıtım Günleri etkinliği açılışına katılan İstanbul Valisi Davut Gül'ün konuşmasında Zonguldak ve Zonguldaklılar hakkında ki analizi gerçekten dikkat çekiciydi.
İstanbul Valisi Davut Gül, konuşmasında dışarıdan bir göz olarak Zonguldaklılar hakkındaki görüşlerini dile getirdi ve "Zonguldaklılar artık kamuda çalışmayı hedeflememeli, ticareti ve yatırımı hedeflemeliki Zonguldak daha da gelişsin ve büyüsün" ifadesini kullandı.
Vali Gül ayrıca, İstanbul'da yaşayan Zonguldaklılara seslenerek Zonguldak'a yatırım yapması çağrısında bulundu. Vali Davut Gül, "İstanbul, Türkiye’nin bir özeti gibi. İstanbul’umuzda birçok ilimizden gelen hemşehrimiz var. Her birinin de ayrı başarı hikayesi var. İstanbul’da ki Zonguldaklı hemşehrilerimizle ve başarıları ile gurur duyuyoruz. Derler ya memleket baba gibidir. Sevmemek ve hizmet etmemek olmaz. Dolayısıyla buradaki Zonguldaklı hemşehrilerimiz, Zonguldak ile irtibatını koparmaması, memleketinde ki bağını güçlendirmesi her türlü takdirin üzerinde.
Türkiye Yüzyılı’na girdik. Bütün şehirlerimiz gibi Zonguldak’ta gelişiyor. Zonguldak bir liman şehri. Son 20-30 yılda özellikle alt yapı sorunları çözüldü. İstanbul’daki Zonguldaklıların artık yatırım yaparak bütün dünyaya ihracat yapma hedefinde olması lazım. İnanıyorum ki il tanıtım günleri ve buradaki Zonguldaklı sanayicilerin tanınması ile birlikte bu hedef gerçekleşecektir" şeklinde konuştu.
Vali Gül hem İstanbul'a yaşayan Zonguldak'lılara kendi ilinize yatırım yapın çağrısında bulunurken hemde, Zonguldak'ta yaşayan genç insanlarımıza ise kamuda çalışmayı değil ticarete atılmayı, yatırım yapmaları tavsiyesinde bulundu.
Her geçen gün daha da büyüyen ve gelişen Zonguldak'ın bu büyümesinde sizde pay sahibi olun, bu yatırım fırsatın kaçırmayın tavsiyesi biz Zonguldak'lıları gerçekten mutlu etti.
Vali Davut Gül'ün bu sözleri, eminim ki gurbette ki Zonguldaklı iş insanlarımızın, Zonguldak'ta yatırım yapması konusunda bir mihenk taşı olacaktır diye düşünüyorum.
Teşekkürler İstanbul Valisi Davut Gül.
**
BALTAYI BİLEMEK
Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş.
İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar.
Sonuç: İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş. Birinci adam öfkelenmiş: “Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı ne?”
İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş: ”
Ortada bir sır yok. Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir.
“Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp, yaşamımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz yanlarımızı geliştirmek için çaba göstermektir. Bu, zihnimizin, ruhumuzun, karakterimizin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir koşuldur.
Delhi’deki ünlü tapınakta Sokrat’ın şu sözü yer alır: “İnsan Kendini Tanı.” Kendini tanımak, şu anda olduğumuz noktayla olmak istediğimiz nokta arasındaki yoldur. Kendini tanımak, kendimizi nasıl gördüğümüz ile başkalarının bizi nasıl gördüğü arasında fark olmaması anlamına gelir. Bireysel ve iş yaşamımızda başarılı, mutlu ve doyumlu olmak istiyorsak, baltamızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız.