“Kötü komşu insanı mal sahibi yapar” sözündeki kötü komşuluk C.H.P. ye bir siyasi parti olduğunu iyiden iyiye hatırlattı. C.H.P.li belediyelere açılan davalar, belediye başkanlarının henüz iddianamelerinin bile hazır olmadığı davalar yüzünden tutuklu olması, ülkenin kurucu partisine KAYYIM atanma söylentileri ve yaptıkları anayasal protesto yürüyüşleri için ifadeye çağrılmaları derken C.H.P. tarihinde hiç olmadığı kadar “birlik ve beraberlik içinde” olmaya başladı.
Son olarak İmamoğlu’na destek yürüyüşüne katılan Zonguldak Belediye başkanı sayın Tahsin Erdem savcılık tarafından ifadeye çağrılmıştı. Kalabalık bir partili grup tarafından adliye girişine kadar yalnız bırakılmadı sayın başkan. Elbette ülkenin her bir ferdi gibi böyle bir ifadeye çağrılanların istenilen saatte Cumhuriyetimizin sayın savcılarına ifade vermeleri kadar doğal bir durum yok. Süreç normal seyrinde işlemiştir. Burada asıl ilgi çekici olan her bir olayda C.H.P.lilerin hemen ve büyük reaksiyon göstermeleri. Bundan 15/20 yıl önce bir C.H.P.li böyle bir ifadeye falan çağrılsa değil büyük kalabalık muhtemelen adliyeye tek başına falan giderdi ( mali durumu iyi ise yanında avukatı olurdu herhalde) .
Kim ne derse desin C.H.P. de büyük bir değişim var. Uzun yıllar partide hizip yüzünden millet birbirini yer dururdu. Yok onun adamı, yok bu bizden değil gibi başarıya düşman ayrıştırmaları yapan parti bir türlü İKTİDAR yoluna çıkamıyordu. İl/ilçe kongrelerini kazanmak bazılarına yetiyor ve bu büyük hedef için !!! delege avcılıkları yapılıyordu.
C.H.P.liler; belediye başkanlarına açılan davalar yüzünden bir araya gelmiyor. Temel sorun İmamoğlu’nun diplomasının iptali değil. Alın teriyle kazanılmış bir diplomayı hiç kimse İÇ EDEMEZ … Ülkemizde yargı var ve doğru er geç tecelli eder. Eğer sayın belediye başkanları da görevlerinde bir suistimal yapmamış iseler gönül huzuru ile davalardan beraat edeceklerdir. Bu süreçte yaşadıkları elbette “ ülkemizin demokrasi yolculuğunda” derin izler bırakan sayfalardan olacaktır.
Yaşanan tüm olaylar şunu ortaya net koydu. Artık C.H.P.liler sokaktan korkmuyor. Yürüyüş de yaparız protesto da diyorlar büyük bir inançla. Bana kimse M A S A L okumasın, ben 1992 yılından beri bu partiye üyeyim. Hiçbir dönem böyle bir birlik beraberlik ve cesaret görmedim. Bırakın isimleri, siz zihniyete bakın. Zihniyet devrimi yapmış C.H.P. zihniyet devrimi. Kadını, genci, yaşlı üyesi, öğrencisi veya emekliliğe takılanları, gelecekten umudunu yitirmiş orta yaşlı geniş kesimler adliye önlerinde, sokaklarda cesurca sesini duyuruyor. Elbette anayasal hakkını kullanırken başkalarının da haklarına saygıya özen gösteren bir yapıda olmalı tüm yaşananlar.
Hukuk kendi mecrasında mutlaka ADİL sonuca varacaktır. Biz bu siyasal, sosyal ve ekonomik durumdan nasıl bir analiz yapacağız? Yaşananlardan ders çıkarıp ileride aynı hataları yapmaktan kurtulabilecek miyiz? Kısır çekişmelerin hiçbir yararı olmadığını aksine bu durumun ülkenin bile aleyhine olduğunu kavrayabilecek miyiz?
Ben uzun yıllar kulüp başkanlığı yaptığımdan gençlerle iletişim problemi olmayan biriyim. Her ortamda onları DİNLİYORUM !!! Onlara geçmiş anılarımı anlatıp hayattan soğutmuyorum J Şunu unutmayın gençler sizin tedavülden kalkmış anılarınızı dinlemek istemiyor. Bu gençler öyle makama sarılıp TAPAN sözde dindarları da sevmiyor, inanmıyor ve görmek istemiyor. Ülkenin yararına olan siyasileri biliyor, anlıyor ve istiyor. Partisi önemli değil yancılarına, ailesine ve komisyon ortaklarına kaynak akıtanlara tahammül edemiyor. Biliyor ki onlar o gençlerin geleceğini çalıyor. Bana göre ülkede farklı bir SİYASİ İKLİM var ve bunu hala göremeyen zavallılar kendilerini siyasetçi olarak görmeye devam ediyor. Şu unutulmamalı ki her yıl yaklaşık 2 milyon yarınları çalınan GENÇ İNSAN hayatlarında ilk kez oy kullanacak. Ve bu gençler MASAL dinlemekten hiç hoşlanmıyor.