Cumhurbaşkanı tarafından 13 Kasım 2016’da Mehmed Özkan’ın rektör olarak atanmasıyla başlayan, 4 Ocak 2021’de Melih Bulu ve şuan ki Naci İnci içinde geçerliliği süren uzun soluklu bir protestodur Boğaziçi Ayaklanması!
Zira Boğaziçi Üniversitesinde demokratik, katılımcı, özerk ve özgürlükçü üniversite yönetim modeli uygulanır. Haliyle atanmış hele hele partili atanmış bir rektörü hiç kimse kabul etmez! Etmeyecektir de!
5 Ocak 2021 yılından itibaren öğretim üyeleri kampüs önünde rektörlüğe sırt dönerek kayyumu protesto etmişler, o gün bugün, yağmur çamur demeden haklı davalarından dönmemişlerdir! Her sabah keyifle beğendiğim tweetlerin sahibi Cem Say hocama da selam olsun buradan… Onun nezdinde tüm onurlu öğretim üyelerine…
Bir düşünün, dünyanın sayılı üniversitelerinden biriyken,
Sizlere desem ki;
Şuan:
Hukuk Fakültesinin başında fizikçi,
İletişim Fakültesinin başında endüstri mühendisi,
Mühendislik Fakültesinin başında hukuk fakültesi yönetim kurulu üyesi,
Beden Eğitimi bölümünün başında da hukukçu var.
Ne dersiniz? Uzun uzun duvara baktırır bu liyakatsizlik…
Gelelim şimdi ki rektöre inanır mısınız hem üniversiteye seçilmemiş atanmış, hem de Turkcell Yönetim Kurulu üyeliğiyle ödüllendirilmiş!
Anlayamadığım; bahçeye bakarken öğretim görevlileri ve öğrenciler tarafından sayılmamak moralini mi bozmuş da ödüllendirilmiş. İnsan istenmediği yerde, hak etmediği yerde neden durur ki!
Pardon! İstese de gidemez demi! Seçilmedi ki istifa edebilsin… Sürekli de yazıyorum aynı şeyi ama!
Ben rektörüm. Ben ne dersem o olur demeyin! İnatlaşmayın!
Orası sizin seçildiğiniz bir statü değil! Siz atandınız! Siz bizi çıldırtmak mı istiyorsunuz! Kendinize gelin!
Neyse ya, Turkcell ile bağlana durun siz hayata, gerçek hayat tokat gibi çarpacak en yakında…