Koronavirüs’e karşı alınan önlemlerle birlikte sık sık sokağa çıkma kısıtlamaları uygulanıyor

Ve her sokağa çıkma yasağı sonrasında aynı manzaralar yaşanıyor

Banka önlerinde dip dibe kuyruklar

İnsanlar bir yerde haklı, ekonomi dönmek zorunda. İnsanlar maaşlarını, paralarını bankadan çekip alış verip yaparak evin ihtiyaçların karşılamak zorunda

Bir yanda sağlık bir yanda ekonomi ve geçim

Her ikisi arasına sıkışmak diye buna denir doğrusu

Özellikle Her Pazartesi ve Salı günler Banka önlerinde yaşanan kuyrukları azaltmak için bankalar personel sayısını daha da arttırması gerekiyor

Vatandaşların bu yönde halkı çağrısı var

Neden olmasın ki.

“Ve birde tabi ki ödenemeyen kredi taksitleri nedeniyle vatandaşın girdiği bunalımlar, sıkıntılar sonucu psikolojik yıkımlar ve hastalıklar.

Ölümcül darbeyi ise Covid-19 vuruyor.”

Desem yalan olmaz yani

**

HERKES AYRI TELDEN ÇALIYOR..

Covid-19 süreci nedeniyle ülkemizde yaşanılan ekonomik sıkıntı nedeniyle vatandaş önünü göremez oldu.

Herkes ayrı telden çalışıyor

Herkes kendine göre düşünüyor

Herkes çevresinde gelişen olayları topluma göre değil kendine göre yorumluyor, değerlendiriyor.

Malum mesleğimiz gereği her gün Zonguldak caddelerinde turluyoruz.

Her gün Zonguldak caddelerinde insanlarla görüşüyoruz, 

Haftanın hemen hemen her günü Zonguldaklılarla röportaj yapıyoruz.

Tabi ki en başta gelen konu ise:

Koronavirüs, (Covid-19)

Alınan teldirler

Uygulanan kısıtlamalar

Bu hafta sonu ikinci kez 2 günlük tam gün sokağa çıkma yasağı uygulaması gerçekleştirildi.

Ve her zaman olduğu gibi bu haftada caddelerden geçmekte olan alelade tanımadığım insanlarla olsun esnaflarla olsun yaptığım röportajlarla kısıtlamalarla ilgili görüşlerini soruyorum.

Vatandaşlar 2 günlük kısıtlama çok yetersiz

İstiyor ki 10-15 gün olsun

Hatta 30 gün olsun diyenlere bile sıkça rastlıyorum

Ama esnaflar ise haklı olarak tam tersini düşünüyor.

Onlarda işsizlikten dertli

Özel sektörde günü birlikte olarak çalışan aşçısı, garsonu, müzisyeni, öğrenci servis sürücüleri ve araç sahipleri, çay ocakları ve kahvehaneler ve aklıma gelmeyen bir çok işsiz kalan meslek grupları

Ya onlar ne yapacak

Yani esnafı, sanayicisi, vatandaşı herkes mağdur durumda

Herkes bankadan aldılar kredilerle iş çeviriyorlar.

Ve herkes ödeyemedikleri krediler yüzünden patlamış duruda

Yani herkes berbat durumda.

Ve tabi ki

En rahatları ise kamu çalışanları

En azından maaş alacak mıyım kaygısı yaşamıyorlar

Devlet garantisi altında oldukları için gelecekle ilgili bir endişede taşımıyorlar.

Ve tabi ki emekliler

Özetle; 

İyi ki kamu personeli ve emekliler var da insanlar yaşamlarını bir şekilde idame ettiriyorlar.

Pandemi döneminde kötüleşen ekonomide yükü yine özellikle emekliler ve kamu personeli çekti. Çünkü onlar sayesinde piyasaya para girdi. Yaptıkları alışverişlerle piyasa döndü. İşsiz kalanlar emekli olan anne ve babaların maaşlarıyla geçinmeye, ayakta durmaya çalışıyorlar.

Sevindirici olan nokta ise şu;

Türkiye’de durum böyle de Avrupa ve Dünya’da bizden farklı mı. Onlar iyi de biz mi kötüyüz. Hayır en az onlar bizden çok daha kötü durumda. Ekonomileri b.atmış durumda. Örneğin 300 milyon liralık ABD’de pandeminden önce 90 milyon nüfus sokakta yaşıyordu. Şimdi ise pandemiyle beraber durumları çok daha vahim ve kötü durumda. Avrupa’da ekonomiler çökmüş durumda. Allah’tan bizim yardımlaşma kültürümüz var ve ülkemizde hiç kimse aç açıkta değil. Ama onlar da ise milyonlarca kişi aç ve açlıkla savaşıyorlar.Yari Türkiye olarak onlara göre çok daha şanslıyız. Kısacası kim ne derse desin. Şu anda Türkiye’de yaşamaktan daha gazel bir şey yok