Ülkemiz öylesine hızla değişen gündemlere sahip ki biz daha birini işleyip yayınlayamadan bir diğeri bir başkası veya daha ilginç olanı çıkıyor ortaya. Belediyede olan bitenlerden bahsedeceğiz, gündeme hemen farklı bir konu çıkıyor. Tam 5 minik canın hayatını kaybettiği dramı konu edineceğiz bu kez de C.H.P. eski genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun savunması ( kendi deyimiyle TARİHE not düşülecek gerçekler) gündemimize geliyor.

Öncelikle sayın Kılıçdaroğlu’nun yaptığı mahkeme konuşması tarihte daha önce de yaşanmış bir olayı hatırlattı; DREYFUS DAVASI ! 1894 yılında Fransa’da yaşanan ve Yüzbaşı Alfred Dreyfus’un casuslukla suçlanıp haksız yere yargılanıp ceza aldığı bir dava bu. Oysa yeterli kanıt olmasına rağmen “ bir günah keçisi” gerektiği için alel acele yargılanıp hemen ceza verilen bu yüzbaşıya, Emile ZOLA; L’AURORE gazetesinde “ J’ACCUSE … ! “ ( suçluyorum) başlığıyla yayınlanan bir destek yazısı ile arka çıkıyor. Toplum hemen bu olayı sahiplenip” yahu neler oluyor” demeye başlayınca gerçek suçlu bulunuyor ve DREYFUS beraat ettiriliyor.  İşte sayın Kılıçdaroğlu’nun yaptığı savunma !!! bu tarihi davayı hatırlattı. O açıklamaların birinde güvendiği insanların onu aldattığını ve bundan dolayı pişman olduğunu anlattı sayın genel başkan. İşte biz buna HAYAT TRAJEDİSİ diyoruz.

Aslında bu yazı şöyle başlıyordu; “ .. Bu yazı asla bir yatırım tavsiyesi değil, olsa olsa bir hayat tavsiyesidir. Daha bu hafta başında İskandinav ülkelerinde( İsveç, Norveç,Danimarka ve  Finlandiya) hükümetler evlere “ savaşta yapılması gerekenler” başlıklı broşürler dağıttı. Olası bir nükleer yada konvansiyonel savaş sırasında neler yapılması gerektiği anlatılan broşürler kapı kapı dağıtıldı. Bundan hemen bir FELAKET senaryosu çıkarmayalım ancak Dünya son dönemde gidişatı böyle görüyor diye düşünmeliyiz. Tedbirli olmak normal insan doğasıdır. İşi savsaklamak ise Orta Doğu zihniyetinin ürünü olabilir.

Dünya; TRUMP gibi bir tehlike ile 4 yıl daha yaşamak zorunda kaldığı için A.B.D. li seçmenlere ne kadar lanet etsek azdır. Denebilir ki Kamala Harris kazansa ne değişirdi? Bazen küçük ayrıntılar hayata farklı bir boyut kazandırabilir. Bana göre Trump kadar kötü olmazdı. Bekleyip göreceğiz. Umarım yanılırım.

   Şimdi şu hayat tavsiyesine geleyim. Kırsalda eğer atadan babadan kalma bir harabeniz bile olsa çok şanslısınız demektir. Asla satmayın. Hatta imkanlarınız oranında onu imar etmeye, hemen gidip barınacak hale getirin. Dünyayı yönetenler eğer riskli kişilerse bu riskin gelip size zarar vermeyeceğini düşünmek fazla İYİMSERLİK olur. Kırsal yaşamı çok değil 2030 yılından sonra ( içlerinde benim de olduğum ) büyük bir grup insan için zaten mecburi hale gelecek. Dünya ekonomisi “ düşen talep, artan maliyetler “ yüzünden şu anda büyük bir istikrarsızlık yaşıyor. Ünlü ve bol sıfırlı maaş alan CEO lar, yıldızlı ekonomistler dahi net bir ÖNGÖRÜYÜ paylaşamıyor. İşsizlik rakamlarının 2025 den sonra ciddi oranda artış göstereceğini, insan yerine YAPAY ZEKANIN kullanıldığı alanlarda büyük işten çıkarmalar yaşanması muhtemel. Bakın panik yapın diye değil, olaya doğru perspektiften bakın diye yazıyorum. Eğer ülkemizde yaşayan ve eşi ile birlikte 4-5 yerden maaş alan gruptan iseniz siz bu yazıyı zaten okumazsınız. Bu yazı benim gibi BAĞKUR emeklilerini ve dar gelirli grupları ilgilendiriyor. Yalnız büyük bir sorun şu ki, bineceğiniz eşek sayısı azalınca yükü şahsınız taşımak zorunda kalırsınız. Ee piyasada eşek sayısı da hızla azaldığına göre sıkıntı çıkacak demektir.

Gündeme belediyeleri yine alamadım ama eğer büyük bir sansasyonel olay çıkmazsa o konuyu da işleriz. Hem daha fazla kişi ile konuşup görüşlerini alırım hem de hatalı bir analiz yapmadan sizlere en doğru bilgileri ulaştırmış olurum.

Ülkemizin batısında kar yağışı şahane manzaralar oluşturuyor, doğal gaz faturaları sorun olmasa kar yağışını özlemiştik diyeceğim ama neyse ki yaza fazla bir şey kalmadı, 5-6 ay daha sıkın dişinizi … Sağlıcakla kalın !