Döviz çılgınlığı had safhada.

Herkes şaşkın.

Herkes  soruyor.

Nereye gidiyoruz.

Döviz artışı.

Beraberinde durduk yerde büyük zamları getiriyor.

Her şey pahalanıyor.

Ne yapacağımızı şaşırıyoruz.

Türkiye .

Dünya ile entegre.

Dövizsiz düşünülemez.

Sadece TL. ile hayat devam etmiyor.

Döviz artışı bahanesi ile bir çok ürüne yüksek zamlar geliyor.

Neler artmıyor ki,

Akaryakıt.

Artık on TL. ‘ye gidiyor.

Akaryakıt demek.

Zam demek.

Mazot.

Benzin.

Hatta  LPG .

Gaz.

Artık sekiz.

Dokuz.

Hatta on rakamlarını görmemize rakam kaldı.

Faiz inecek.

Hayata pahalanacak.

Bu kısır döngü neden kırılmaz.

Ucuz kredi.

Nerede?

Ara ki bul.

Yıl sonu vergi.

Harç

Ceza.

Zam oranı yüzde 36.2 olarak açıklandı.

Cumhurbaşkanımız son nihai  kararı verecek.

İnebilirde.

Çıkabilirde.

Sadece Pasaport cüzdanı 180 TL ‘den 243. TL ye çıkacak.

Varın gerisini siz düşünün.

Yıllık defter ücretleri.

Mali müşavir tarafından belirlenen.

Normal 300 TL olan defter 450 TL.

Kurumlar vergisi. İse 1000 TL den , 1550 TL ye  çıkmış.

Daha saymayayım.

Gıda da fiyatların önüne geçilmiyor.

Yiyecek.

İçecek.

Narenciye.

Et ürünleri.

Hepsi sırada.

Zeytinyağı beş litre.

Marka verelim.

Olin 99 TL den, tam 135 TL ye çıkmış.

Söylenen bu.

Denilen bu.

Ve tüm bu etkenler döviz artışından kaynaklandı.

Daha pek çok ürün var.

Gazete kağıdı.

Bir top 180 TL.

Kalıp aldı başını gidiyor.

Kalıp 1300 TL

Bu ürünler hep dışa bağımlı.

Döviz artışının getirdiği muazzam zammı görüyoruz.

Daha da göreceğiz.

Faiz inecek..

Millet zamma boğulacak.

Ülkemizin ekonomistleri bu durumu bize anlatsın.

İkna etsin.

İnşallah bu zamlar durur.

Geri geliri.

Ucuzluk cenneti  oluruz.

Paramız değerlenir.

Devam edersek.

Konu ana başlığımıza dönelim.

Döviz aldı başını gidiyor.

Art arda zamları görüyoruz.

Son 20 yılı göz ününe getirirsek.

Ne dersek diyelim.

Bu kaçıncı döviz krizi.

 İhracat için çok iyi.

İthalata için çok kötü.

İthalata dayalı ihracat için ise pahalı maliyet.

Alırken.

Çok pahalıya alıyoruz.

İç piyasaya satarken fiyat yükselmelerine maruz kalıyoruz.

Yerli üretim.

İhracat.

Her zaman bu konumda kazandırıyor.

Dünya ölçeğine göre.

Dünya fiyatlarına göre.

O zaman karlıyız.

Türkiye ihracatta tam 225 milyar dolarlara koşuyor.

Belki ileriki yakın günlerde.

Aylarda.

Yıllarda rakamlar daha da artacaktır.

Aynı oranda eş değer ithalat var.

İthalatımız eksilmiyor ki,

Çünkü dünya ile entegre bir Türkiye var.

Bundan kaçış yok.

Aksine bunu desteklemeliyiz.

Ama nedendir bilinmez.

Ülkemiz  parası hep eriyor.

Hep eriyor.

Kimse de bunu anlatamıyor.

Yakın ilk 20 yıla bakalım.

Ak Parti iktidara çok büyük ekonomik kriz getirdi.

O dönem üçlü koalisyon vardı.

İktidarın süresin bitmesine.

Yani seçimlere.

Tam 18 ay vardı.

Rahmetli Ecevit Başbakandı.

Ve erken seçim kararı alındı.

AK Parti tek başına iktidara.

Yüzde 33 oy ile gelmişti.

DYP yüzde 0.5 lik bir oy eksiği ile barajı aşamamıştı.

Aşsaydı.

En az 50 vekil çıkartacaktı.

Zonguldak’tan Ömer Barutçu, listeye giriyordu

Vekil olarak.

Ama olmadı.

Kılpayı seçim kaybetme.

Ve Çiller baraj altı kalmıştı.

Belki DYP baraj altı kalmasa çok daha değişik bir süreç olabilirdi.

Dediğim gibi.

Yüzde 0. 5 puan oy farkı ile tüm dengeler değişti.

O gün adına.

Ak Parti 3.

CHP iki vekil.

İle temsil edildi.

Ve bu denklem epey bir süre sürdü.

Halen de 3+2 = 5 denklemi devam ediyor.

Bu denklem 2015 Haziran ayında değişti.

Sonra altı aylık süreçte.

Ülkede önemli kaoslar yaşandı.

Ve altı ay sonra seçim.

Tekrar eski sisteme dönüş.

Ülkede çoğunluk sağlanmıştı.

O günlerden sonra fırtınalı zamanlar yaşandı.

Tabi ki 17 ve 25 Aralık 2013 de unutulmamalı.

Ülke için büyük bir girdap olayı yaşandı.

Sonra bu durum bir şekilde düzeltildi.

Hain FETÖ ilk çirkin yüzünü burada gösterdi.

Onsan sonra savaş başladı.

Tüm FETÖ hainlerinin önce dershaneleri.

Sonra da okulları kapatıldı.

Devamı süreçte de 15 Temmuz hain FETÖ  kalkışması unutulur gibi değildi.

Ne cesaret bir hain kalkışmaydı.

Hainler bu cesareti acaba nereden alıyordu.

Sonuçta hezimet yaşadılar.

Ülkemize de zarar verdiler.

Bugün halen daha o hainlerin kırpıntıları temizlenmeye devam ediliyor.

Şimdi nereden nereye geldik.

Ülkemiz hem yüksek ateş.

Yüksek adrenalin.

Yaşadı ve gördü.

Buna rağmen.

Dimdik ayaktayız.

Ama ne oldu?

TL. eridi.

Döviz yükseldi.

2001 krizi.

Teğet olsa da 2008 krizi.

2013 kiriz.

15 temmuz 2016  krizi.

2018 kısmen krizi.

Pandemi krizi.

Hepsi üst üste gelince.

Ekonomimiz kırılgandı.

Daha da kırılganlaştı.

Ve bugün ülkemiz.

Faiz ateşi inecekken.

Döviz ateşi yükseldi.

Faiz tam dört puan indi.

Ortalık karıştı.

Herkes dövize hücum.

Döviz oldu.

12 tl.

14 tl.

Bu nasıl yürütülecek bir politika.

Tamam ucuz kredi.

Faiz.

Ama faizle geçinen ve beslenen bir kesimde var.

Sadece bundan geçiniyor.

Döviz yükselişinde tam 200 bin vatandaşımız parasına paralar koymuş.

Bu vatandaş kesiminin bir çoğu da vatandaşımız olan yabancılardır.

Tabi ki bunlar biliniyor.

Görülüyor.

Şunu da  ifade edelim.

Türkiye IMF’ye tam 23. 5 milyar dolar borç ödedi.

Sonra bir ara IMF’ye tam 5 milyar dolar borç verecektik.

O durumdan tekrar bugünlere geldik.

Aslında IMF ‘de ucuz kredi var.

Alınabilir.

Şartları var.

O şartlar uyan bir şekilde alınır.

Sonra ekonomi olarak güçlenirsek.

Toptan geri öderiz.

Tabi ki bu bir seçenek.

Gerçi IMF para verince ayağa kalkan ülke var mı?

Örneğin Ukrayna.

Arjantin.

Ve gelişmekte olan bazı ülkeler.

Devamla.

Tabi ki sınırlarımız ateş çemberi.

Suriye başımıza her türlü bela.

BEKA sorunumuz.

Mecburen istikrar ve güvenimiz  adına orada olmalıyız.

Tam beş milyon Suriyeli  ülkemizde.

Bize yük ki yük.

Bizim bildiğimiz Suriyeli sığınmacı.

Mülteci.

Ne dersek diyelim.

Tam kırk milyar dolar para gitmiş.

Aldığımız para ne.

O da yardım adına.

Altı milyar dolardır.

Yeni AB onayladı.

Bir 150 milyon EURO ek para gelecekmiş.

150 milyon  EURO neye yeter.

Mersin ilinde Mezitli ilçesini daha birkaç ay önce gezerken.

Nüfusu sordum.

Toplam nüfus adına240 000 rakamı aldım.

Bu nüfusun tam 60 000 rakamı Suriyeli.

Hepsi gelip yerleşmiş.

Ev almış.

Konut almış.

Mezitli bölgesi de deniz kenarı çok elit bir semt.

Daha bu Suriyeliler ülkelerine döner mi?

Dönmez.

Kendi paraları var.

Ülkemiz de  para veriyor.

Bakıyor.

İş kuruyorlar.

Çalışıyorlar.

Kendi kazançlarını da çıkartıyorlar.

Sadece bir örnek  Mersin ilinden verdim.

Daha sırada pek çok Akdeniz illeri var.

Varda var.

Suriyelileri nasıl göndereceğiz.

Çok merak ediyorum.

Döviz pahalı.

Ülke ekonomisi ateş içinde.

Bir çok temel ürünümüz ithal.

Petrol.

Doğalgaz.

En büyük cari gideri oluşturuyor.

Bir lira.

12  dolar.

14 Euro.

Nasıl olacak?

Faiz inecek.

Döviz aldı başını gidecek.

Halen dolar artarsa artsın diyen kesimler var.

Anlaşılır gibi değil.

Hayat pahalanacak, yaşam nasıl olacak?

Halkımız fakirleşecek.

Mili gelirimiz  nasıl artacak.

Ülkemiz Ak Parti iktidarının 2020- 2007 yıllarını çok ama çok özlüyor.

Ayrıca Cumhurbaşkanımız o yıllarda Başbakanken şu sözü çok önemliydi.

Biz ülkemizin önünü açtık.

Önünde ki taşları ve engelleri kaldırdık.

Türkiye tam gaz yol alıyor, sözleri değerliydi.

Ama ne dersek diyelim.

Çok düşmanımız  var.

Hem içerde.

Hem dışarıda.

 Hepsini temizleme adına çok ama çok güçlü olmalıyız.

Güçlü TÜRKİYE.

Güçlü Devlet.

Çok güçlü Türk Devletler Birliği.

Suriye ve Irak’ta yeni yüzölçümlerimizi misak-ı milli sınırlarımıza dahil edelim.

Musul ve Kerkük’ de bir adım atmayı deneyelim.

Kendi hakkımızı ve hukukumuzu koruyalım. 

Azerbaycan ve Türkiye sınır karayolu koridorunu da oluşturalım.

Hayata geçirelim. Kıbrıs artık tanınsın.

KKTC yaşasın.

Bunlarda çok güçlenme adına önemli kriterlerimiz.

Ülkemiz her yerde olsun.

Rahmetli Özal’ın Adriyatik denizinden, Çin Seddine büyük Türk devleti sözünün içi artık dolsun. 

Tabi ki ekonomimiz de çok ama çok güçlenmeli.

Demokrasimiz Türk halkı için olmalı.

Gelecek  yakın seçimlerde ekonomide TL ile Döviz arasında ki fark erimezse çok zorluklar yaşanacaktır.

Halkın oy dağılımı da çok seçenekli olacaktır.

Kısaca son 20 yıldan kesitler sunduk.

2000 yılındaki ekonomik krizin getirdikleri.

Ve bugün için yaşanan ekonomik krizin sonuçlarını.

Son 21 yılı kısaca kesitler halinde tahlil ettik.

Analiz ettik.

Tabi ki ekonomi ve yaşananlar adına.

Nokta.