Bugün hafta sonu
Her ne kadar seçimler yaklaşmışken, siyaset hayatımızın her alanındayken yinede inat edip yazmayacağım.
-CHP-İYİ parti arasında yaşanan belediye meclis ve il genel meclis üyelikleri pazarlıkları olsa da,
-Ereğli’de İyi Parti’nin aday çıkarmayarak CHP adayını desteleme kararını alsa da,
-Her ne kadar CHP İyi Parti’ye belediye meclisinde ve il genel meclis üyeliklerinde fazla sandalye kaptırmamanın peşinde olsa bile
-Pazar günü Zonguldak siyasetinde dengeler değişecek olsa da,
MHP ve AK Parti adaylarının yaptıkları önemli açıklamalar olmasına rağmen,
İnat değil mi
Bugün canım hiç siyaset yazmak istemiyor
Biraz da siyaset dışı yazmak istiyorum
Bugün sizlere içinde çok önemi dersler barındıran ve herkesin kedine göre pay çıkarabileceği 3 önemli hikayeyi paylaşmak istiyorum.
İnanın her birini ben okudukça duygulandım, düşündüm, dersler çıkardım.
Eminim sizlerde aynı şekilde düşüneceksiniz
GELECEĞİNİ BİLİYORDUM..
Arkadaş, son nefesine kadar arkadaşındır.
Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu ve şöyle dedi: 'Teğmenim fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim?' Delirdin mi? der gibi baktı teğmen. 'Gitmeye değer mi?. Arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile.. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın.' Asker ısrar etti ve teğmen "Peki " dedi.. "Git o zaman..." İnanılması güç bir mucize. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti.. Sonra onu sipere taşınan arkadaşına döndü: 'Sana değmez, hayatını tehlikeye atmana değmez,demiştim. Bu zaten ölmüş. ' Değdi teğmenim. dedi asker.' 'Nasıl değdi? dedi teğmen. Bu adam ölmüş görmüyor musun? 'Gene de değdi komutanım. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim için.'Ve arkadaşının sözlerini hıçkırarak tekrarladı:'Jim!.. Geleceğini biliyordum!.. demişti arkadaşı... Geleceğini biliyordum.
**
HER ENGEL, YAŞAM KOŞULLARINIZI DAHA İYİLEŞTİRECEK BİR FIRSATTIR ASLINDA
Sorumluluk almanın mükafatı
Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine
kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu. Bakalım neler olacak? Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi. Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu. Sonunda bir köylü çıkageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu.Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına ıkına itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı ama kayayı da yolun kenarına çekti. Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Açtı. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu vardı içinde. "Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir" diyordu kral. Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı. "Her engel, yaşam koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır."
**
SİMİTLE KALEMİN PARASINI KİM VERDİ?
Kimin parası daha değerli?
Olay, henüz döviz kurlarının uygulanmadığı yıllarda ABD-Kanada sınırındaki bir şehirde geçmektedir: ABD ve Kanada malum ki para birimi olarak 'dolar' kullanmaktadırlar. Yalnız her iki ülke de kendi paralarının daha değerli olduğunu iddia etmektedirler. Şöyle ki Kanadalılara göre:
1 ABD Doları= 90 Kanada Centi, Amerikalılara göre ise:
1 Kanada Doları= 90 ABD Centi.
Bir Amerikalı, cebindeki 1 dolarla dolaşmaya çıkar. Bir ara karnı acıkır ve simit alır (amerikan simidi!). Simidin fiyatı 10 centtir. Cebindeki 1 doları verir. Simitçi bozuk para ararken cebinin bir köşesinde 1 Kanada doları bulur, onu verir (90 cente eşit ya!). Derken sınırı yürüyerek geçer ve Kanada'da dolaşmaya başlar. Kaleme ihtiyacı olduğunu hatırlar. Girer bir kırtasiyeciye. Kalemin fiyatı da 10 Kanada centidir. Cebindeki 1 Kanada dolarını verir. Kırtasiyeci de para üstü olarak 1 ABD doları verir. Oradan da ayrılıp evine döner. Sonra düşünmeye başlar:
- Yahu sabah evden çıkarken cebimde 1 ABD dolarım vardı, şimdi de 1 ABD dolarım var. Peki simitle kalemin parasını kim verdi?
**
GÜNÜN SÖZÜ: ‘’Bir erkeğin yumruğundan daha serttir bir kadının son sözü: Çünkü biri dişlerini döker, diğeri düşlerini.’’ William Butler