Başlık biraz garip oldu sanırım,
Şu memlekette ne düzgün ki zaten…
Neyse;
Şimdi küçük bir hikaye paylaşalım;
Kafem olsa mesela,
Herkesin beğendiği,
Gelmek için sabırsızlandığı,
Yemeklerin aşırı leziz bulunduğu,
Vs.
Ama desem ki buraya Türk olmayan giremez!
Farklı dil konuşana hizmet yok!
Hatta işleri bi tık ilerletsem,
Kürtlere hizmet yok desem!!!
Ne yaparsınız?
Irkçılık ve ayrımcılıkla suçlar, en ağır cezayı almamız için İnsan Hakları Mahkemesine kadar giderdiniz.
Hepimiz biliyoruz!
Peki, bu Kürt arkadaşın derdi nedir?
'Asimilasyonun önüne geçeceğiz. Tüm hizmet Kürtçe yapılıyor. Farklı dilde konuşanlara yanıt vermiyoruz. Kürtçe bilmeyen de öğrenecek!’
Kanuna aykırı bu cümleleri, restoran sahibi Türkçe ve İngilizce yazılı olan tişörtüyle kameralar karşısında konuşmuş.
Asimilasyonun önüne geçmek için falan… Hiç hoş değil…
Ayrıca zamanında İngilizce öğrenmek için yalnızca İngilizce konuşulan kafeler vardı, bunu anlayabilirim fakat konuşan beyefendinin düşüncesi, ifade edişi rahatsız edici.
Neresinden tut elinde kalıyor,
Ayrışmayalım, hepimiz bir olalım dedikçe;
Biri bi yerden çıkar Kürtler için en olmadık cümleler sarf eder…
Biri bi yerden çıkar Kürtçe konuşmayan bu kafeye giremez der…
Kutuplaşın, vallahi kutuplaşın.
Kaos sevenlere çanak tutun aferin.
Çok mu zordu!
“Mezopotamya topraklarında konuşulan bu Kürtçenin bitmesine, yok olmasına gönlümüz razı gelmiyor. İstiyoruz ki genç nesiller de unutmasın tarihini! Nineleriyle rahat konuşabilsin. Bunlardan ötürü Kürtçe kafe açtık, Kürtçe konuşulacak dedik ama elbette Hem Türk hem Kürt tüm vatandaşlarımızı bekliyoruz.” demek!
Yahu bizler Türk bayrağı altında birleşmiş, omuz omuza savaşmış, birbirimizden kız alıp vermiş, tıpkı Lazca gibi, Kürtçe de kelimeler öğrenmeye çalışmış, birbirimizin sofralarına konuk olmuş insanlarız…
Kendinize gelin!