Hasan Ali Yücel’i hatırlayın.
1940’ların başında Milli Eğitim Müdürü iken, Türkiye’nin en ücra köylerinden en büyük şehirlerine kadar uzanan bir eğitim devrimini hayata geçirmişti…

Köy Enstitüleri…

Eğitimde fırsat eşitliği diye bir şeyin olmasını istiyordu.
Bir ülkenin kalkınması için eğitimin her yere yayılması gerektiğini biliyordu çünkü.

O dönemdeki en büyük sorun, köylerdeki çocukların eğitime ulaşamamasıydı.
Yücel, bu durumu değiştirmek için Köy Enstitüleri’ni kurdu ki en büyük amacı;
Köylere gidip çocukları eğitmek, onlara bilimden sanata, edebiyatın her yönüne kadar uzanan bir dünya sunmaktı.
Her köyde bir öğretmen, her köyde bir eğitimin ayak sesleriydi bunlar.

İşte o dönemde Yücel’in kurduğu bu okullar, köylerdeki gençleri sadece meslek sahibi yapmakla kalmadı, onların düşünme biçimlerini, kültür anlayışlarını, toplumsal sorumluluklarını da dönüştürdü.
Yücel, eğitimin yalnızca bireyi değil, toplumu dönüştürmesi gerektiğini savunuyordu.
Ki haksız da sayılmazdı…

Bu devrimci anlayışı ise o dönemin statükosuna karşı bir başkaldırıydı adeta.
Ve bu durum bazıları için fazla 'tehlikeli' oldu ve enstitüler bir bir kapatıldı.
O dönemin 'ilerici'leri, halkı eğitmek isteyen bu okulları yok etti, çünkü düşündüler ki:
"Bu halk kendine gelirse kaybedeceklerdi."
Hepinizin bildiği üzere 1954’te, siyasi iktidar bu okullara son verdi…
Ateşleri bol olsun!!! Sebep olanlardan!!!

Eğitimi halktan kopardılar koparmasına da…
Bugün hala o günlerin bedelini ödüyoruz farkında mısınız?

Bugün Türkiye’de, her şey puanla ölçülür oldu.
Çocuklar, sadece sınav başarısıyla değerlendiriliyor.
Elbette ki sınavlar önemli lakin tek ölçütün bu olması,
Sadece sınavı kazandıkları için 'başarılı' sayılmalarına sebep oldu!
Diğer türlü çöp muamelesi yapar olduk öğrencilere…

Eğitim, her çocuğun içindeki potansiyeli keşfetmekten, onu hayata hazırlamaktan, bir insan olarak yetiştirmekten geçer.
Ama biz ne yapıyoruz?
Çocukları, bir sınav kağıdına indirgemekle yetiniyoruz.
Ne güzel iş beceriyoruz!
Öğretmenler ise sadece 'ders anlatmakla' yetinmek zorunda kalıyor.
Çocuklar, sanattan, kültürden, hayattan uzak bir şekilde yetişiyor…

Köy Enstitüleri’nin kapanmasının ardından bugüne kadar süregelen eğitim anlayışının eksik kaldığı nokta, işte bu.
Eğitim sadece bilgi yüklemekle olmamalı, insana değer katmalıydı…
Nereden nereye…

Peki, ne zaman bu sistem değişecek dersiniz?
Ne zaman her çocuk eşit eğitim alacak?
Ne zaman köyler, çocuklarının hayatını değiştirecek bir eğitimle buluşacak?
Hasan Ali Yücel’in eğitim anlayışına, gerçekten ihtiyaç duyduğumuz şu dönemde...
Çocukların halini gördükçe içim kan ağlıyor da benim!
Lanet okumaktan kendimi alıkoyamıyorum!
O dönemin bakanı işte bu adamken!…
Bir de şimdikine bakın…
Söyleyecek söz bulamıyorum!

Bu vesileyle de Hasan Ali Yücel ‘e rahmet diliyorum…
Mekanı cennet olsun!