Muslu Belediye Başkanı Sabahattin Adıyaman uzun süredir ortalıkta görünmüyordu.
Muslu'da üç dönem rakiplerine fark atarak belediye başkanı seçilen Sabahattin Adıyaman'ın son yerel seçimde aday olmakta "gönülsüz" davrandığı görülüyordu.
Hatta kendisinin yerine belediye meclisi üyelerinden birini aday göstermek istediği biliniyordu.
Sabahattin Adıyaman, Muslu halkının ısrarı ve CHP Genel Merkezi'nin adeta "emrivaki" yapması ile yeniden aday oldu, bir kez daha seçim kazandı.
***
Sabahattin Adayıman'ın belediye çalışmaları dışında toplumdan uzaklaşmasının, sosyal hayattan çekilmesinin, telefonlarını sürekli kapalı tutmasının, yani bir nevi "inzivaya" çekilmesinin nedeni anlaşılmış değil ama, aylar sonra belediyedeki daire müdürleri ve personeli ile toplantı yapıp, belediye hizmetinin en iyi şekilde devam etmesi yönünde talimatlar vermesi Muslu halkı tarafından sevinçle karşılandı.
Şimdi Muslu'da belde sakinleri bu durumu şöyle tanımlıyor…
" Efsane geri döndü "
***
Belediye Başkanları ( belediyeleri kevgire çevirenler hariç) kendilerinden çok, temsil ettikleri insanları düşünmek durumundadır.
Halkın derdi onun derdi olacak…
Halkın sevinci onun sevinci olacak…
Halkıyla dertlenecek, halkıyla sevinecek.
Bunun ilimizdeki en iyi örneklerinden biri Muslu Belediye Başkanı Sabahattin Adıyaman olmuştu…
Şimdi, Sayın Adıyaman'a yakışan yine bu olacaktır.
***************
Artist oda başkanı !..
İlimiz vadi cenahında bir "oda" başkanı…
Yıllardır bu görevi sürdürüyor.
Ona "artist" diyenler var.
Daha çok, "artistvari" giyim kuşamı nedeniyle böyle söyleniyor.
Giyim-kuşamı ve abartılı yaşamı ile dikkat çeken bu oda başkanının kendisi ile birlikte "odasını" da batırdığı rivayet ediliyor.
Kendileri "zenginlik" içinde yaşayıp, temsil ettiği oda için "yoksulluk edebiyatı" yapan oda başkanlarından biri olmalı…
*********
Önce şu konuya açıklık getirelim…
Bir meslek odası "hangi nedenle" batmış olabilir?
Varsa kira bedeli, birkaç personel maaşı ve rutin giderler dışında, harcama kalemleri yok…
Bunun karşılığında üyelerden tahsil edilen aidatlar, muhasebe ücretleri, evrak işlem ücretleri ve benzeri gelir kalemleri var.
O halde neden batıyor?..
Aidatlar ödenmiyorsa unun "yasal karşılığı" uygulanır.
Uygulanmıyorsa, yine ortada bir "zafiyet" var demektir.
Odaların "batması" için sebep yoktur ortada…
" Görünmeyen" giderleri varsa, orası başka…
****
Hepsi değil ama, yukarıda söz ettiğimiz bazı meslek odaları dahil, bazı kurumlar, gazetelerin abonelik tekliflerini "tasarruf tedbirleri" ve "battık-gittik" edebiyatı ile geri çeviriyor.
Amenna…
Kimse gazetelere abone olmak zorunda değil…
Ancak bir de bakıyoruz ki, "tasarruf tedbirlerine" sığınan bazı kurumlarda "milyonluk" yolsuzluk tartışmaları yaşanıyor.
O zaman şu sözü muhataplarına göndermek gerekiyor.
" Keşke gazete aboneliklerinden değil de, yolsuzluktan tasarruf etseydiniz"