Yıllar önce herkesi TV ekranlarına kilitleyen bir dizi vardı hatırlarsınız.
“Öyle Bir Geçer Zaman Ki”
Bir sahnesinde ev açık arttırmayla satışa çıkarılmıştı, zorlayın hafızaları…
Ali Kaptan Caroline kızıyordu neden evi sen alıyorsun diye,
Caroline de, parayı teyzem verdi ve o Türk vatandaşı değil, ben senin karınım, ben satın alabilirim
bana izin var ama ona yok dedi…
Yabancı uyruklu kadın her ne kadar Türkiye’de yaşasa da anlayın ki mülkiyet sahibi olması yasalarla
engelliydi…
Öyle önüne gelen herkes mal mülk sahibi olamaz, belli başlı kurallar vardı…

Anlayana…
Zekasını az da olsa kullanma beceresi olan bu sahnede vurgulanan şeyin ne denli mühim olduğunu
anlamıştır!!!
Ve günümüzde bu yasaların nasıl ayaklar altına alındığını görmüştür…
Peynir ekmek gibi dağıttığımız vatandaşlık ve tapular…

Bu yaşananlara ek birde herkesi ülkeye alır olduk vize muafiyeti göstererek…
Gene içinizi karartmak istemem lakin,
Bugün itibariyle Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe bile girdi.
Yasaya göre;

“Irak Cumhuriyeti’nin 15 yaşından küçük ve 50 yaşından büyük umuma mahsus pasaport hamili
vatandaşlarının Türkiye’ye yapacakları her 180 gün içinde azami 90 gün ikamet süreli turistik amaçlı
seyahatlerinde ve transit geçişlerinde 1/09/2024 tarihinden itibaren vize muafiyeti sağlanmasına,
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun 18. maddesi gereğince karar verilmiştir.“

Hiç mi rahatsız etmiyor bu durum?

Kı*ı kırık ülkelere gitmek isterken bile size dayatılan kuralları gördükçe, kendi ülkenize sokulmak
istenen insanların çokluğu hiç mi kanınıza dokunmuyor?
Gerçekten merak ediyorum?
Muhalefet etmek değil niyetim…
Günden güne ülkenin demografik yapısının değiştirilmeye çalışıldığını görmüyor musunuz?
Ülkeye girişleri, verilen vatandaşlıklar, elde ettikleri gayrimenkuller…
Ağzınızdan salyalar aka aka mı kabullendiniz bu durumları döviz karşısında, ben sizleri çözemiyorum…

Halbuki kardeşinize 1 milim fazla toprak geçse kardeş katili olursunuz, ülke maddi-manevi veriliyorken
sesiniz çıkmıyor…

Ne yedirdiler, ne içirdiler acaba böylesi akıl tutulması yaşıyoruz bizler…
Atalarımız ne demiş bedava peynir fare kapanında olur…
Bedava diye,
Yiye yiye
İçe içe bu hale gelindi zaar…
Makarnalar, çaylar, kahveler…
Ne diyeyim,
‘Afiyet olsun ’dan başka…