Öncelikle hizmet sektöründe olup ekmeğinin peşinde olanları tenzih ederim. Başlıkta bahsettiğim UŞAKLIK; vatanını, halkını, inançlarını EMPERYALİZME satanların yaptığı adiliklerdir.

Elbette bu satırlarda onları tek tek, isim isim yazacak değilim. Ben size onları tarif edeceğim siz de onların kimler olduğunu hemen ŞIP diye anlayacaksınız. Ancak bu anlatımı tarih olarak biraz eski dönemlerden almamız lazım. Yoksa o hainleri, o ülkesini satanların günümüz versiyonlarını resmin içinde doğru yere koyamazsınız. Yani kısaca bir PUZZLE ı birlikte dolduracağız. Zevkli bir yazı olmayacak ancak bunu birilerinin mutlaka anlatması gerek. Yoksa Orta Doğu’da yanan büyük ateşin kıvılcımlarından etkilenmemek kolay olmayacak.

2015 yılının başlarında “ LÜBNAN OLMASI İSTENEN ÜLKE” başlıklı bir yazımda ülkemiz bekleyen bir tehlikeyi anlatmaya çalışmıştım. Lübnan 1970 li yıllarda Orta Doğu’nun gözbebeği bir ülkesi ve Beyrut Akdeniz’in incisi bir başkentti. İsrail zulmünden kaçan Filistinliler kendilerine kucak açan bu güzel ama küçük ülkeyi önce savaş ortamına soktular sonra da ülkeyi ikiye böldüler. Yeşil hat’la güzelim Beyrut Cennetten bir parça değil Cehennemden bir çukur haline geldi. Bugün gelinen noktada halk sokaklarda ve can güvenliği neredeyse hiç yok. Elektrik sistemi arada bir çalışıyor. Su; ülkede en zor ulaşılan madde konumunda. Bankalar ya kapalı açık olanlar da ise günlük para çekme limiti çok kısıtlı miktarda,90 000 Lübnan Riyali 1 ABD doları ancak alabiliyor. Ülkede perişanlık had safhada. Ülkenin en büyük zengini TURKCELL üzerinden bizi dolandıran Said HARİRİ ve ortakları.

Şimdi asıl hainlere gelelim. Belki Western filmlerinde görmüşsünüzdür, Amerikan süvari alaylarının en önünde sırtında mavi süvari ceketi olan ve kafasında tüy olan yerel Kızılderili rehberleri. Bu baldırı çıplak ama kendi vatanını kendi halkını ayda 10 dolara ve mavi süvari ceketine satan kılıksız, satılık Kızılderililerdir. ABD askeri konseyi her bölgedeki en kolay avlanacak bu satılık hainleri bulup onlara sözüm ona “ çok önemli görevler” verip, halkının yaşadığı/saklandığı bölgelere götürüp onların katledilmesine sebep olmuşlardır. Bir çok kabile yerlerinden göç ettirilip, toplama kamplarında ( REZERVASYON ) yaşamaya zorlandılar. Elbette tepki gösteren liderler de çıktı ancak yerli rehberlerinde desteğiyle ABD ordusu bu direnişleri kırmayı bildi. Hani sinema salonlarında; ABD Süvarilerinin gelip kılıçtan geçirirken filmi izleyenlerin çılgınca alkışladığı Kızılderililer o toprakların asıl sahipleri idi aslında. Neyse, içinde kendi halkını, onurunu, toprağını ABD Dolarına satanların olduğu hiçbir yerde huzur, güvenlik, bağımsızlık, onur, itibar ve gelecek olamaz. Olsa olsa onların izin verdiği kadarına imkan olur ve o da İNSANCA YAŞAMAYA ne kadar yeter bir tartışma konusudur.

Şimdi biz kendi topraklarımıza dönelim. Kişisel bilgilerin paylaşılmaması gibi bir yasaya muhalefet etmek istemem ama size bu tip vatanını satanların birkaç özelliğini yazarsam siz de bizim içimizdeki Kızılderili satılık rehberleri şıp diye tanıyacaksınız. Öncelikle bu vatanın evlatlarını sevmezler. Vatan toprağını sahiplenenlere düşmanca davranırlar. Bir ayakları hep yurt dışındadır. Yarınlarda orada yaşamak için alt yapıları hazırlarlar. Birden zenginleşen hızla değişen bir mali durumları vardır. Emperyalistlerin çıkarları için her şeyi göze alabilirler.

Şimdi etrafınıza dikkatlice dönüp bakın, birkaç kez dikkatlice bakın. Acaba aramızda kaç tane mavi süvari ceketi giymiş Kızılderili yerel rehber var. Ben bir kaçını tanıyorum ama şu yasa yüzünden onların reklamını yapamıyorum. KİŞİSEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL suçu olmasa size onları tek tek anlatırım ama zaten siz de etrafınıza bakınca onları görüyorsunuzdur.