Hani,insanın unutamadığı günler vardır. 

Ben bu günleri Ankara'da yaşadım. 

             Bu günleri yaşamama neden olan

Kızıma ve kadere sonsuz teşekkürler. 

             Kar,soğuk,sıcak hiç önemli değildi.Gittiğim sanat evinde cok güzel arkadaşlıklar edindim.

Kimsenin kimseyle uğraşmadığı günleri yaşadım. Sadece sanat ve ona özel değer vardı. 

            Kim ne almış, kim nerede ne yapmış, hiç önemli değildi.

Yargılamak o kadar kolay ki, bazen

olabileceklerin önüne geçilemiyor. A, neden olmuş, nasıl olmus, sorgulamaları 

yok.

Hiç kimse ne oldum dememeli. 

Hiçbir şeye bahane verilmemeli.

Bu  da tabii ki bakış acısıyla ilgili.

Bakış açısı dar

insanlar sadece yargılıyorlar.

Yargılamak o kadar kolay olsaydı, herhalde herkes

hakim olurdu.

Görürken bir dakika da gözüne

bir şey batar ve kör olabilirsin veya bir

araba çarpar ölebilirsin.

Yarının veya bir saniye sonrasının ne

olacağını kimse bilemez.

Ankara günleri, seni çok özleyeceğim.

Sen, zorluklara rağmen çok

özel ve güzel bir şehirsin.

Öyle olmasaydın adın BAŞKENT olmazdı.

 Belki de sanatı,sanatla uğraşmayı

sevdiğim için mutlu oldum.

Seni hep, güzel hatırlayacağım .

Sanat evindeki arkadaşlarımı, pazar günleri

katıldığım şairler toplantısını sevgiyle ve

hep özlemle anacağım.

Ankara'da soğuk bir karlı kış gününde yazdığım bir şiirimi de paylaşmak isterim.   

               

ZAMAN TÜNELI

Pencereden bakıyorum 

2 yaşlı insan 

Yanyana yürüyorlar 

Ama,kolkola başbaşa

Kimbilir,neler yaşamışlar 

Ne üzüntüler,ne sevinçler 

Paylaşmışlar 

Vücutları,eğilmis,mutlaka

Bunca,senenin,ağırlığı 

Üstlerine çökmüş

Çocukları var mı acaba?

Hıh,olsa da yanlarında 

Yoklar, baksana.

Tabii ki ,onlar da kendi yaşamlarında

Kendi koşturmalarında

Zaman tünelinde ne kapılar açılıyor 

Ne pencereler kapanıyor

Bir de bakmışsın, yalnızsın 

Hatıralar, eski sarkılarda

Kulağındaki sesler ise çok uzaklarda.

SEVGİYLE