Atatürk, hepimiz gibi, Allah’ın bir kuluydu…
Doğdu, yaşadı ve öldü…
Ardında dünya durdukça yaşayacak eserler bırakarak…
Bu eserlerin en büyüğü, kuşkusuz, Türkiye Cumhuriyeti olmuştur.
Bu durumu, Atatürk’ün kendi sözleri ile aktaralım…
“ Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır”
***
Atatürk heykelinin üzerine “put” şeklinde yazı yazıldığını basında yer alan haberlerden öğreniyoruz.
Zaman zaman tıpkı dinimizi istismar edenler olduğu gibi, Atatürk’ü de istismar edip, onu “insanüstü” bir varlık gibi göstermeye, tabulaştırmaya ve hatta “putlaştırmaya” çalışanlar olmuştur ama, bu çabalar Türk Milleti nezdinde kabul görmemiş ve reddedilmeye mahkum olmuştur.
Yine, Cumhuriyetin ilk yıllarından beri, öyle olmadığını bildikleri halde, Atatürk’ü “din düşmanı” veya “dinsiz-imansız” ilan eden bir güruh da var.
Atatürk’ün “Müslümanlığını” sorgulayan bir güruh…
Milli Mücadele’nin lideri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, büyük asker ve devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik bu “düşmanlık” nereden kaynaklanıyor?..
Bu nasıl bir düşmanlık ki, heykelinden bile intikam alınmaya çalışılıyor.
Bunların unuttuğu veya unutmak istediği bir şey var…
Atatürk olmasıydı, şimdi Zonguldak’ta minarelerimizden yükselen ezan sesleri yerine, Fransız kiliselerinin çan sesleri duyulmuş olacaktı.
Atatürk’ün manevi şahsiyetine saygısızlık edenler, yoksa siz ezan sesleri yerine, çan sesleri mi duymak istiyordunuz?..
***
Atatürk, Müslümandır…
Müslüman olarak doğmuş, Müslüman olarak vefat etmiştir.
Atatürk’ün İslamiyet ve İslamın Yüce Peygamberi Hz. Muhammed’ten ( S.A.V.) övgüyle söz eden ifadelerinden sadece bir-iki örnek verelim.
Devlet Başkanı sıfatı ile Balıkesir Zağanos Paşa Camii’nde verdiği hutbede, “ Ey Millet ! Biliniz ki, Allah tektir, Şanı yücedir, Hz. Muhammed ( S.A.V ) O’nun kulu ve elçisidir……………..”
Bir başka örnek…
Atatürk, Mareşal Fevzi Çakmak, askeri erkan ve bazı milletvekilleri ile tren yolculuğu yapmaktadır.
Fevzi Paşa ile sohbet ederken, yanlarına bir milletvekili gelir ve kompartmanda namaz kılan üst rütbeli bir subayı şikayet eder. Atatürk, milletvekilinin bu davranışına çok kızar ve Fevzi Paşa”ya da durumu anlattıktan sonra, o milletvekilini ilk istasyonda trenden indirir. ( Kaynak : Ahmet Sarsık- ZBEÜ Yüksek Lisans Tezi )
***
Atatürk, dine değil, dini istismar edenlere karşıydı.
Sözde “din” adına hareket ettiklerini söyleyip, tıpkı günümüzdeki FETÖ gibi devlete ve millete karşı her türlü ihaneti gerçekleştiren, halkımızın dini duygularını sömürerek, kişisel çıkar sağlayan, batıl inanışları, hurafeleri “din” diye yutturmaya çalışan din istismarcılarına karşıydı.
Tekke ve zaviyeleri bunun için kapattırmıştı.
***
Atatürk, hepimiz gibi, Allah’ın bir kuluydu…
Doğdu, yaşadı ve öldü…
Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonra, İslam Dini’nin en doğru ve en güzel şekilde öğrenilmesini sağlayacak önlemleri aldı.
Cehalete ve din istismarcılarına taviz vermedi.
Bugün minarelerimizden ezan sesleri yükseliyorsa eğer, Müslüman halkımız özgür ve bağımsız topraklar üzerinde ibadetlerini serbestçe yapabiliyorsa eğer ve şehirlerimizde Cuma namazları kılınıyorsa eğer…
Atatürk ve silah arkadaşları ile aziz şehitlerimizi rahmetle ve dua ile yad etmemiz gerekmiyor mu?..
Erhan ÇAKMAK