Mehmet Topal, Çayköy'de hayvancılık yapıyor, ayrıca 1 dönümlük bahçesinde yöremize özgü çeşitli tarımsal ürünler yetiştiriyor.
Geçtiğimiz Temmuz ayında Zonguldak'ı vuran sel baskınları, Çayköy'ü de fena vurdu.
Evleri, işyerlerini, ahırları su bastı, çok ciddi maddi kayıplar meydana geldi.
Çayköy'de sel felaketi nedeniyle en büyük zararlardan birini sözünü ettiğmiz Mehmet Topal isimli hayvan yetiştiricisi vatandaşımız gördü, tam 12 büyükbaş hayvanı ahırda sel baskını nedeniyle boğularak telef oldu.
Ayrıca sel, bahçesinde yetiştirdiği ne varsa alıp götürdü, ürün diye birşey kalmadı.
Sel felaketinin ilimizdeki ağır bilançosu nedeniyle devletimiz yardım elini selden zarar gören vatandaşlarımıza uzattı, hasar tespit çalışmaları yapıldı, zarar-ziyan olabildiğince karşılandı, selden zarar gören hanelere 40-50 bin lira civarında maddi yardımlar yapıldı.
Selden en büyük zararı gören Mehmet Topal hariç…
Konuyu özetleyelim…
Veteriner eşliğinde Çayköy'e gelip, Mehmet Topal'ın 12 büyükbaş hayvanının telef olduğu ahırında hasar tespiti çalışması yapan komisyon, 345 bin lira zarar-ziyan tespit ediyor, bu miktar tutanağa geçiyor, ancak tutanağın bir sureti Mehmet Topal'a verilmiyor.
Kendisine yardım için başvurması gerektiği söyleniyor, Mehmet Topal usülünce talepte bulunuyor, bir süre sonra bir telefon mesajı ile herhangi bir gerekçe gösterilmeden " yardım talebinin reddedildiği bildiriliyor."
Sedece üç kelime…
" Yardım talebiniz reddedildi"
Sel felaketinden bunca zarar gören (kendi ifadesine göre 1 milyon liranın üzerinde) Mehmet Topal'ın yardım talebinin reddedilmesinin "gerekçesi" ne olabilir?..
Bunun açıklanması gerekiyordu, açıklanmamış…
Eğer bu konuda karar veren resmi makamların haklı bir "gerekçesi" varsa amenna !..
Sel felaketi olmuş mu, olmuş…
12 büyükbaş hayvan sel nedeniyle telef olmuş mu, olmuş…
Hasar Tespit Komisyonu köye gelip, hasar tespiti yapmış mı, yapmış…
Mehmet Topal'a yardım için başvuruda bulunması söylenmiş mi, söylenmiş…
Mehmet Topal, yardım talebi ile başvuruda bulunmuş mu, bulunmuş…
O halde öyle bir "haklı gerekçe" olmalı ki, selden zarar gören herkese, uğradığı zarar ölçüsünde devletimiz tarafından yapılan yardımın, Mehmet Topal'dan neden esirgendiği de anlaşılmış olsun.
***
Olay bize Çayköy'de ikamet eden yıllarca Zonguldak basınına emek vermiş bir arkadaşım tarafından, daha sonra da Mehmet Topal'ın kendisi tarafından telefonla anlatıldı.
Bu arada bu olayın farklı boyutları da var.
Sel felaketinin ardından, hem köyde yaşayan vatandaşlarımıza geçmiş olsun deyip yanlarında olduğunu hissettirmek, hem de hasar tespit çalışmalarını yerinde izlemek üzere Çayköy'e gelen Ak Parti Zonguldak Milletvekili Muammer Avcı'nın, bazı kişiler tarafından bilinçli olarak Mehmet Topal'ın bulunduğu mevkiden uzak tutulduğu ve Muammer Avcı ile görüşmesinin engellendiği iddia edildi.
Bunun nedeninin ise Mehmet Topal'ın Çayköy'de " CHP'li bir vatandaş" olarak bilinmesi olduğu ifade edildi.
Eğer öyle ise, bunu kabul etmek mümkün değildir.
Devletimiz ve Hükümetimiz, felakete uğrayan vatandaşlarımıza yardım ederken parti ayrımı yapmıyor, hiç kimseye siyasi görüşünü sormuyor, her kim zarar gördüyse devletin yardım eli böyle bir ayrım yapılmaksızın kendisine ulaştırılıyor.
Sayın Cumhurbaşkanımızın seçimden sonra yaptığı balkon konuşmasını hatırlayalım…
" 85 milyon vatandaşımızın Cumhurbaşkanıyım "
Ak Parti Zonguldak Milletvekili Muammer Avcı da sadece ilimizdeki Ak Parti'li vatandaşların değil, kendisine oy veren veya vermeyen tüm Zonguldaklı vatandaşların milletvekilidir.
Sayın Muammer Avcı'nın da böyle bir ayrım yaptığı görülmemiştir.
O halde bu işi yine Muammer Avcı çözer…
Sel felaketinde 12 büyükbaş hayvanı telef olan Mehmet Topal'ın yardım talebinin hangi gerekçe ile reddedildiği, üstelik aynı kişinin bütün ürünü sel felaketi ile birlikte yok olup giden 1 dönümlük tarlasında neden hasar tespit çalışması yapılmadığını Zonguldak Milletvekili Muammer Avcı bu işin yetkililerinden öğrenebilir, ortada bir haksızlık veya mağduriyet varsa, milletin vekili sıfatı ile bu haksızlık veya mağduriyetin giderilmesini sağlayabilir.
Biz, sayın vekilin bu konuda duyarlı olacağına inanıyoruz.
Elçiye zeval olmaz demişler.
Biz görevimizi yapıp, durumu anlatmaya çalıştık.
Yeryüzünde adaletin sembolü Hz. Ömer'in sözü ile tamamlayalım.
"Kenar-ı Dicle'de bir kurt kapsa koyunu gelir de Adl-i İlahi Ömer'den sorar onu!'
Eğer gerçekten "red kararının" haklı bir gerekçesi yoksa...
Eğer Çayköy'de gerçekten bir haksızlık yapılmışsa, onun da hesabı milletin vekilinden sorulur.
Erhan ÇAKMAK