Burada bahse konu olan SMİT ne susamsız meşhur Safranbolu simididir ne de ünlü Devrek simididir. Bunca sosyal, ekonomik ve bir sürü konu başlığında sayılacak sorunun arasında FUTBOLDAN bahsetmek aslında hiç bana uygun bir şey değil ama olayın sportif ve SKORTİF yönünden başka birkaç incelenecek, ders çıkarılacak tarafından bahsetmek istiyorum. Perşembe gecesi Fenerbahçe UEFA AVRUPA LİGİNDE deplasmanda Hollanda’nın AZ ALKMAAR takımına 3-1 yenildi. Geçen yıllarda da bir çok benzeri durum bir çok takımımızın başına geldiğinden sanki normal bir durum gibi algılanmamalı.

Başlıkta adı geçen SMİT; 18 yaşında bir Hollandalı oyuncu Kees Smit. Güncel piyasa değeri 800 bin euro. Yıllık maaşı 300 bin euro ( ne kadarı vergi bilmiyorum) bu tüysüz çocuk piyasa değeri 226 MİLYON EURO olan Fenerbahçe’nin o değerli oyuncularını rezil etti ve sahanın  dışına yolladı. O anlı şanlı hoca olan JOSE MORİNHO’nun da müthiş kariyerine unutulmaz bir çizik attı. Peki bu tıfıl çocuk bunu nasıl yaptı? Eğitimle. Ona karşı duyulan özgüvenle. Uzun yıllarca verilen disiplinle. Klas bir oyuncu olmadan götü başı oynamadan ve ona, O fırsat verilmediği için böyle oldu. Kontrata attığı imzanın o tıfıl çocuğa aslında büyük bir sorumluluk yüklediğini anlattılar; ailesi,hocaları,takımdaki ağabeyleri,mentörleri ( psikologları da olur), en yakın arkadaşları ve ülke medyası. Sen oldun demediler OLMAK için çok uğraşman gerek tıfıl velet dediler.

Dünyaca ünlü hoca Fenerden yıllık 12 milyon eurodan fazla maaş alıyor. Teknik ekibi falan derseniz 15 milyonu aşan bir maliyetleri var. Peki yaş ortalaması 23 olan AZ ALKMAAR takımının değeri ne? Toplam 70 milyon euro. Ama her yıl ünlü kulüplere oyuncu satarak kimseye muhtaç olmadan (Hollanda hazinesinden vergi muafiyeti beklemeden/ kirli kara para aklayan şirketlerin sponsorluğuna ihtiyaç duymadan) yollarına devam ediyorlar. Çok mu büyük bir kulüp? Asla. Orta sıra bir Avrupa takımı. Hocaları dahi 40 yaşında, geçen sezon alt yapıda antrenörlük yapan  Maarten Martens. Yalnızca 5 yardımcısı var. Hoca ve ekibinin yıllık toplam maliyeti 1 milyon eurodan biraz fazla. Ancak altyapılarında 10 yıldır aynı isim görev yapıyor. Teknik kadrodan bağımsız 5 kişilik bir scout ekibi var( yetenek avcısı) işleri Dünyayı kulüp parasıyla turlamak değil, genelde yerel ligleri, çevre ülkeleri tarıyor ve oyuncu havuzuna ismi duyulmamış genç yetenekleri kazandırıyorlar. Evet bir FENERBAHÇE değiller, her yıl şampiyonluğa oynamıyorlar ama kendi değerlerinin yüzde 330 daha fazlası bir takıma ADİSYON çıkarabiliyorlar.

Uzun yıllar Zonguldak’ta YEŞİLTEPE SPOR’da başkanlık yaptım. O dönem aylık geliri 50 lira olan takımı Sabahattin Karaağaçlı hocayla birlikte yönettik. Evet amatör bir takımdı, kıt kaynaklar vardı, ama futbolcu olmaya istekli yetenekli gençlerde vardı. Ve onlara birilerinin bu imkanı tanıması gerekiyordu. Gözünden ateş çıkan gençleri bu oyuna kazandırmak yerine artık beyni kaslarına verdiği emri uygulayamayan yaşı geçmiş, içi geçmek üzere olan veteran bir takım oluşturursan O başarı hayalin asla gerçekleşmez. Elbette her kadroda bir iki belki kadro derinliği düşünüldüğünde bu tip tecrübeli oyuncuların olması çok değerli bir katkı sağlayabilir ama kadro yaş ortalaması ( oynayan oyuncular üzerinden) 30 ise siz o gençleri ancak SÜS olarak kadroda tutuyorsunuz demektir. Antremanda yapılacak çift kalede sayı tamam olsun diye o sayıda genci düşünmüyor aslında kullanıyorsunuzdur. Elbette tüm takım 18 yaşında sabi sübyandan oluşmamalı ama her işte bir ölçü olmalı, vurunca öldürmemeli.

Son yıllarda Fenerbahçe Avrupa’ya çok sayıda oyuncu sattı ( her sezon bir tane/ tamamı yaş olarak genç oyunculardı. Bu arada gitsin diye üste para verip gönderdiklerini sayarsak BİLANÇO felaket çıkacaktır. Bir ARDA GÜLERi satıyorsun ama o parayı gidip 2 sezondur yatan Cengiz’e veriyorsan seninki kadro mühendisliği değil DEPREM MÜHENDİSLİĞİDİR.

Ülkede başarılı olan takımlarda da çok klas oyuncular var ama yanlarında bir sürü genç Türk oyuncu harman edilmiş. Sırf forma rengini sevmiyoruz diye hiçbir takıma haksızlık yapamayız, yapmamalıyız. Planlı programlı işlere sabır gösterecek bir millet değiliz( bende öyleyim aslında). Fakat eğer başarı hatta kalıcı başarı hedefiniz varsa bir iki hatta 3 yıl o sabrı göstermek zorundasınız. Ama bunu yaparken Ferdi Kadıoğlu’nu satıp yerine bir veteran getirip o parayı ona çarçur ederseniz değil 3 yıl 30 yıl sizden bir şey olamaz. Buradaki örnekler FNERBAHÇE nin rakibini anlattığımız için kıyaslamayı mecburen FENERBAHÇE ile yapıyorum.

Ülke futbolu kötü yönetiliyor. İşin içinde İDDİACILAR var, ne olduğu belli olmayan sponsorlar var, bazı takımlara karşı önyargılı berbat bir YAPI var. Maç yönetme konusunda başarısız hakemler var. Alt yapılara yeterli özen ve önem verilmediğinden beklentileri karşılayamayan kötü alt yapı örnekleri var. Peki elimizde ne var, ortalığa saçıp dağıtımız milyon dolarlar var. Benim tek umudum hala;  gözlerinden ATEŞ çıkan O gençler.