Dünya siyaset hayatında yalnızca geri kalmış ülkelerde görülen bir figürden bahsedeceğim ; “ ZURNACI” …

Ne zaman aklıma bu zurnacılar gelse 1974 yapımı yönetmenliğini Temel Gürsu’nun yaptığı  KISMET filmini hatırlarım. Başrollerde İzzet Günay ( milyarder Samizade İpekçigil) Neşe Karaböcek ( Gazinoda solist olarak çalışan Pınar) ve dönemin bir çok önemli isminin yer aldığı bu filmde o yıllarda sık senaryo yapılan zengin oğlan fakir kız teması işlenmiş.

Buraya kadar bir tuhaflık yok. Tuhaflık filmin sonuna doğru solist Pınar’ın söylediği “ GÖNÜL” şarkısında yaşanıyor. Neşe Karaböcek şarkıyı söylüyormuş gibi yapıyor. O bölümün playback olduğunu bilen tüm orkestrada çalıyormuş gibi yapıyor. Yalnız bir tanesi hariç, ZURNACI! O kadar gayretli çalıyor ki zurnasını neredeyse tüm orkestranın o sakinliğine ve yavaşlığına rağmen büyük bir performans sergiliyor. Hatta hızını alamıyor GÖNÜL şarkısı bitmiş, solist Pınar sahneden inmek üzere, seyircileri selamlıyor, bizim zurnacı hala zurnayı çalmaya devam ediyor. O sahnenin playback olduğunu unutmuş, üstüne üstlük o zurnacı orkestranın en önünde ve solistin hemen arkasında duruyor.

  Film bitmek üzere, şarkı biteli çok olmuş. Halk gazinoyu(siyasete göre gemiyi) terk ediyor. Gazino iflas etmiş, patron Tosun ( Bülent Kayabaş) gazinoyu gizlice  İPEÇİGİL holdinge satmış, hatta gazinodaki tüm sanatçılar bile bizim Samizade İpekçigil’e borçlu. Arada bir iki gösteri daha yapıp “iflası erteleme çabaları da sonuç vermemiş” . Büyük patron Samizade gerçek kimliğini gizleyip solist Pınar’ı elde etmeye uğraşıyor. Deneyimli yaşlı müdürü “niye boşuna uğraşıyorsun, senin gerçek gücünü görse zaten bayılacak” diye akıl veriyor.

Solist pınar, gazino patronu ve diğer tüm ekip işin bittiğin, geminin su almayı geçip battığının farkında ama bir tek o zurnacı gayretle çalmaya devam ediyor. Belki bir daha böyle bir sahnede tam da assolistin arkasında zurna çalamayacağının farkında belki de gerçekten saf, olayı hala çözememiş …

Hayatta en kötü şeylerden biri herkesin gün gibi açık gördüğünü görememek veya gerçeği kabul edememektir. Zurnacıların işi zordur. Fazla gayretli çalmaya uğraşırsan zurnayı yutma tehlikesi vardır. Tam üfleyemezsen iyi ses çıkaramazsın. Ee koca zurna saklama da saklayamazsın.

Sahnenin en önünde tüm şarkı boyunca durup şarkı bitmesine rağmen hala çalmaya devam ediyorsan işin çok zor zurnacı ….