Sizlere bu yazıyı Fransa’nın turistik bölgesi olan St. Tropez’den, elimde 90 Euroluk MOJİTOM olduğu halde, günlüğü 800 Euro olan otelin havuzunun şezlongunda, gözümde 5 asgari ücret değerinde olan güneş gözlüğümle yazıyor değilim. Ben bildiğiniz normal bir emekli olarak az önce yazdıklarımı rüyalarımda dahi göremiyorum.

Yaşadığımız hayatlar bizim tercihlerimizdir. İşi ne olur KADER gibi, bu konularda hiçbir günahı olmayan DİNİ anlatımlara yüklemeyin. DİN; aklı kullan dedi, kullandın mı? Din; Müslüman aynı delikte iki kere yakalanmaz dedi, sen kaç kere yakalandın. Bakın elin Avrupalısına; Norveç’te bir bakan bilmem kaç Euroluk bir hediye saat aldı diye ortalığı ayağa kaldırdılar. Bakan istifa etti, saati geri verdi, vergi cezası yedi, itibarı SIFIRLANDI, siyasi hayatı bitti. Sokağa çıkamayacak duruma geldi. Bizde olsa o bakan önce basına hakaret ederdi, sonra da o yazıyı haberi paylaşan gazetecinin anasını ağlatırdık. Ne siyasi hayatı biter nede itibarını kaybederdi. Bir düşünürün hatırımda kalan bir sözü mealen şöyleydi; “ eğer sizi yönetenler sizden iyi yaşıyorsa, hatalı olan sizsiniz”. Aslında “ hatalı” kelimesinin yerinde başka bir kelime vardı ama HALKI AŞAĞILAMAK suçundan dolayı uğraşmak istemem. Nasılsa siz de St. Tropez’e gidip o harika MOJİTOYU içemiyorsunuz. Ne mojito içmesi, mahalledeki 3 harfli marketlere gidip gönül rahatlığıyla istediğiniz bir şeyi alabiliyor musunuz? Kimseyi suçlamayın hele hele muhalefeti asla, tüm tercihlerde ÖZGÜR İRADENİZLE karar verdiniz. Yani önce tercih yapıp sonra ADİSYONA itiraz etmek yok.

Bana göre ülkemizde vergiler yüksek değil, geliri az olanlar için öyle görünüyor. Bana inanmıyorsanız milletin A. Koyacağım diyen M. Cengiz’e sorun, ülkede vergiler yüksek mi diye? Size gülmekten yanıt veremeyecektir. Yada diğer vergi yüzsüzlerine sorun ülkede vergide bir sorun var mı diye, hep birden ASLA diyecektirler.

Eğer sayın bakan M. Şimşek bana sorsa “başka nelere vergi getirelim, pardon hizmet bedeli, Ona öyle akla hayale gelmez fikirler söylerim ki, O bile şaşar kalır.

İroni bir yana artık mızrak çuvala sığmıyor. Önümüzdeki yıl, yeni ve daha parlak hizmet bedellerine ben hazırım. Lütfen siz de hazır olun. Dün yine bu satırlarda 5 Mayıs ta yayınlanan “ SERVET VERGİSİ GEREKLİ Mİ?” başlıklı köşe yazım yeniden paylaşıldı. Halkımıza olan saygımdan olan biteni doğru analizlerle sizlere paylaşıyorum. Asla servet düşmanı biri değilim. Aksine herkesin fakir olduğu bir toplumun hiçbir zaman gelişemeyeceğini biliyorum. Derdim VARLIĞI olanların, ülkedeki sorunlara güçleri oranında katkı sağlamamaları. ( Elbette o katkıyı sağlayanları tenzih ederim) …

OKURLARA İÇTEN TEŞEKKÜRLER

Birkaç gün önce yayınladığım ABD’nin uşakları kimdir yazımda Said Hariri’nin ülkemizden aldığı TÜRK TELEKOM yerine şehven TÜRKCELL diye yazmışım. Değerli okurlarımdan Mustafa Kıransoy uyarmış, bu hatamdan dolayı sizlerden özür diliyorum. Yazıyı bitirince tekrar bir kontrol etmem gerekirdi. İzmir’den Gökhan arkadaşa, Yorgun demokrata, Üstat şair Adnan Nejat Saraçoğlu’na, Murat Pekgöz’e, Ankara’dan Arda kardeşe, Karaelmaslı emeklimize, yorumlara ismini yazmayan diğer tüm okurlarıma ilgilerinden dolayı en samimi duygularımla teşekkür ediyorum.