Dışarıdan bakıldığında güllük, gülistanlıktır. Hayat bize güzeldir. Beleşe yaşamaktır. Kamplarda eğlenmek, orduevlerinde ucuza yemek yemek, kola içmektir. Kantinden ucuz yollu alışveriş yapmak, bir liraya tıraş olmak, lojmanda bedavadan biraz pahalıya oturmaktır. Tüm bunlara rağmen babanın yüksek maaş almasıdır. Askerliğini de garanti torpilli yapacaksındır…
İşin aslı öyle değildir!
Oturduğu yerden memleketi kurtaran, ukala ukala ahkam kesen, “Aslında şöyle, böyle…” diyen civcivlerin, haritada yerini gösteremeyecekleri yerlerde bizzat yaşamaktır. Güney sahillerinden, doğunun en ücra köşelerine zorunlu göçtür. Tahta sandıklara eşyaları koymak, kolileri bantlamaktır. Koli bandı kokusunun leş gibi tayin kokmasıdır.
Giderken de dönerken de ağlamaktır. Her gittiğin şehirde, sokakta, sahilde bir parçanı bırakmaktır. Üniversiteye gidene kadar bilmem kaç tane okul değiştirmektir. Herkesin birbirini tanıdığı sınıfta, sen yenisin galiba olmak, sil baştan başlamaktır. Kendini hiçbir şehre, hiçbir şeye ve hiç kimseye ait hissedememektir. Kültür karmaşası yaşamaktır. Bazı kültürlerin de nefretine maruz kalmaktır.
Etrafında senin çocukluğunu bilen, ortak bir geçmişinin, anılarının olduğu, beraber kuralları çiğnediğin, beraber salça ekmek yediğin, beraber komşunun bahçesinden erik çaldığın, beraber yalan söylediğin, beraber dayak yediğin, beraber okuldan kaçtığın, okuldaki devamsızlık hakkını sonuna kadar kullandığın, yine okula gitmemek için revire gidip Kaan Üsteğmenden çakma sağlık raporu aldığın, beraber suç işlediğin hiçbir arkadaşının olmamasıdır.
Bazen çocuk olabilmektir. Paşa “Bende Fenerliyim” dedikten sonra Paşaya “Aferim, paşa dediğin böyle olur” demektir.
Tam alışmışken, ortamı kurmuşken, her şey yolundayken ve onu bulmuşken zırt tayinin çıkmasıdır. Vedadır, hoşça kaldır, beni unutmadır. İyi ve güzel insanları kaybetmektir. Hiçbir zaman kendini tamamlanmış hissedememektir. Olgun olmaktır. Ayrılıkları, vedaları, yaşanamamışlıkları, sonları; bilmek, kabullenebilmek, alışabilmek, taşıyabilmektir. Kaybedeceğini bile bile oynamaktır oyunu.
Doğuştan üzerine giydiğin sıfattan, yirmili yaşlarına kadar kurtulamamaktır. Şu an ki hayatına sıkı sıkı sarılmak, sevdiklerini bırakmamak, değer bilmek, değer vermek, an’ı dondurup resmedebilmek, dolu dolu yaşamaya çalışmaktır.
Disiplinli, soğuk, mesafeli olmak, her zaman mantıklı hareket etmektir. Vatan sevgisini kitaplardan değil, bizzat yaşayarak öğrenmektir. Henüz çocuk olsan da sert baba figürünün “Ben göreve gidiyorum, bir ay gelmeyeceğim, annen sana emanet” demesidir.
Her çocuk özeldir ama asker çocuğu olmak daha özeldir.
Sevdiğim söz: “Kendini düşünme, kendini bil.” – Matrix filminden
Tavsiye Film: City Of God
Tavsiye Şarkı:Slide Away - Miley Cyrus
Konu hakkındaki düşüncelerinizi aşağıdaki e-mail adresine yazabilirsiniz. Diğer görüş ve önerileriniz için de yazabilirsiniz.
e-mail: [email protected]