Biraz seçim atmosferine fazla girdim sanırım Sevgili Okuyucular, araştırmalar yapıyorum. Dün de TÜİK verilerine göre bazı çıkarımlarda bulunmuştum. Şimdi ise biraz daha bu verilerden bazı sonuçlar çıkarmaya çalışacağım; kendi fikrimce önerilerde bulunacağım.
Türkiye İstatistik Kurumunun resmi internet sitesinde (http://www.tuik.gov.tr ) 16 Nisan 2018 tarihinde 27693 sayılı verilen verilerden bahsedeceğim:
“ Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2018 yılı Ocak döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 576 bin kişi azalarak 3 milyon 409 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 2,2 puanlık azalış ile %10,8 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 2,5 puanlık azalış ile %12,7 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 4,6 puanlık azalış ile %19,9 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 2,2 puanlık azalış ile %11,1 olarak gerçekleşti. “Bu verilen bizzat TÜİK’in kendi resmi sitesinde bu cümlelerle verilmiştir. Bazı özel kurumların ya da sendikaların işsizlik rakamları ve oranları daha fazla görünmektedir. Burada üç buçuk milyon insanın işsiz olduğundan bahsedilmektedir. Bu işsizlerin yaklaşık bir milyonunun da diplomalı üniversite mezunu işsiz olduğuna araştırmalarım sonucunda ulaştım. Tabii bazı kaynaklarda bu rakamlar çok daha fazla ama biz TÜİK rakamlarına göre ilerleyelim.
Şimdi Sevgili Okuyucular, bunlara atama bekleyen öğretmenleri, sözleşmeli – vekil öğretmenlik yapanları, dershanelerde düşük ücretlere öğretmenlik yapanları, aileden maddi güç bularak mekân – işletmecilik – ticarethane gibi işlerde bulunanları, iş bulma ümidi olmayıp polis olanları, taşeronlarda büro işlerinde çalışanları, şansının yardımıyla bankacı olanları, İŞKUR’dan dönemsel çalışanları, çağrı merkezi – mağaza – kafe – mekân gibi yerlerde mezuniyetleriyle alakalı olmayan ama hayata tutunmak için çalışanları ve bunların yanında en önemlisi hatta iş bulma ümidini kaybetmiş olanları da eklemek lazım. Bunların hepsini totale vurarak bir hesap çıkarırsak; valla ben çıkaramıyorum ama büyük bir rakamın ortaya çıkacağını düşünmekteyim.
Ülkemizde 81 il, 921 ilçe, 30 büyükşehir belediyesi, 51 il belediyesi, 519 büyükşehir ilçe belediyesi, 402 ilçe belediyesi ve 396 belde belediyesi var. (https://www.e-icisleri.gov.tr ) Yani 81 tane valilik, 921 tane kaymakamlık ve 1398 belediye var. Devlete bağlı; YÖK’ten tutun Danıştay’ ına, Merkez Bankası’ndan tut RTÜK’üne kadar toplam 32 farklı kamu kurum ve kuruluşu ve ayrıca 23 tane başkanlık ve bakanlık vardır.
Valiliği örnek olarak, valiliğe bağlı birimler; İl Yazı İşleri Müdürlüğü, İl İdare Kurulu Müdürlüğü, İl Mahalli İdareler Müdürlüğü, İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü, Özel Kalem Müdürlüğü, Protokol Şube Müdürlüğü ( büyükşehir olan illerde), Hukuk İşleri Şube Müdürlüğü, İl Sosyal Etüt ve Proje Müdürlüğü, İdari Hizmetler Şube Müdürlüğü, Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü ve daha niceleri… Bunlar değişkenlik gösterebilir tabii tam olarak bilmediğimden araştırdıklarıma göre yazdım. Kaymakamlıkta da mutlaka bu kadar müdürlük vardır. İşleyiş şemasını bilsem önümde görebilsem net rakamlar çıkartabilirim ama bu bilgilere sahip olanlar buralarda diplomalı genç işsiz kardeşlerimizin bir kısmını istihdama sokabilirler. Ayrıca emeklilik yaşı dolmuş ve hala çalışan bir sürü memur olduğunu da hesaba katmakta fayda var. Bunlar da düşünülebilir şeyler; benim diplomalı işsizler için şahsi önerim bu yoldur. Keşke tam rakamları ve çalışma şemalarını bilsem de rakamlara ulaşıp sizlere tam bilgi verebilsem. Bu yöntem tamamen diplomalı işsizlere istihdam sağlamaz eyvallah ama yüzde onunun yarasına merhem olsa ne günahı var; değil mi ama?