ERDEMİR'in özel bir şirket eliyle Alaplı'nın Osmanlı Köyü'nde inşa ettirmek istediği curuf tesisiyle ( demir tozu ayrıştırma tesisi) ilgili yayınımıza karşı sessizlik devam ediyor.

Neyin "sessizliği" anlayamadık…

Oysa bu konuda Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık'ın ERDEMİR yönetimine yönelik ağır ithamları vardı.

Özetle, anılan tesis kurulup faaliyete geçtiği takdirde Alaplı ve Ereğli'nin "mahvolacağını"söylemişti.

Bu açıklamanın ardından ERDEMİR'den ses çıkmadı.

Konuyu bir de biz gündeme getirdik.

" ERDEMİR ne diyecek?" başlığı ile yayınladığımız yazı, ERDEMİR Kurumsal İletişim Müdürlüğü'nün arşivinde yerini aldı, hepsi o kadar…

Geride sadece derin bir "sessizlik" kaldı.

***

ERDEMİR gibi aslında hepimizin gurur kaynağı olan bir demir-çelik devinin eleştirilere yada iddialara bunca sessiz kalması anlaşılır gibi değil…

O zaman kamuoyu "sukut ikrardan mı geliyor?" diye düşünmeye başlıyor.

Yani, ERDEMİR'in bu konuda söyleyecek bir sözü yok, anılan tesisin doğaya zararı vardır, ancak ERDEMİR bu durumu ekonomik kaygılarla açıklamak istemiyor.

***

Aslında ERDEMİR gibi kurumsal, üstelik Kurumsal İletişim Müdürlüğü gibi departmanları bulunan büyük firmaların eleştirilere ya da iddialara yanıt vermek ve kamuoyunu bilgilendirmek adına daha şeffaf olması gerekmiyor mu?..

Mesela, ERDEMİR bu konuda şöyle bir açıklama yapabilirdi :

" Bu iddialar asılsızdır. Kurulmak istenen demir tozu ayrıştırma tesisinin doğaya ve çevreye hiçbir zararı yoktur."

Ya da…

" Evet,bu tesiste doğa ve çevre için risk faktörü vardır, ancak alınancak önlemlerle bu risk ortadan kaldırılmış olacaktır."

Veya…

" Tesisi başka bir şirket kurmak istiyor, ERDEMİR ile ilgisi yoktur"

***

ERDEMİR gibi büyük bir kuruluşun böylesine ciddi eleştiri veya iddialara karşı "sessiz" kalması yadırganacak bir durum…

Ya da iddialar kısmen veya tamamen gerçeği yansıttığından "sessiz" kalmak tercih ediliyor.

Sonuç olarak bu "sessizlik" hayra alamet görünmüyor.