Ereğli kaynaklı, basına da yansıyan haberlere göre, önemli bir kurumun başındaki insan, makamını kullanarak koruyup kollaması gereken insanların (büyük olasılıkla ) üyelerinin veya iflas nedeniyle üyelikten düşmüş olanların mülklerine çöküyor...

İflas edip, mülkleri icra yolu ile satışa sunulan işadamlarından söz edildiğine göre, bu işadamlarını koruyup kollaması gereken kurum bellidir.

İflas eden işadamlarının, şirketlerin mallarını takip edip akbaba gibi üzerine çöktükleri iddia ediliyor.

Üstelik, fabrikası icraya düşen işadamının " Fabrikamı almayın, ben kendim alacağım" şeklinde rica minnet etmesine rağmen…

Anlaşılıyor ki, düşene bir tekme de onlar vuruyor.

Özetle, o kurumun başında olması nedeniyle yapması gerekenin tam tersini yapıyor.

Şimdi, bu işin içinde iflas edip, mülkleri icra yolu ile satışa çıkarılan işadamları ile onları 'koruyup kollaması" gereken bir kurum olduğuna göre, bu tablodan Ereğli TSO yönetiminde yer alan bazı kişiler çıkıyor.

Umarız, Ereğli TSO Başkanı Arslan Keleş bu işin içinde değildir.

Ereğli'de yapılan son TSO seçimlerini hiçbir grupta fire vermeden kazanan Arslan Keleş'in, kongre öncesi üyelerine verdiği sözler, ilçedeki iş dünyasının hafızasından silinmemiştir.

Ereğli TSO Başkanı sıfatı ile Arslan Keleş'e yakışan, zor durumda kalan işadamlarına sahip çıkmak, onları bulundukları durumdan en az zararla kurtarmak olmalıdır.

Öyle olduğunu düşünüyoruz, mesela, son olarak bir boru-profil fabrikasına "çökme" olayı ile ilgisi olmadığına inanmak istiyoruz.

Hep söylendiği gibi…

Ağlayanın malı gülene yaramaz çünkü…

Erhan ÇAKMAK