Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Selim Alan son derece kararlı görünüyor…

Fevkani Köprüsü yıkılacak, geri dönüşü yok…

Zaten hazırlıklar başladı, alternatif köprü ve geçişler hazırlanıyor.

Bu konudaki tartışmalar uzayıp giderken, bizim baştan beri savunduğumuz bir görüş var…

" Fevkani Köprüsü'nü yıkalım, ancak köprü esnafını yıkmayalım"

Bunun anlamı şudur…

Yıllar yılı Fevkani Köprüsü altında emek verip ticaret yapan, gerektiğinde yatırım yapan köprü esnafına karşılıklı uzlaşma ile "razı olacakları" bir alanda şu andaki mevcut konumları da dikkate alınarak ticaretlerini devam ettirecekleri işyerleri tahsis edilmesi…

Konunun karşılıklı özveri ile çözümlenecek bir noktaya getirilmesi gerekiyor.

*

Bu konuda sırf muhalefet olsun diye, ya da Belediye Başkanı Selim Alan'ı köprü esnafı ile karşı karşıya getirmek amacı ile kasıtlı olarak olayı kaşıyanlar da var.

Bu tavır çözüme katkı sağlamaz.

Zonguldak'ta her yeniliğe karşı olan bir grubun, gerek fikir, gerek fiziki anlamda "kendilerine özel " statükoyu muhafaza etmeye çalışmaları, bu şehrin ilerlemesine, gelişmesine, doğal güzelliğinin fiziki güzellik ile bütünleşmesine katkı sağlamıyor, aksine kırık dökük bir şehir görüntüsü ile bir adım ileri gidemiyor.

Zonguldak Belediye Başkanı Selim Alan'ın bu zihniyeti değiştirmek, bugüne değin cesaret edilip de yapılamayanları büyük projelerle gündeme getirip, yepyeni ve çağdaş bir şehir görüntüsü oluşturmak yönünde ciddi görüş ve çabaları var.

Fevkani Köprüsü inşa edildiği dönem için ihtiyaç duyulan çok önemli bir yapı olabilir. Ancak, günümüzde bina, trafik ve nüfus yoğunluğu nedeniyle şehrin görüntüsünü kapatan, yeni ve çağdaş projeler için alan bırakmayan bir konuma gelmiştir.

Hatırlayalım…

Şehrin ortalık yerinde yüzbinlerce metrekare alanı kaplayan Merkez Lavuarı'nın yıkılması gündeme geldiğinde de aynı zihniyet tarafından " endüstri mirası" edebiyatı ile karşı çıkılmış, yıkımın durdurulması için dava açılmış, o zamanki MMO Odası Başkanı Turhan Demirtaş muhaliflere öncülük ettiği halde, sonradan hatasını anlayıp, bu fikrinden vazgeçtiğini beyan etmiştir.

Sonuçta, şehrin ortalık yerinde heyula gibi duran Merkez Lavuarı yıkıldı, kıyamet kopmadı…

Gelecek kuşakların hatırlaması için " üç kuleler " bırakıldı, böyle bir çözüm üretildi.

**

Herkesin içi rahat olmalı…

İnanın ki, Fevkani Köprüsü yıkıldığında da kıyamet kopmayacak…

Yeter ki, köprü en hızlı şekilde yıkılıp, en hızlı şekilde enkazı kaldırılmış olsun…

Yeter ki, yıkılan köprüden kazanılan alana çağdaş, yeni bir şehir içi görüntüsü konulabilsin…

Yeter ki, yıllarını bu köprünün altında ticaret yaparak harcamış, ekmeğini bu işyerlerinden kazanan esnaflarımız mağdur edilmesin.

Bu işin temeli ve özeti budur…

Fevkani Köprüsü yıkılsın, ancak köprü esnafı yıkılmasın.

Erhan ÇAKMAK