Adı lazım değil belediye başkanı …
Hırsızın tekiydi…
Hem hırsızdı, hem arsızdı, üstelik ahlaksızdı…
Tombaladan çıkar gibi bir ilçeye belediye başkanı oluvermişti…
İlçenin fırıldak müteahhitleri hemen etrafını sardı…
Ondan aldı…
Bundan aldı…
Ona verdi…
Buna verdi…
İlçede bulunan birkaç yıkama-yağlama istasyonu Belediye Başkanını sürekli allayıp pulluyordu…
Alladılar, pulladılar…
Hep birlikte “yağlı güreş” tuttular…
Yedikçe yediler, şiştikçe şiştiler !..
Adı lazım değil belediye başkanının işçileri maaşlarını alamıyordu, çoluk-çocuğuna ekmek götüremiyordu.
O işçiler ağlarken, “birileri” kahkahayla gülüyordu.
İlçenin belediyesi borç içinde yüzüyor, ancak belediye başkanı lüküs hayat yaşıyordu…
“ Angara’nın bağları, büklüm büklüm yolları” türküsünü çok seviyordu.
***
Müteahhit arkadaşlar onu çok sıkıştırıyordu…
Aldıkça alıyordu, verdikçe veriyordu…
İlçeyi az bir yağmurda sel alıyor, yollar göçüyor, evler heyelana kapılıyor, lağım suları patlıyor, elektrikler kesiliyordu.
Seçimler geldi çattı…
Hiç ummadığı şekilde tombaladan çıkan belediye başkanı yeniden aday oldu…
Müteahhit arkadaşlarla sofralar kurdu…
Bekledi, bekledi, bekledi…
Heyecanlıydı, yerinde duramıyordu…
Bekledi durdu…
Sonunda olan oldu…
Güvendiği dağlar başına yıkılmıştı sanki !..
İlçe belediyesinin olanakları ile lüküs hayat iyiydi…
Saltanatı kısa sürdü.
Dağlarına kar yağdı!
Kar yağdı böyle oldu!..
***
Bu hikaye "ibret" olsun…
Sonradan gelenlere…
Sonradan gelip de, belediye başkanı olanlara…
Her kim ki, belediyeleri soyup soğana çevirmek istiyorsa, Angara'nın bağlarını, büklüm büklüm yollarını merak ediyorsa, her kim ki, velev ki, yakını olsun, velev ki, meclis üyesi olsun, velev ki, kat üstüne kat ekleyen müteahhidi olsun, belediyenin olanaklarını peşkeş çekmeyi düşünüyorsa, plan notları ile oynamayı, Sayın Cumhurbaşkanımızın "yatay şehirleşme" konusundaki talimatlarını "es" geçmeyi düşünüyorsa, hemşehricilik, adam kayırmacılık, akrabacılık yapmayı hayal ediyorsa, adı lazım değil Belediye Başkanı'nın yaptıklarını unutmasın…
Seçim zamanı çabuk geliyor…
Güvenilen dağlara kar yağıyor sonra …
Erhan ÇAKMAK