İçişleri Bakanı Süleyman Süylu'nun istifa talebi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan geri döndü, istifa kabul edilmedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada " İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu görevine devam edecektir" denildi.
Kimi sevindi, kimi üzüldü…
Sevinen milletimiz oldu, İçişleri Bakanlığına bağlı olarak görev yapan polis ve jandarma teşkilatları oldu.
Sevinen terör mağdurları oldu, şehit aileleri oldu, Diyarbakır Anneleri oldu…
Üzülenlere gelince…
Sayın Soylu'nun istifasının kabul edilmeyip, görevine devam etmesine en çok terör örgütleri üzüldü…
PKK üzüldü…
DEAŞ üzüldü…
DHKP-C üzüldü…
FETÖ üzüldü…
Türkiye'ye karşı bilumum terör örgütlerine destek veren emperyalist güçler üzüldü.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, terör odaklarının sevinmesine izin vermedi.
***
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kelimenin tam anlamı ile "terörün belini kıran" devlet adamıdır.
Daha önce terörün yoğun olarak yaşandığı, her gün bombaların patladığı, teröristlere kucak açan bazı belediyeler tarafından hendeklerin kazıldığı, insanların terör korkusundan sokağa çıkamadığı, her gün hain pusuların kurulduğu Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde hayatın normale dönmesinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun teröre karşı kararlı mücadelesinin büyük payı olmuştur.
Sayın Soylu, " Zalime karşı demir yumruk, mazluma (millete) karşı kadife eldiven" anlayışı ile teröre ve her türlü melanet odaklarına karşı, devletimizi ve milletimizi temsil etmekte büyük başarı sağlamış bir bakan olarak hem Sayın Cumhurbaşkanımızın, hem de milletimizin teveccühünü kazanmış bulunuyor.
Türk Milleti bunun için sevindi.
Terör odakları ile uzantıları bunun için üzüldü.
Büyük sorumsuzluk !..
Küresel salgına karşı ülkemizde ve ilimizde başta sağlık çalışanları ve güvenlik güçleri olmak üzere toplumun bütün kesimleri tarafından büyük mücadele verilirken, halk sağlığını hiçe sayan büyük sorumsuzluk örnekleri ile de karşılaşıyoruz.
Şehir merkezi ve mahallelerde kullanılmış maske ve eldivenler yerlerde sürünüyor.
Sağlık Bakanlığı ve diğer yetkili makamlar tarafından yapılan tüm uyarılara rağmen, kimi sorumsuz ve duyarsız insanlar tarafından adeta salgına "davetiye" çıkarılıyor.
Bunun vebali büyüktür. Koronavirüs salgınının daha hızlı yayılmasına, daha çok insanımızın hastalanmasına, hatta ölümüne neden olabilir.
Bizim "nezih" insanlarımıza ne oldu, anlaşılır gibi değil !..
Çöp kutusuna kadar gitmeye zahmet etmeyip, kullanılmış maske ve eldivenleri gelişigüzel sokağa atanların bir an önce vicdanları ile yüzleşip, bu sorumsuzluğu terk etmeleri gerekiyor.
Yol ortasında insanlara ( ya da araçlara ) zarar vermesi muhtemel bir taşı yerinden kaldırmayı "ibadet" kabul eden bir dinin mensuplarıyız.
" Temizlik imanın yarısıdır" diyen bir Peygamberin (S.A.V.) ümmetiyiz.
Kendimize dönsek iyi olacak.
Bahçelievler sakinlerinden
Başkan Selim Alan'a…
Koronavirüs salgını ile mücadele kapsamında Zonguldak Valililği başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşları kendi alanlarında özverili yoğun çalışma temposu içinde bulunuyor.
Zonguldak Belediyesi'nin ilgili tüm birimleri de bu kapsamda çalışmalarını sürdürüyor.
Temizlik, dezenfekte, sulama ve benzeri hizmetler bu mücadele kapsamında büyük önem taşıyor.
Bu arada Bahçelievler Mahallesi sakinlerinin Belediye Başkanı Dr. Selim Alan'dan talepleri var, "elçiye zeval olmaz" diyerek iletiyorum.
Bilindiği gibi Bahçelievler Mahallesi yaklaşık 18 bin nüfusu ile ülkemizdeki çoğu ilçeden daha fazla nüfus yoğunluğuna sahip bulunuyor.
Dolayısı ile nüfus yoğunluğu ili orantılı olarak koronavirüs salgını bakımından daha riskli mahallelerimizden birisi…
Bu nedenle salgın hastalıkla mücadele kapsamında Bahçelievler Mahallesi'nde bulunan tüm sokakların, park ve bahçelerin, çöp konteynırları ve mazgalların dezenfekte edilmesi isteniyor.
Başkan Selim Alan, hem "şehir emini", hem de "doktor" ünvanlarına sahip olduğuna göre, konunun önemini ve ciddiyetini hepimizden daha iyi anlayacaktır.