Atalarımız demişler ki :
" Boş teneke çok tangırdar "
Sözlüklerde açılımı şöyle verilmiş…
" Bir konuyla ilgili kulaktan dolma, yarım yamalak bilgisi olanlar kendini ön plâna çıkarmak amacıyla çok konuşur, bilgiçlik taslamaya kalkarlar. Her sözün arasına girer, etrafındakileri rahatsız ederler. Böyleleri için önemli olan gösteriştir. Çok konuşarak bunu sağlamaya çalışırlar."
Yani, demek oluyor ki, elifi görse mertek zanneden, kendini matah gören, kerameti kendinden menkul kişiler, susmak bilmez, biteviye konuşur.
Bilgi, görgü.yetenek sıfır !..
Tarlada ekin biçemez, terzide gömlek dikemez.
Hiçbir işi yönetemez.
Akşama dek gıybet edip,onu bunu çekiştiren kimi "mahalla saknleri" gibi laftan öte gidemez.
Bu tipler için halk arasında şöyle benzetme yapılır :
" Laf söyledi bal kabağı !.."

*

Siz, hiç kendi alanında başarılı olmuş insanlar arasında böyle "boş teneke" gibi tangırdayan, gıybet edip,onun bunun kuyusunu kazmaya çalışan birini gördünüz mü?..
Siyasette, ticarette, bürokraside, sivil toplum kuruluşlarında,özetle yaşamın her alanında…
Konuşmak elbette siyasetin doğasında var ama, onun bile yerinde, zamanında, yürekli ve etkili konuşanı makbuldür.
Kimi siyasetçi " boş teneke " misali çok ses çıkarır da, hiç kimse tınlamaz…
Kimi siyasetçi, bir çift sözü ile 15 Temmuz ihanetçilerine karşı bütün milleti meydanlarda toplar.
Yaşamın diğer alanları da böyledir.
Başarılı işadamları boş laf konuşmaz, işine-gücüne bakar, başkalarıyla değil,kendileriyle yarışır.
Başarılı bürokratlar, sivil toplum liderleri, tıp, sanat, edebiyat adamları hep kendileriyle yarışır, kendilerini aşmaya çalışır.
Boş tenekeler ise onları çekiştirmek için durmaksızın tangır-tungur sesler çıkarır.

*
Hepimiz yaşamın kıyısındayız…
Gülmek de var, ağlamak da…
Ancak "sırıtmak" yoktur.
Sırıtmak, hilebazlık, şarlatanlık, sinsilik, ikiyüzlülük ve münafıklık ifadesidir.
Boş tenekelerin temel özelliği de budur zaten…
Çıkardıkları sesler, iki yüzlü münafıkların sırıtmasına benzer.
Öylesine itici, öylesine antipatik…
Aklınıza geldikçe lavaboya gitmek ihtiyacı hissedersiniz.
Neyse ki, bunların "tangırdaması" çok çabuk geçer.
Aksi halde, meydan bunlara kalsaydı eğer…
Seyreyleyin gümbürtüyü !..
Ortalık "tangırtıdan" geçilmezdi o zaman…
(Erhan ÇAKMAK)