Sevgili Okuyucular, işe yaradığınız kadar sevilirsiniz günleri sayılı olan şu dünyada. Menfaatler desem sizlere kafanızda bir şeyler canlanır mı? Kimi zaman işlerine geldiği için anlamazlar sizi, kimi zaman da işlerine gelmedikleri için; anlayacağınız bu döngü sizden bağımsız devam eder. Sizin dışınızda olan etkenler durumu yönlendirir. Bu değişken tutumlardan dolayı kendinizi sorumlu tutmayın derim ben. Sizle alakadar değil dedim diye de duruşunuzu tavrınızı falan değiştireyim de demeyim. Zaten sizler durumun farkındasınızdır da benimkisi de öyle bir hatırlatma maksatlı samimi dost tavsiyesi; beni ukala falan bellemeyin de yoksa üzülürüm bak. Zaten çoğu zaman alakam olmayan konularda bazı çağrışımlar yapılıyor; yaptığım hareketleri bir yerlere getirmeye çalışıyorlar hele bir de provoke etmek isteyenler var. Of aklıma geldi de birden sıkıldım…
Menfaatler dedim de tek kelime ile geçiştirmemek lazım değil mi mevzuyu; malum kimisinin hayat felsefesidir bu, tek kelimeyle geçmek onlara ayıp olur vallahi, sonra bir de bana darılmasınlar, üzülürüm sonra. Menfaat insan hayatının her döneminde; her konuda ve her platformda yerini ne yazık ki almış bulunmaktadır. İnsanları beyaz derken birden siyah demeye çevirecek kadar da etkili bir arkadaştır. Aman bize uzak olsun değil mi Sevgili Okuyucular? Sizlerin de bu tarz felsefik bir yaşam tarzı olan tanıdıklarınız mutlaka vardır; ne yapacaksın uzak durmak lazım. Zaten sizden bir menfi kokusu alırsalar, size gelirler merak etmeyin; ruhunuz bile duymaz hem de. Böyle de tehlikeli ve yetenekli arkadaştırlar onlar. Onlar için dünün önemi yoktur, gelecekle de pek ilgili oldukları da söylenmez; onlar sadece bugüne ve çok ama çok yakın geleceğe bakarak hareket ederler. Utanma duygularını çoğunun aldırdığını; onur ve gururu da rafa kaldırdıkları hakkında bazı rivayetler almaktayım ama neyse, hayırlısı diyelim de daha fazla derine inmeyelim. Onlar bu yazılanları okumaz zaten, okusa da üzerlerine alınmazlar; çoğunda ayakkabı köselesi gibi surat vardır. Ama herkesin bir ailesi; annesi, babası, eşi, çocukları, kardeşleri vs. var, o nedenle yine de dikkatli konuşmak ve ortam içinde onları rencide etmemek lazım. Dediğim gibi onlar utanmaz ama sevenleri ve aileleri var; yine de ölçülü ve dikkatli olmakta fayda var.
İnsanların bazı kalabalık olduğu zamanlar vardır; o zamanlar yanında olup daha sonraki sakin döneminizde yanınızda olmayan insanlardır genel de bu arkadaşlar. Aman sakın size işleri düşmesin; günde bilmem kaç kere ararlar, sorarlar, Canımlar, Kardeşimler ve daha niceleri… Ama bir de sizinle işleri bittiği zaman arkanızdan etmedikleri kelime kalmaz; sizle alakalı olsun – alakasız olsun arkanızdan gömerler, yeter ki uygun bir ortam ve ona çıkar sağlayacak bir durum olsun. Düşünmeden saniyesinde sizi bozuk para gibi harcarlar, saniyesinde satarlar. Ne yapacaksın bu da onların tarzı; onlar için: Zafere giden her yol mübahtır. Yapacak bir şey yok en fazla kendinden uzak tutar ve uygun zamanında yüzüne vurursun. Her neyse bir zamanlar ben de çok kalabalıktım, sakinleştim ama yakın zamanda tekrar kalabalık olacağım; tekrar görüşürüz herhalde.
**
Evet, Sevgili Okuyucular, şimdi size birinden bahsedeceğim. Ergenlik çağımda ve karakterimin oluşma evresini tamamlamaya çalıştığım üniversitede okuduğum dönemlerde pek fazla anlaşamadığım, fikir ayrılıkları yaşadığım ama bayrak, memleket, vatan sevgimin temelinde direkt olarak etkisi olan birinden bahsedeceğim sizlere. Ondan öğrendik; dik durmayı, yalakalık yapmamayı, çıkar uğruna dostu – arkadaşı satmamayı, onur ve gururun hayatın en büyük yapı taşları olduğunu ve kendinden ödün vermemeyi. Kendisi de aynı şeyler uğruna yeri geldi yalnız kaldı, biz de öyle; yalnızlığı da ondan öğrendik, kimselerden bir beklentiye düşmemeyi de. Çok fazla uzatmayayım Babamdan öğrendim bunları, o yalakalık yapmadı en dipte olduğunda bile, o onuru için yaşadı en ihtiyacı olduğu dönem de bile. Şimdi buradan O’na seslenmek istiyorum. Bazı bazı anlaşamazsak da öğrettiklerin ve bize kattıkların için teşekkür ediyorum; doğum günün kutlu olsun. Nice yıllara, iyi yıllara…